YUVARLANIP GİDİYORUZ

İsmail Hakkı CENGİZ - 06.04.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Nereye gittiğimizi, ne halt ettiğimizi pek de bilmeden gidiyoruz.

Herkes çocuğunu okula kaydettirdi diye biz de kaydettiriyoruz. İlköğretim için bir sözüm yok, o mecburi eğitim. Ona tabii ki herkes katılacak ve en iyi eğitimi alacak. Alamayan yüz binlerce çocuğumuz da bu eğitim hakkından mahrum kalmasın diye mücadele edeceğiz.

Lâkin ilköğretimden sonra da, herkes çocuğunu yazdırıyor diye biz de liseye yazdırıyoruz. Bi soralım bakalım çocuğumuz liseyi okumak istiyor mu?

Diyeceksiniz ki, sen sordun mu?

Bizim sizden ne farkımız var? Tabii sormadan gönderdik. Fakat baktık ki, Gökhan daha lise 1’de tekler gibi oldu, çektik sorduk; oğlum okumayacaksan bizi yorma, kendini üzme, ne yapmak istiyorsan ona göre istikametini çiz, dedik. O dahi valla baba benim okumaktan başka çarem yok, dedi. Okudu! Okumaya devam ediyor!

Yani sormak lâzım!

*   *   *

Sonra… Herkes yolluyor diye çocuğumuzu dershanelere yazdırıyoruz. Çocuğa yine sormak yok! Eee, tabii dershane okul gibi ücretsiz değil, dünyanın parasını döküyoruz. Evi, damı, arabayı satıyoruz. Yeter ki çocuğumuz iyi bir eğitim alsın…

Dershaneye gidenlerin ne kadarı istedikleri okullara girmeye hak kazanabiliyorlar? Bu konudaki bilgiler son derece az. Ama şunu biliyoruz: Arka arkaya yıllarca dershaneye gittiği halde üniversiteyi kazanamayan milyonlarca çocuğumuz var… Üniversiteyi kazananların ise ancak yüzde 5 kadarı “hayal ettiği” bölümlere girebiliyorlar.

İşin acıklı komedi tarafı, üniversite mezunları arasında işsizlik oranının, daha yüksek olması…

Yani neresinden bakarsanız bakın, çocuklarımızın harcanması gerçeğiyle karşı karşıyayız.

*   *   *

Kendimiz, hayatımız, çocuklarımız hakkında düşünmemizi engellemek, yuvarlanıp gitmemizi sağlamak için ”sistem” elinden geleni yapıyor.

Bu sistemin dini imanı paradır. Ne sizin sağlığınız, ne borca batmanız, ne çocuğunuzun eğitimi-kültürü umurundadır. O hep kâr, hep kâr diye haykırır durur.

Çocuğunuzu dershaneye kaydeder, ödeyemeyeceğiniz senetleri imzalattırır, ilk senetleri ödeyemediğinizi görünce ve ödemenize imkân olmadığını anladığı halde, çocuğunuzu dershaneden çıkarıp borcun artmasını önleme yoluna gitmez…

Veya insafa gelip, taksitleri ödeyemiyorsun, çocuğuna burs verelim demez. Hatta 2’nci çocuğunuzu da dershaneye kaydedip sizi daha ağır bir borcun altına sokmakta hiçbir sakınca görmez. Nasıl olsa, borcu ödemek için satacağınız bir ev-dam vardır!

Bir aksilik olup da evi satamaz, borcu ödeyemezseniz sizin için hapis hazırdır. Çocuğunuza iyi bir istikbal düşlerken bütün aile hayatınızın kararmakta olduğunu görürsünüz. Sizin hapiste olmanızın ağır sorumluluğunu taşıyamayan oğlunuz canına kıyar. Siz hale cezaevindesinizdir veya özgürlüğünüze kavuşmuşsunuzdur ama canlı cenaze halinde!

Bunlardan “sistem” üstüne zerre kadar sorumluluk almaz. İşin doğası budur. İşin doğası nedir? Kapitalizmdir! Daha açığı, materyalist sistem! Daha da Türkçesi, maddeci düzen!

Bu düzende her şey, ama her şey madde içindir, para içindir… Bu düzende paraya tapılır, para kutsanır, parası olan muteberdir. Parası olamayan sürüm sürüm sürünmeli veya ölmelidir.

Bu düzende din, iman, vicdan, insanlık, erdem, hamiyet, haysiyet… Vb. gibi iyi hasletler arayanın aklına şaşılır.

Zaten yuvarlanıp gitmek için akla hiç ihtiyacınız yoktur! Salın kendinizi… Maddeci cazibe alır götürür sizi… Yuvarlar!

*   *   *   *   *

 

ANKETE KATILIR MISINIZ?

Bir önceki seçim anketimiz, ne yazık ki bir arıza dolayısıyla yazı ve haberlerimizle birlikte silindi. Yüksek katılımınız için çok teşekkür ederiz. Seçim anketini önümüzdeki aylarda yeniden düzenlemeyi düşünüyoruz.

Şimdi, yıllık enflasyonla ilgili bir anket hazırladık. Sol sütundaki anketimize lütfen katılır mısınız?

 


Önceki Yazılar

Tarih: 06.04.2010 Okunma: 680

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?