İNSAN HAKLARI VE ZAFER ÜSKÜL HAKLARI

İsmail Hakkı CENGİZ - 31.10.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Zafer Üskül adında bir profesörümüz var. İnsan haklarına gayet duyarlı olan bu zat, 2007 seçimlerine kadar neredeyse her gün televizyonlardaydı. Çünkü ülkede pek çok insan hakları ihlali vardı ve Üskül Hoca onları kamuoyuna duyuruyor, önlenmesi ve sorumluların cezalandırılması için hükümete çağrı yapıyordu.

Hoca’nın gayretleri Başbakan Erdoğan’ın dikkatini çekmiş ki, Hocanın bu insan sever potansiyelinden partide ve mecliste yararlanmak için kendisine milletvekilli adaylığı teklif edildi. Hoca da teşneymiş, kabul etti ve seçildi.

Hoca 22 Temmuz 2007 seçimlerinde meclise girince; insan haklarına hassasiyetinden ötürü onu “İnsan Hakları İnceleme Komisyonu” başkanı yaptılar.

Düşündük ve dedik ki; tamam, artık ülkede kimse insan haklarını ihlal etmeye yeltenemez… Kim ki insan haklarını ihlal eder, Üskül Hoca da ona dünyayı dar eder!

Aradan 2 yıldan fazla zaman geçti… Aaaa, bir de baktık ki Zafer Üskül’ün hiç sesi çıkmıyor.

Neden acaba? Artık ülkede insan hakları mükemmel mi işliyordu? Kimsenin hakkı ihlal edilmiyor muydu? Kimse insan hakları suçu işlemiyor muydu?

Hayır, memleketimizdeki insan hakları ihlalleri hız kesmeden, belki de artarak sürüyor… Her gün manşetlerde pek çok zulüm, işkence, şiddet haberi okuyoruz.

Meselâ, 2008 istatistiklerine bir bakalım:

İHD verilerine göre, 2008’de Türkiye'de: 34 kişi polisin "dur" ihtarına uymadığı için öldürüldü. Cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde 45 kişi hayatını kaybetti. 1546 kişi de işkence ve kötü muamele gördü. AİHM, Türkiye'yi 57 kez "işkence"den mahkûm etti. Adalet Bakanlığı, 301. madde değişikliğinden sonra bile 50'nin üzerinde dosyaya dava açılmasına izni verdi. (TEKSATIR, 01.09.2009)

Zafer Üskül’den bunlarla ilgili ne bir ses var, ne seda!

*   *   *

ZAFER ÜSKÜL, GÜLER ZERE’Yİ DE GÖRMÜYOR

 

Aylardan beri Güler Zere ismindeki genç bir mahkumun kanser hastası olduğu, sağlığının geri dönülemez bir noktaya geldiği bildiriliyor. Bu ağır hasta mahkûmun affedilmesi, son günlerini ailesiyle rahatça görüşebileceği bir sağlık kuruluşunda geçirmesi talep ediliyor. Sivil toplum kuruluşları Güler Zere’nin durumunu sağır sultana bile duyuracak eylemler yapıyorlar. Fakat insan hakları şampiyonu olan TBMM’deki komisyon başkanından tık yok.

*   *   *

Poliste ve cezaevinde gördüğü işkence sonucu hayatını kaybeden Engin Çeber için o günkü Adalet Bakanı özür diliyor, Zafer Üskül’den yine tık yok.

Ergenekon davasında; 2007’de cezaevine girerken sapasağlam olduğu kameralara yansıyan Kuddusi Okkır, 1 sene sonra canlı cenaze halinde ailesine teslim ediliyor ve 5 gün sonra ölüyor… Zafer Hoca doğal olarak ortada yok!

*   *   *

“1.5 yıldır Denizli D Tipi Cezaevi´nde kalan oğulları Yunus Kalkan´ı 13 Ağustos´ta ziyarete giden baba Kemal ve anne Gülseren Kalkan, dövülüp, işkenceye uğradığı ileri sürülen oğullarını tanınmayacak halde bulunca şoke oldu. Kemal Kalkan, oğlunu dövüp, işkence yaptıklarını ileri sürdüğü cezaevi doktoru ve gardiyanların cezalandırılması için 14 Ağustos´ta Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Denizli Başsavcılığı´na suç duyurusunda bulundu.”

Bunun gibi pek çok şikâyet medyaya yansıdı Üskül Hoca bunları da duymuyor!

Daha birkaç hafta önce polis bir parkta kendi halinde bira içen bir genci komaya sokuyor. Hadise kameralarla tespit ediliyor, Üskül Hocadan yine tık yok.

*   *   *

Demek ki, Zafer Üskül için insan hakları denilen nesne, AKP milletvekili olarak meclise girinceye kadarmış.

Ondan sonra ne olmuş?

“İnsan hakları” ölmüş, yerine hakları gelmiş.

*   *   *

ÜSTATLARDAN

 

MEMLEKET İSTERİM

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun…

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun!

Cahit Sıtkı Tarancı

 

Önceki yazılar

Tarih: 31.10.2009 Okunma: 678

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?