(((İlk etapta Sayın Başbakanımıza bir meramımı iletmek istiyorum: Sayın Başbakanım zat-ı âlinizin liderlik ettiği siyasi organizasyon dâhilinde vekillik görevini ifa etmekte olduğu halde ciddi toplumsal suç işleyen ‘’kan tahlilcisini’’ ve ‘’fişlemeciyi’’ muhakkak ekarte etmelisiniz. Hem ülke hem halk adına bunu yapmalısınız. O iki kişinin gözlerine çok dikkatli şekilde bakınız ne demek istediğimi anlarsınız eminim. Ayrıca, içeriye karşı şiddetli bir uyarı yapmanız gerektiğini de düşünüyorum âcizane. En kalbi saygılarımla efendim. Anlaşılma umuduyla.))) Ayrıca, burada ismini söylediğim şahısları yüceltiyor muyum? Kesinlikle hayır. Elbette bu insanlar peygamber değil. Öyle diyecek kadar, yalaka, şerefsiz, alçak değilim. Zira dinimi biliyorum ve Müslüman’ım. Ve üç kuruşluk fayda gelsin diye köpekleşemem. Ha, bu arada bunların bir Ebuzer, bir Ali, bir Ebubekir, bir Ömer, bir Osman olamadıklarını ve olamayacaklarını da biliyorum. Hakeza, bir Şeraiti, bir Abduh, Bir Afgani, bir İkbal, Bir Kutup, bir Mevdudi, bir Meriç, bir Topçu, bir Akif vs olamayacaklarını da. Ama olmaya çalışabilirler, çalışıyorlardır da tabiatıyla ve zaten her Müslüman’ın görevi de bu. Bunlar bizim gibi günahkâr insanlar. Reis’te böyleydi. Numan da böyle. Suçlular, günahkârlar. Allah affetsin. Sırat-ı Müstakim’den saptırmasın. Ha buda mutlak kötü oldukları anlamına gelmez. Yani ne melekler ne de şeytanlar. Normal insanlar. Konumları farklı sadece. Dostlar, Müslüman da olsa, kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Suçtan günahtan azade değil. Ama birileri bile isteye böyle gösteriyor. Neden? Müslüman’a darbe vurmak, halkın nezdinde itibar kaybına uğratmak ve sahtekâr gibi göstermek için. En ufak bir yanlışında, nefsine uymasında, bunlar ne biçim Müslüman diyebilmek ve halka yanlış algılatmak için. Haysiyetsizler. Bu derin bir ihanettir. Bu algı bilerek oluşturuluyor. Bu insanlarda bir nefse sahip. İstekleri arzuları, hataları, günahları, zevkleri, yanlışları var. Biz bunları oldukları gibi kabul edeceğiz. Ama tabi bizden ayrı olarak belli bir sorumlulukları da var. Bu yüzden daha dikkatli hareket etmeliler. Daha uyanık olmalılar. Dostlarını çok iyi takip etmeliler. Yaşamlarına ve söylemlerine dikkat etmeliler. Yoldaşlarının söylemlerine azami dikkat etmeliler ve ayrıntıyı takip etmeliler. Ahlaka, adalete, vatana ihanet eden yoldaşlarını asla affetmemeliler. Zira bedelini, kendileri ödemekle birlikte, bütün bir halkta ödemektedir. Peki, bu insanlara kötü diyenler ya da bunlardan zarar gelir diye tanıtanlar kendileri çok mu harikalar, çok mu şerefliler? Ne gezer. İhanetin zirvesindeler. Malum değil mi halimiz? Madem çok iyiydiler de, neden ülkemiz çıkmaz içinde, himaye altında? Neden insanımız rezil halde iken, müstemleke ajanlar kral gibi yaşar ülkemizde? Neden kendi ülkemizde kendi değerlerimiz çok kolay çiğnenirde, bir yabancının değerine bir laf edildi mi, eden mahvedilir? Neden kendi kültürümüzü yaşatmak için ayrılan bütçenin kat kat fazlası yabancıların kültürlerini yaşatmaya ayrılır? Neden bu ülkenin saf çocuğu olan biri bir ceza yedimi direkt cezaevini boylarda mason olanlar malum yerlerde krallar gibi ağırlanırlar? Bu insanlar bu ülkeye ihanete yeltensin alınlarından kurşunlamazsam namerdim. Ardından da kendime sıkmazsam şerefsiz olayım. Gelmez kardeşlerim gelmez. İnanmayın buna. Ha zarar gelir kime gelir? Puşta pezevenge gelir. O da bırakın gelsin canım. Gelmesin diyen varsa o da onlardan olsun. Bunların böyle bir ihanete beyinleri, kalpleri, vicdanları, insaniyetleri, ahlakları izin vermez. Vallahi de billahi de tallahi de izin vermez. Allah’ım beni yanıltmasın. Zira kahrolurum. Buna adınız gibi inanın. Ha Müslüman kimlikli olandan da zarar gelmeyeceği anlamına da gelmez bu. Çıplak uyarıcılardan Allah bizi muhafaza eylesin. Kurbanı horoz olanlardan Allah bizi muhafaza eylesin. Dinle aldatanlardan Allah bizi muhafaza eylesin. Kabesi Amerika olanlardan Allah bizi muhafaza eylesin. Korkunun, lüksün, menfaatin, paranın kölesi olanlardan Allah bizi muhafaza eylesin. Zihnini Allah’ın inşa etmediği kimselerden Allah bizi muhafaza eylesin. Bu tür, kimliğinde Müslüman yazan ama kalbi ‘’fayda fayda’’ diye atanlardan her şey gelir. Zaten çektiğimiz bütün azapların sorumlusu da bunlar değil mi? Evet, Müslüman’dan zarar gelmez derken, namuslu, bilgili-bilinçli-şuurlu, adalete iman etmiş, özgürlüğe sevdalı, sorgulayıcı mantığa sahip Müslüman’dan zarar gelmez. Yoksa dini, insanları sömürmek için aracı kılan, statükonun kulluğuna soyunmuş, izzetsiz yaşamaktan yana sıkıntı duymayan, megolamanik olan, kibirli olan, bilinç aydınlığını kurduğu çark için zararlı gören, sömürüye iman etmiş, paranın-mevkinin-şöhretin kulu olmuş, insanı kullaştırıp istendik yöne kanalize edebilen ve düşmanı dost, dostu düşman gösteren Müslüman kimliklilerden elbette ki zarar geldi, gelir ve gelecektir. Mesela, zulme onurlu tavır koyamayan, çarkının dönmesi adına yalakalık yapan, büyüme hastalığına yakalanmış ama ciddi bir hamle yapamamış, yani çöp kadar çok ama zerre tesiri olmayan, şahadetten deli gibi korkan, tek tipleştirici, lanetli düşmanın yaşaması için zihinleri mahveden ve düşmanı yaşatacak şekilde dini bozan, kalıcı ve yapıcı bir fayda ve köklü bir çözüm teorisi üretemeyen Müslüman kimlikli tiplerin olduğunu biliyoruz bu ülkede. Sözlü ve yazılı basın alanında, eğitim alanında etkili olan. Fakat aynı şekilde bu sahtelerin asılları da yok değil bu topraklarda. Özgün ve özgür duruş sahibi, bilinçleri uyandıran, yapıcı ve kalıcı bir fayda ve köklü çözüm teorileri üreten, zulmün karşısında kükreyen bir aslan olan, kesinlikle haysiyet ve hassasiyet sahibi, bireyi ve toplumu diriltici soluk üfleyen, ahlaklı ve onurlu duruş sergileyen, adalete ve özgürlüğe iman etmiş, emeğin kutsallığının bilincinde olan, kişiliklere saygı duyan, seçimlerde özgür bırakan Müslümanlarda elbette ki var ve işte bu Müslümanlardan kesinlikle hiçbir kula zarar gelmez. Tabi yine de bu kardeşlerimize karşıda olsa uyarı görevimizi ifa etmeliyiz, buna mecburuz. Zulme meyledecek olurlarsa engel olacağız. Ki bu bize yegâne yüce önderin kesin buyruğudur da zira: ‘’zalim kardeşinize de, onun zulmüne engel olarak yardım ediniz.’’ Bu arada, bunu dedim diye, mezkûr şahıslarda tamam artık oyumuz garanti diye düşünmemeliler. Bunu fırsat bilerek Müslümanları aldatmamalılar. İyi niyete darbe vurmamalılar. Güzel düşünceleri kirletmeye tevessül etmemeliler. Hizmetlerini namusluca yapmalılar. Ülkelerini yükseltmek, milletlerini yüceltmek, değerlerini güncelleştirmek için çalışmamalılar. Eğer, iyi olanı yapmaz da, kötü olanı yaparlarsa da bunlar alçaktırlar, şerefsizdirler. Çünkü ben inancımın kirletilmesine tahammül edemem. Ben güzel duyguların istismarına asla tahammül edemem. Bunu yapan kahpeye lanet olsun. Sevgili ve basiretli dostlar! Liderlerinizi çok iyi intihap etmelisiniz. Lider de, ölüme koşarak gidecek kadar şerefli yaşamalıdır. Korkmamalıdır. İhanet aklının ucundan bile geçmemelidir. Kibire kapılmamalıdır. Kendini halkından üstün görmemelidir. Zenginlerle oturup kalkmamalıdır. İşte böyle basiretli okurlar! Sizin ölümüne desteklediğiniz ve ölümüne hizmete susamış ve zihnini vahyin inşa ettiği bir lider ancak bu ülkeyi şahlandırır. Yüceltir. Hür kılar. Tam bağımsız kılar. Yükseltir. Halkını yüce saadete kavuşturur. Büyük huzura gark eder. Ben bunları niye söylüyorum. Ben aydınlanmaya ve aydınlatmaya çalışan mahzun ve onurlu bir vatan çocuğuyum dostlar. Rabbim istikamet üzere kılsın. Ödevimi layığı ile yapmayı nasip etsin. Ben vatan manyağı bir insanım. Ben halk, adalet, hürriyet delisiyim. Okumak zorundayım. Araştırmak, bilmek ve anlamak zorundayım. Bulduklarımı sizlerle paylaşmak zorundayım. Anlatmak ve uyarmak zorundayım. Sorumluyum çünkü. Ama bundan ilerisinde elimden bir şey gelmez. Ben görevimi yapacam, sizde görevinizi yapacaksınız. Attığınızı isabetli atıp on iki den vuracaksınız. Ya ok atarsınız ya da oy. Ama adam gibi atmalısınız. Geri dönüşünü düşünerek. Ben görevimi yaptığıma inanıyorum. Siz de yaptığınıza inanıyorsanız sorun yok. Sorun varsa sizdedir. Bende değil. Zira ben hakikatten başka şey yemin ediyorum söylemiyorum. Siz uymuyorsanız ben ne yapabilirim. Seçim sizin, karar sizin. Kader sizin. Kararınız ve seçiminiz güzel olursa, kaderinizde güzel olacaktır inanın. İlla beni okuyun, dinleyin ve dediğimi yapın da demiyorum. Beni dinleyin ve söylediklerimi kaynağa (Kur’an’a-Sünnete-Evrensel İnsanlık Değerlerine-On Emire) vurun. Kaynak beni reddederse beni dinlemeyin, bana uymayın. Ama kaynak beni desteklerse dinleyin ve uyun. Ben megolamanik bir tip değilim. Hainde değilim. Benim sözlerimde yanlış varsa, oyun varsa, kibir varsa, tuzak varsa beni lanetleyin. Bilin ki başınıza ne gelirse, bu kendi elinizle yaptıklarınızın sonucudur. Gelecek belaları savamam. Sen üzerine çekersen bela seni bulur. Akıllı olacak, doğru uyarıyı alacak ve uygulayacaksın. ‘’İnsanın başına gelenler yine kendi eliyle yaptıklarının üründür.’’ Allah. Bir Nurettin Topçu’dan, bir Cemil Meriç’ten, bir Erol Güngör’den, bir Necip Fazıl’dan, bir Osman Yüksel Serdengeçti’den, bir Mehmet Akif Aydın’dan, bir Nuri Pakdil’den, bir Remzi Oğuz Arık’tan, bir Raif Karadağ’dan, bir Muhsin Yazıcıoğlun’dan ne kadar zarar geldiyse saydığım insanlardan da o kadar zarar gelir. Dostlar söyleyin Allah-Kitap-Muhammed-Ali-Ebuzer aşkına bir Abdürrahim Karakoç’tan, bir Sezai Karakoç’tan, bir Rasim Özdenören’den, bir Selçuk Özdağ’dan, bir Ökkeş Şendiller’den, bir İhsan Eliaçık’tan, bir Ahmet Özcan’dan, bir Uğur Işılak’tan, bir Mustafa İslamoğlu’ndan, bir İsmet Özel’den, bir Yusuf Kaplan’dan, bir Ramazan Kayan’dan, bir Hayri Kırbaşoğlu’ndan vd. bu vatana-dine-bayrağa-insana-maddi ve manevi bilumum ulvi değerlere bir zarar gelir mi? Gelmez yemin ediyorum gelmez. Düşmanlarına bile gelmez. Söyleyin bana nolur, Allah aşkı için, insanlık aşkı için! Bu insanlar PKK yı mı kurdular? Alçak ve hayvandan aşağı terörist başına destek mi verdiler? Söyleyin, eroin babalarıyla işbirliği yaparak, bu ülkenin temiz evlatlarını mı uyuşturdular? Bu ülkenin namuslu kızlarını köpekten aşağı domuzumsu-maymunumsu mahlûklara peşkeş mi çektiler? Bu ülkenin çocuklarını birbirlerine mi kırdırdılar? Bu toprağın kaynaklarını mı yağmaladılar? Dış düşmanlara gel bu vatanı sana mekân, bu halkı da sana köle olarak veriyorum mu dediler? Bu ülkedeki küresel sömürgeciliğin sefil ve lanetlik uşaklarına, gelin, ama sessiz gelin, bu ülkenin ahmak insanlarının alın terini size bağışlıyoruz mu dediler? Bu dini değiştirmeye ya da bu dinde reform yapmaya mı yeltendiler alçakça? Yahut şu ayet zamanımıza uygun değil çıkaralım gitsin mi dediler haysiyetsizce? Türk olmak çağ dışılıktır, Türk tarihi soygunların, zorbalıkların tarihidir mi dediler? Padişahları mı lanetlediler? Müslümanların bilime yaptığı katkıları mı gizlediler? Gençliğin hayallerini mi kararttılar, umutlarını mı çaldılar? Hayır, bilakis geçmişte de bugünde, onurluca, böyle kahpeliklerin karşısında oldular-durdular ve gelecekte de olacaklar-duracaklar. Ya da şöyle diyelim: bu insanları namusluca izleyen kitlelerden banka soyan, dükkânları yağmalayan, polisleri ve askerleri şehit eden gördünüz mü hiç? Görmediniz, göremezsiniz ve göremeyeceksiniz. Ya diğerleri ve kitleleri? Diğerleri ve kitleleri ne yaptılar? Bu söylediklerimizin hepsini yaptılar yemin ediyorum. Yapmadılar da yaptılar diyorsam, Allah beni buracıkta kahretsin. Ben dünyanın en alçak, en soysuz insanıyım. Ama hayır, elhamdülillah yanılmıyorum. Çünkü görüyorum ve biliyorum. Üstelik yaşıyorum. Sizde yaşıyorsunuz. Görüyorsunuz ve biliyorsunuz. Sözlerimde yanlış varsa şayet, lütfen kanıtlarla çürütünüz! | ||
|
KARAR-SEÇİM-KADER...2...
Özgür DENİZ - 03.04.2010
Tarih: 03.04.2010
Okunma: 645
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.