Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Dünkü yazıma, AB’nin verimli bir proje olduğunu
söyleyerek başlamış, yaz yaz bitmez, diye bitirmiştim.
Kaç gündür konuşulanlar, yazılanlar,
tartışmalar benim bu söylediklerimin ne kadar doğru olduğunu kanıtlıyor.
Akşam “Siyaset Meydanı”nda ciddi ciddi
ve ateşli bir şekilde, saatlerce AB tartışıldı.
Yanlış bir anlama var. Türk halkının çoğunluğu AB’ne girmek
istemiyor gibi algılanıyor. Hayır, halkımızın ezici çoğunluğu birliğe girmek
istiyor.
Ama girmek istemek başka bir şey,
giremeyeceğimizi görmek başka bir şeydir. Bu, şuna benzer: Ben de başbakan
olmayı arzu ediyorum. Çok istiyorum. Peki, olabilir miyim? Arka arkaya yüzlerce
mucize gerçekleşirse, belki, 40-50 yıl sonra başbakan olabilirim. AB macerası
da öyle. Türkiye’nin AB’ye girme ihtimali, benim başbakan olma ihtimalimden
daha fazla değil.
Avrupa Birliğine girelim; Kıbrıs’ta,
Ege’de, Patrikhane ve diğer konularda AB ne diyorsa, aynen kabul ediyorum. Ama girersek. Girmeden önce değil.
Vize
Tartışma esnasında, Sinan Aygün, Almanya’ya
gidebilmek için ne kadar zor vize aldığını dile getirdi. Avrupa
Parlamentosu Üyesi, aynı zamanda Alman vatandaşı olan Vural Öger, lafı
sokuşturdu: “İşte vize derdi olmaması için AB’ne girmelisiniz.” O arada,
Sinan Aygün, “AB’ne gireceksek, bu vize
işkencesi ne oluyor. Vizeyi kaldırmalısınız ki AB’ne yaklaşalım, ilişkiler
normalleşsin.” Demedi. Belki de aklına gelmedi.
Bana göre, vize
çok önemli bir gösterge. Son derece somut bir olgu.
AKP’ye açılan kapatma davasında AB’nin
sesinin çok çıkması üzerine, onlara bir soru soruluyor. Refah Partisi kapatılırken neden sesiniz çıkmadı?
Cevap: O zaman, müzakereler
başlamamıştı.
Biz de soruyoruz. Müzakerelerin başlamasıyla
AB-Türkiye arasında ne gibi bir ilerleme
oldu da şimdi konuşma hakkını kendinizde buluyorsunuz?
Madem müzakereler başladı, üstelik 12
senedir Gümrük Birliğindeyiz vizeyi
neden kaldırmıyorsunuz? Öyle bir garip durum var ki, işadamı AB ülkelerine mal
gönderirken problem yok, ama kendisi ve görevlileri malı pazarlamak için
gitmeye kalkınca önüne vize duvarları
çıkıyor.
Müzakerelere başladıktan sonra vize engeli hafifledi mi,
ağırlaştırıldı mı?
Avrupa Birliği’ne girip
giremeyeceğimizin en somut göstergesi vizedir.
Dursun bir kıza aşık olmuş.
Aşkından da şiir yazmış:
Sabahları yemek yiyemiyorum; çünkü seni düşünüyorum,
Öğlenleri yemek yiyemiyorum; çünkü seni düşünüyorum,
Akşamları yemek yiyemiyorum;çünkü seni düşünüyorum,
Geceleri uyuyamıyorum;
Çünkü AÇIM...
Önceki yazıları
görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın.