Kalem feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”
Lâedri
Fatih ÇEKİRGE, Hürriyet,
05.04.2010
Öylece geldi bu fotoğraf... Eylemin tam ortasından düştü önüme...
Tekel işçileri arasında iki kadın...
Belki de iki anne... İkisinin de sağ elleri havada. Gözlerinde isyan... Bu
fotoğrafa bakınca iki şey görüyorum.
1) Açlığın saçı başı yoktur, işsizliğin türbancısı,
laikçisi olmaz.
2) Tamam ordu
içindeki darbe soruşturması önemli. Peki, ya sayıları 10 milyonu aşan işsizler
ordusunun yediği darbe ne olacak?
* *
* * *
Lider vekili mi, milletvekili mi
ANAYASA değişikliği,
daha fazla demokrasi için isteniyor...
Buna tamam...
Ama iki konu var ki, bunlar olmadan tam demokrasi
olmuyor...
Birincisi siyasi partiler yasası...
Diğeri dokunulmazlıklar...
Düşünün ki, bir partinin genel başkanı partilerin il
başkanlarını seçiyor. İl başkanları delegeleri... Sonra o delegeler genel
başkanı seçiyor... Genel başkan milletvekili listelerini yapıyor. Sonra seçilen
o milletvekilleri Meclis’te genel başkanın isteklerini kayıtsız şartsız
onaylayacak bir ele dönüşüyor... Bunun adı demokrasi mi şimdi?
Ben bu yüzden cumhurbaşkanını halkın seçmesini
destekliyorum...
Bu yüzden siyasi partiler yasasının değişmesini
istiyorum...
Milletvekili suç işliyor... Ama dokunulamıyor... Oysa
kürsüde söyledikleri hariç tutularak suç işleyen milletvekili o an cezasını
çekebilmeli...
Peki niye bunlar olmuyor?
Geriye doğru bakın, muhalefette olan partilerin tümü
seçim meydanlarında, bu düzenin değişeceği yolunda söz vermiştir... Ama
iktidarda unutulmuştur.. Geri atılmıştır.. Milletvekilleri jet hızıyla kıyak
emeklilik yasaları çıkartmış, ama dokunulmazlıklara gelince durmuştur...
Siyasi partiler yasasının düzenlenmesi, yalnızca
yasal bir dönüşüm değildir...
Siyasetin genel başkanların iki dudağı arasından
kurtarılması, bir toplumun yaşam zenginliğini yaratacaktır...
Çok partili hayat gerçekten hayat bulacaktır...
Seçmen aslında birey olduğunu anlayacaktır. Böylece
yönetimde olduğunu hissedecektir. Demokrasiye karşı aidiyet hissi doğacaktır...
Bireyin kendisini yönetimde hissetmesi, darbelere
karşı en önemli güvence olacaktır...
Kaybeden siyasetçi bırakmak zorunda kalacaktır...
Milletin üzerindeki, “yıpranmış siyasetçi yorgunluğu”
bitecektir...
Şimdiki lider vekilleri,
o zaman milletin vekili olacaktır...
Arşiv