Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Meydana gelebilecek hadiselere karşı
hazırlıklı olmak, ne derece uyanık olduğumuzu görmek ve muhtemel zayiatları
önlemek için tatbikatlar yapılır.
Yangın tatbikatı…
Deprem tatbikatı…
Soygun tatbikatı…
Terör saldırıları tatbikatı… Vs.
Yukarıdakiler gerçekten meydana gelmiş
gibi bir senaryo yazılır ve ilgili kurum veya birimlerin hadiseye müdahale
süresi, hareket kabiliyeti ve vazifelerini ne kadar başarıyla yaptıkları tespit
edilir. Bu tatbikatlar halka ve medyaya açık yapılır ki herkes hem bilgilensin,
hem de tatbikat yapan kuruma güven duysun!
Hangi kurumumuz bir tatbikat yapsa;
müdahale gayet süratli, kurtarmalar ziyadesiyle bilimsel ve sonuçlar daima
mükemmel oluyor. Tatbikatlar sonunda bir büyük alkış tufanı kopuyor. Medya muhteşem
tatbikat sahnelerini akşam ekranlardan uzun uzuuun veriyor. Bizim de göğsümüz
kabarıyor, hangi kurum o gün tatbikat yapmışsa ona olan itimadımız bir kat daha
artıyor!
Misal; geçen sene, Bursa’da bir hastanede
yapılan yangın tatbikatı göz doldurmuştu. Güven duymuştuk. Lâkin tatbikattan 3
gün sonra gerçekten bir yangın çıkmış ve 8 hasta hayatını kaybetmişti. Demek ki
yangın senaryosu gerçekçi yazılmamıştı veya tatbikat göstermelik yapılmıştı.
*
* *
Tabiatıyla en fazla tatbikatı Silahlı
Kuvvetlerin her yerdeki değişik birlikleri ve sınıfları yapıyor. Nitekim bizi
de en çok duygulandıran, mutlu eden, göğsümüzü kabartan, TSK’ne bir kat daha
güven duymamızı sağlayan ordunun tatbikatları ve gösterileri oluyor.
Ayrıca, hangi kuvvet veya birim tatbikat
yapıp gösteriye katılsa o birim veya kuvvet “Silahlı Kuvvetlerin gözbebeği” oluyor. Pilotlar, kara pilotları,
mavi veya bordo bereliler, su altı timleri… Vs.
Askerlerin yaptığı tatbikatlar da
gerçekten gösterişli oluyor, seyrine doyulmuyor.
En son, hafta sonunda bilhassa kadın pilotları
da tanıtan bir gösteriyi televizyonlar uzun uzuuuun vermişti. Pilotlarımız son
derece mükemmel eğitilmiş, hedefleri en son teknolojilerle tespit ediyor ve tam
isabetle vuruyorlardı. Bu üstün kabiliyetleriyle teröristlere aman
vermiyorlardı.
Pazartesi günü ise, sanki bu tatbikatın
devamı gibi helikopterlerimiz Tunceli’nin dağlarında teröristleri inlerinde
vuruyorlardı! Bu haberlerden anlıyordunuz ki terörist gözünü açamaz,
kıpırdadığı yerde pilotlarımız canına okur!
Ama ne yazık ki hakikatler hiç de öyle
televizyonlardan gösterildiği gibi değil!
Sanki TSK’nin bu tatbikatlarına, o
dağlardaki hedefleri “tam isabetle” vurmalarına misilleme gibi, hemen ertesi günü, Salı günü, bir mayın
saldırısıyla 3 uzman çavuş evladımız hayatını kaybediyor.
Yani birileri diyor ki, sizin
tatbikatınız, gösterileriniz kendi kendini tatminden öte bir şey değildir.
Biz de tatbikat falan görmek istemiyoruz.
İcraat görmek istiyoruz. Hatta artık tatbikatlardan korkar hale geldik. Ne zaman
“gözbebeği” bir kurumumuz, birliğimiz bir tatbikat yapsa arkasından kitle
halinde can kayıpları meydana geliyor.
Tatbikatlar göğsümüzü kabartıyor!
Hakikatler
ciğerimizi yakıyor.
Yapmayın tatbikat… Yapacaksanız da basına
kapalı yapın. Bırakın göğsümüz kabarmasın…
Kabarmasın ki ardından da yüreğimiz
yanmasın!
*
* *
ÜSTATLARDAN
Büyük adam pek seyrek yetişir. Bir
millet için büyük adam yetiştirmek ne kadar büyük bir bahtiyarlıksa, yetiştirmemek
de o kadar büyük felakettir. Bundan daha
büyük ve korkunç felaket ise alelâde adamları büyük sanacak kadar
gafilleşmektir.
ATSIZ
Önceki yazılar