BU ZEKÂYA FÖTR ÇIKARILIR

İsmail Hakkı CENGİZ - 03.04.2010


Yıllardır üzerinde gidip geldiğimiz İzmir-Ankara bölünmüş yolunu açan(!) Erdoğan; “Atam izindeyiz diyorlar. Onlar izinde, biz çalışıyoruz.” demiş.

Şu kıvrak zekâya, şu Türkçeye hâkimiyete, şu ince espri yeteneğine bakın! Tam 71 senedir “Atam izindeyiz” diyoruz, diyorsunuz da; bunun aynı zamanda “yan pala yatıyoruz” anlamına geleceğini bu kadar sene, neden biz akıl edememişiz?

Tuh ki tuh!

Yılmaz Erdoğan’ın bile düşünemediği, bu tarihî komikliği ancak Tayip Erdoğan saptayabildi!

Bu yaşta bu zekâ…

Zekâ değil dehâ…

Neler duyarız daha…

Herkes atsın kahkaha…

*   *   *

Onlar yatıyor, bunlar çalışıyormuş!

Çalışıyorsunuz da ne oluyor?

Memleketin hali ortada… Millet pes perişan!

Ülkede ne güvenlik, ne adalet, ne eğitim, ne sağlık, ne adil gelir bölüşümü, ne huzur var!...

*   *   *

Onlar yatıyor, bunlar çalışıyormuş!

Çalışırsınız tabii… Bütün işleri, bütün ihaleleri siz kaptınız. Fukaraya iş mi bıraktınız?

Kendinizi, çocuklarınızı ve yaranlarınızı zengin ettiniz.

Millete de sadakayı lâyık gördünüz!

*   *   *

Onlar yatıyor, bunlar çalışıyormuş!

Çalıştınız da ekonomiyi nereye getirdiniz?

2 milyon olarak devraldığınız işsiz sayısını 4 milyona çıkardınız.

İşyerleri, fabrikalar kapandı. Herkes kan ağlıyor.

Onlar yatıyor, bunlar çalışıyormuş!

Sorun bakalım işsizlere yatmak mı istiyorlar, çalışmak mı?

*   *   *

Onlar yatıyor, bunlar çalışıyormuş!

Keşke işsiz bıraktığınız 4 milyon kişinin de bir işi olsa da çalışabilseydi…

Asgarî ücretle olsa dahi!

*   *   *   *   *

 

EKONOMİK KRİZ BİTTİ Mİ?

Tam 1 sene önceydi… Dünyada kriz derinleşince, bunun Türkiye’ye de yansımaları olacak diyenlere karşılık Başbakan, “Kriz bizi teğet geçecek” demişti.

Sonra araya Kurban Bayramı girmiş, bayramda İstanbul’a gelen bütün kurbanlıkların satılması üzerine, Başbakan, “Ben bu ülkenin doktoruyum, hasta(!) iyileşiyor. Kurbanlıklar satıldığına göre bir sıkıntı yoktur.” demişti.

Zamanla sızlanmalar artınca, yine Başbakan “Kriz yoktur, sıkıntı psikolojiktir!” diyerek bir kere daha doktor kimliğini konuşturmuştu.

Arka arkaya fabrikalar kapanıp insanlar kitleler halinde işsiz kalınca, yine Başbakan, “Teğet dediysek, biraz sürtünüp de geçecek!” demişti.

Seçim öncesi şikâyetler artınca da KDV indirimine gidilmiş, piyasa canlandırılmaya çalışılmıştı.

*   *   *

Sonra ağız değiştirilip, “Bu krizden en az zararla çıkacağız!”…

“Krizi fırsata dönüştüreceğiz!” edebiyatları devreye sokuldu.

Dışarıdan umut pompalandı, “Türkiye krizi en az hasarla atlatacak, birkaç ülkeyle birlikte krizden en hızlı toparlanacakların başında geliyor!”

Daha 2 gün önce, Bakanlar Kurulu’na bir sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Türkiye erken toparlanma sinyalleri veriyor, küresel ekonomide de yeşil filizler belirmeye başladı dedi.

Nihayet 2 gün önce İhlâs Haber Ajansı (İHA) müjdeyi verdi: “CEO’lar TÜRKİYENİN KRİZDEN ÇIKTIĞINI söylediler.”

İHA,  CEO’lar diye kimden bahsediyor diye baktık… CEO’lar,   DenizBank, Türk Ekonomi Bankası, Ziraat Bankası, Garanti Bankası ve Finansbank yöneticileriymiş. Haberin ayrıntılarına girince, bu yöneticilerin, iyimser tahmin ve dilekleri olduğunu fakat “krizden çıktık” dediklerini okuyamıyorsunuz ama İHA öyle okumuş!

*   *   *

Dilek ve tahminler iyimser lâkin yaşadıklarımız rakamsal…

Ekonomiye ait bazı taze rakamlar şöyle:

Yılın ilk 9 ayında, 1 milyon 158 bin kişi ferdi kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemedi, bunların 3’te 2’si kredi kartı borçlusu.

Merkezi Yönetim Bütçe açığı, Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 8 kat artarak 5 milyar TL’den 43 milyar TL’ye çıktı.

Karşılıksız çıkan çek ve ödenemeyen senetlerin bir önceki yıla göre katlanarak arttığı, bugün itibariyle 2 aileden 1’inin icralık olduğu, evlere hacizlerin geldiği, ödenmeyen çek ve senetlerden dolayı pek çok kişinin cezaevine girdiği hepinizin malumu.

*   *   *

İbrahim Kahveci, Yenişafak’taki, 17.11.2009 tarihli yazısının başlığınıİşsizlik gizleniyor ve yeni zamlar geliyor” şeklinde atıyor.

Manzara bu iken; ekonomi ülke gündemine giremiyor. İktisadımızı konuşamıyoruz, tartışamıyoruz.

Ne yapıyoruz?

“Belge” yiyoruz, “ıslak imza” içiyoruz!

Böylece doyuyoruz.

Afiyetle…

*   *   *

 

ÜSTATLARDAN

Ankara’yı dinliyorum Orhan Veli’ye inat…

Kızılayı sel götürmüş, bir insan seli
Kimi işe gidiyor, kimi saf saf geziyor
Sakarya çay ocağında biri, bir çay istiyor
Esnafın bugün de işleri kesat
Ankara
yı dinliyorum Orhan Veli’ye inat.

 

Selim GÜL

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 03.04.2010 Okunma: 787

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Necmi Uçar

17.10.2009 - 11:59

Fikir ve görüşlerinizden gerçek ve güzel bilgiler edinmek memnun ediyor bizleri,inşallah okurlar düşünür ve değerlendirirler,bu konuyu ele alıp işlediğiniz için teşekkür eder saygılar sunarım.

Necmi Uçar

17.10.2009 - 11:59

Fikir ve görüşlerinizden gerçek ve güzel bilgiler edinmek memnun ediyor bizleri,inşallah okurlar düşünür ve değerlendirirler,bu konuyu ele alıp işlediğiniz için teşekkür eder saygılar sunarım.