Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Geçen hafta, Van’da taşlı ve yumurtalı
saldırıya uğrayan Baykal, iktidarı suçlamış, hatta saldırıları Van milletvekili
Hüseyin Çelik’in düzenlediğini iddia etmişti. Biz de, yok artık daha neler,
diye düşünmüştük. Nitekim Çelik de bunun bir iftira olduğunu, Baykal’ı dava
edeceğini söylemişti.
Lâkin çekilen, resimler, alınan kayıtlar
Baykal’ın doğru söylediğini gösteriyor. CHP; medyaya gösterdiği resim ve video
kayıtlarıyla kendilerine saldıranların AKP’liler olduğunu kanıtlıyor. Zaten iş
o kadar açık ki, Van AKP teşkilatı da en azından 2 üyesi hakkında inceleme
başlattığını bildirdi.
Olayı televizyonlardan seyretmiş, işin ne
kadar vahim olduğunu görmüşsünüzdür. Bu kadar büyük bir hadisede, gözaltına
alınan tek kişi yok!
Bunun hikmeti ne olabilir?
Bakanlara ağzını açanın yaka paça
gözaltına alındığı bir Türkiye’de, taşlı sopalı saldırıda bulunanlardan 1
tekinin gözaltına alınmamasının hikmeti, bunların iktidara yakın olması
olabilir mi?
Taş atanlardan birisi Hüseyin Çelik’in
dünürüymüş. Çelik, kendisine yönelen suçlamaları iftira diye reddediyor ama
dünür böyle bir saldırı sonunda Çelik’in de zan altında kalacağını bilmez mi?
Taş atan AKP’lilere karşı tamamen etkisiz
kalması; polisin; iktidar tarafından nasıl bir baskıya maruz kaldığını açık bir
biçimde gözler önüne sermiyor mu?
İçişleri Bakanlığı olayları araştırmak
için Van’a 2 mülkiye başmüfettişi görevlendirdi. Umarız, süratle hakikatleri
ortaya çıkarabilirler. İhmali görülenler ve polisi etkisiz hale getirenler
belirlenir ve gereken yapılır. Aksi takdirde, kanunu çiğneyen AKP üyelerine bir
şey yapılamadığı gibi bir kanaat oluşursa, çok tehlikeli bir gidişin kapısı aralanabilir.
Bundan da uzun vadede ülke ve iktidar zarar görür.
Teknoloji sayesinde her şey, her hadise
belgeleniyor, kayıt altına alınıyor. Her şey şeffaf! Kaçış yok! Mesele, yönetim
adaletle davranıyor mu, davranmıyor mu?
Göreceğiz!
*
* *
GELİRDEN PAY HER VATANDAŞIN HAKKI
İletişimdeki baş döndürücü gelişmeler
bütün dünya halklarını uyandırıyor. Türkiye’nin 2 katı kadar toprağa sahip olan
Moğolistan’da 3 milyon kişi yaşıyor
ama kişi başına gelir bakımından bizden 4 kat daha fakir durumdalar.
Gelir dağılımı da aşırı bozuk olunca,
halk büyük bir iktisadi sıkıntı içinde. Perşembe akşamı KanalB’de rastladığım bir habere göre; bu kardeş ülkede binlerce
kişi, ülke gelirlerinden payımızı
istiyoruz diye sokaklara dökülmüş.
Artık hiçbir rejim, hiçbir yönetim
halkını “bir lokma bir kırka”
teraneleriyle kandıramaz. Ülkesindeki ve dünyadaki diğer insanları gören
vatandaş hakkını ister, isteyecek… Hükümetler herkesin payını vermezse halkla
çatışmak zorunda kalacak… Tabii hükümetlerin direnci boşuna, halk eninde
sonunda kazanacak.
*
* *
HALKTAN ÇALANLARIN SONU
Şu satırlar size tanıdık geliyor mu?
“Yıllar önce geniş çaplı bir protesto hareketinden destek
alarak iktidara gelmiş ve ilk iş olarak yolsuzlukla mücadele edeceğini vaat
etmişti. Fakat şimdi, muhalifleri, ülkenin demokrasiden uzaklaştığını ve
yolsuzluğun iyice arttığını söylüyorlar. Yönetim; kendi akrabalarını
kayırmakla, muhalefeti susturmak ve iktidarı eleştirenleri hapse attırmakla
suçlanıyor.
Geçen hafta başkenti ziyaret eden Ban Ki-moon, hükümetten
insan haklarının korunması için daha çok gayret sarf etmelerini istedi.”
Çok
şükür, söz konusu ülke Türkiye değil. Yukarıda adı geçen ülke Kırgızistan, vaatlerin sahibi de Kırgız
Cumhurbaşkanı Bakıyev.
Bakıyev
düştü… Belki de kaçtı
Halk, Bakiyev’e karşı öfkesini dile
getiriyor. Bir okul müdürü olan Nurali Baymatoviç, “Bakiyev iktidarı halktan çaldı, şimdi de halk iktidarı aldı.” diye konuştu.
Diktatörlük hayali kuranların,
hayallerini bir kez daha gözden geçirmeleri menfaatleri icabıdır.
Önceki
Yazılar