Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Kardeşi emekli albay, karısı AKP
milletvekili olan, Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne’nin, 29 Ekim günkü “Bize Nizam-ı Cedit Ordusu lâzım...” başlıklı
yazısında sarf ettiği “fesat ocağı” kavramı kafaları karıştırdı.
Biz de bu zat-ı muhterem ne diyor diye
yazsının tamamını okuduk. O yazısı için gazetenin internet sitesine
girdiğimizde gördük ki, Türköne, 01 Kasım’da da, “Yeni Bir Ordu Kurmak” başlıklı bir makale yazmış.
İlginç bir başlık daha gördük; 27 Ekim’de
“Ak Parti Kurt Kapanına Girdi”
başlıklı bir yazı kaleme almış.
Bu üç makalesinin de ortak bir tarafı var:
Yazar, makalesinin ortasına kadar doğru şeyler yazıyor, isabetli analizler
yapıyor fakat yarıdan sonra sapıtıyor. Başta söyledikleriyle ve başlığıyla
çelişkiye düşüyor.
Muhtemelen bu karakter diğer yazılarında
da mevcuttur. Bu şahsın televizyon konuşmalarında da aynı çelişkiyi görüyoruz.
Nitekim
bu şahsın, siyasî kariyeri de zikzaklarla dolu… Önce ülkücü, sonra Çiller’in danışmanı… Çiller
döneminde, Cumhuriyet tarihinin en karanlık ilişkilerini açık eden “Susurluk” kazasında
ortaya çıkan çetenin hamisi halindeydi. Çiller’e “Bu vatan için kurşun atan da, yiyen de kutsaldır” sözünü sarf
ettiren kişi olduğu söylenir. Buradaki “kutsal”, Abdullah Çatlı oluyor.
O vakit, meydandaki çeteyi koruyordu da
şimdi olmayan çetelerle mücadele ediyor! Herhalde, bugün bulunduğu yerin
stratejisi onu gerektiriyor!
*
* *
Bununla beraber, bu şahsın “fesat ocağı” tespitinde
doğru yanlar mevcut: Bir fesat olgusu gerçektir. Fakat “fesat”, varsa belge değildir. Veya belge
varsa, Türk milletini yönlendirmek ve kendi
tabiriyle “kurt kapanına giren AKP”yi
kurtarmak için düzenlenmiş bir
“fesat” belgesidir.
Bize göre, “fesat ocağı” nitelemesine hak verecek icraatları; tayinlerde, terfilerde, özlük haklarında, “çürük
raporlarında” aramak lâzım.
Tabii bu meyanda soruyoruz: Sayın
Türköne, “fesat ocağı” olmayan bir kurum
kaldı mı?
Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer
bakanlıklardan herhangi birisi mi?
AKP
dâhil siyasi partilerden herhangi birisi mi?
Herhangi bir holding mi?
Medya
mı?
Herhangi bir sivil toplum kuruluşu, hatta
yardım vakıf ve dernekleri mi?
Hatta
yazdığınız gazete mi?
O gazetede ve tabii ki diğerlerinde de,
en ağır işleri yapan birileri asgarî ücrete talim ederken, başka bazıları
astronomik ücretlerle sefa sürmüyorlar mı?
Böyle bir yapıdan daha ala fesat yuvası
olur mu?
*
* *
Evet, “fesat ocağı” olmayan bir kurumumuz
kalmamış gibidir.
Sebep!
İnsan
bozulmasıdır. İnsan bozulmuştur. Toplum bozulmuştur.
Değişmeli!
Sadece ordu değil… Bütün bir millet
değişmeli. Özüne dönmeli. İnsanlığa dönmeli.
Toplum içinde en az bozulmuş olanlar
Silahlı Kuvvetler mensuplarıdır. Bu gerçeği kabul etmek zorundayız. Bu
özelliğiyle ordu, yine de “Peygamber
Ocağı” unvanını hak ediyor.
*
* *
ÖNCEKİ ANKETİMİZİN SONUÇLARI:
İçeriğini
bilmediğimiz “Kürt Açılımında” sizce neler olmalı?
- Cehalet, işsizlik
ve sefaletin giderilmesi, güvenliğin sağlanması, %10 barajı ve “ağalık”
gibi demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması:72, %44
2. Kürt kimliğinin tanınması, Kürtçe
alfabe, Kürtçe eğitim ve Kürtçe isimlerin serbest bırakılması: 28, %17
3. Abdullah Öcalan ve PKK’lı
teröristlerin affedilmesi, operasyonların durdurulması: 22, %14
4.Fikrim yok: 41, %25
Sol sütundaki yeni anketimize katılır mısınız?
Önceki yazılar