9 ay 10 gün palavrasına karşılık 239 gün
Bugün bir haber geldi. Ailecek tanıştığımız herkesin gıpta edeceği 3 kız sahibi ailenin beklenen oğlu doktorların düşüncesi ile pazartesi dünyaya gelecekmiş.
Bebeğin döllenmesine sebep olunan ilişkiye girme gününe göre 239. gün bebek tamamen doğal olarak dünyaya merhaba diyecek.
14 Ocak 2008 den başlayan süreçle kafam o kadar çok karışmıştı ki hemen hemen her konuda sürekli kendimi sorgular hale gelmiştim. Bu haberle en azından doğruların varlığını tekrar görme imkanına kavuştum.
Bu yazıyı yazmadan önce “Sapıklar Ülkesi Türkiye’m” başlığı ile bir yazı yazmış yazıyı yayınlamaktan utandığım için yayınlamadan silmiştim.
2008 başından beri yaşadıklarım içinde, gelinlik içinde İtalya’dan otostopla Türkiye’ye kadar hiçbir şey olmadan gelip, Türkiye’de tecavüze uğrayıp katledilen hanımefendi için son yazdıklarım beni iyice bunaltmıştı.
Aynı düşünceden hareket ettiğim noktada “kötü”nün değişmeyeceğini yaşadığım içinde; içimdeki “her insan fırsat verilirse mutlaka iyilik ister” ideali yok olmuştu.
Çünkü gözüm gibi gördüğüm bir insanın ihaneti karşısında ne yapacağımı şaşırmıştım.
İnsanların verilen değeri hiçe sayarak nasıl basitleştiklerini görmüş mücadele gücümü kaybetmiştim.
Dahası yine değer verdiğim bir insanın hamilelik sürecinde yaşadıkları ve doğumunun gecikmesi sorgulama mantığımı bile bozmuştu.
1 hafta ilaç kullanılmasının doğum sürecini çok fazla oynatacağını kabullenmekte zorlanmıştım.
Doğallığa karşılık 2. Osman Yıldız dediğim kişinin yaşadıkları inanabileceğim şeyler değildi.
Üstüne üstlük daha cinsiyetinin ne olduğunun kesin olarak bilinmesi mümkün olmayan bir yavrunun kız diye katledilmesine karar verildiğini duymamla yıkıldım.
Yale Üniversitesi 5 yıl dolmasına rağmen “Yıldız” formülü ile ilgili açıklama yapmadı. Bu kadar olumsuzluk içinde işyerindeki işsizlik sıkıntısı da tüm ümitlerimi nerdeyse kaybetmeme sebep oldu.
Ama bugün çok rahat ve huzurlu geçen bir hamilelik sonucu dünyaya 239. gün merhaba diyecek olan delikanlının haberi geldi. Belki bu kadar karamsar tabloya ışık tutacak bir haber olur delikanlı.
Pazartesi bebeği görmeye de gideceğim. 9 ay 10 gün palavrası ile her gün katledilen onlarca bebeğe karşılık hiçbir şey yapmayan yetkililer, sen misin bizim palavralarımıza palavra diyen, diyerek oluşturdukları palavra cezalarını takip ediyorlar.
Dün çalıştığım işyerini vergi dairesinden görevli memurda ziyaret etti. 59 bin kusuratlı cezayı tahsil etmek için ilk keşf yapıldı. Yarın öbür günde haciz memurlarını kapıya dikerler.
Eminim bana iş vererek çoluk çocuğuma 1 lokma ekmek götürmeme sebep olanlara da zarar vermekten hiç korkmaz hiçte utanmazlar. Hukukmuş, Kanunmuş palavracılar için pek bir şey ifade etmez. Onlar sadece katletdikleri yavrucak için alacakları 6.000YTL ye bakarlar.
Tarih gelinliği ile tecavüz edilip katledilen hanımefendiyi de, basit bir palavra yüzünden katledilen binlerce bebeğin katliamını da yazacaktır. Ben görür müyüm bilmiyorum. Ama 2 Erzurumludan birinin mutlaka barbarlık heykeli dikilecektir. Umarım bu ben olurum.
Yoksa canı yanan anne ve babaların intikam hissi Dünyada var olmayan adaleti iyiden iyiye sarsacaktır.
Saygılarımla