KÜRE VE TÜRKİYE BARUT GİBİ

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.04.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


“Sıcak Gelişme”… Televizyonlar yeni bir haberi, taze bir hadiseyi bu tamlamayla sunuyorlar!

Nitekim Türkiye’de ve dünyada “sıcak gelişme”den geçilmiyor! Her an her saniye, ülkenin ve dünyanın biyerlerinde sürekli bir sıcak gelişme yaşanıyor. Bu gelişmeler siyasî, adlî, sıhhî, askerî… Vs. çok çeşitli alanlarda olabiliyor. Bu alanlar için kullanılan “sıcak gelişme” deyimi mecazî anlamdadır. Çünkü hiçbirisinin altında ateş falan yanmıyor!

Bununla beraber gerçek anlamda, dünyanın gündeminde son elli yıldır değişmeyen bir “sıcak gelişme” de var: Dünyanın iklim bakımından sürekli ısınması!

12 Nisan Pazartesi günü, Türkiye gündemi; Ahmet Türk’e yapılan saldırı, Ankara Adliyesindeki arbede ve bir savcının bir bayanın boğazına sarılması, Anayasa değişikliği tartışmaları, Erdoğan-Sarkisyan görüşmesi gibi “çok sıcak” gelişmelerle dolu olduğu halde; Kanal24, 20:00–21:00 saatleri arasında “Küresel Isınma”yı ekranlara getirdi. İktidarın en sadık destekçilerinden olan bu haber kanalı, böyle sıcak konuların hâkim olduğu bir günde, televizyonların en fazla seyredildiği 1 saatlik dilimi, iktidara desteğe değil de “küresel ısınma”ya ayırmıştı.

Demek ki kanaldan birileri, iklim değişikliğinin son derece vahim etkilerini görüyordu. Onları tebrik ediyoruz. Programda dünyanın her yerinde meydana gelen değişikliklerden misaller, o yörelerin insanlarının ağzından verildi. İşte bazıları:

Bir Kaliforniyalı; “Kuraklık yoksulluktur. Su yoksa yiyecek de olmaz. Her şeyimizi kaybedeceğimizden korkuyoruz. Çocuklarımız ne olacak. Amerika’nın her yerinde intihar vakaları artıyor.”

Bir Avustralyalı; “Yağış düzeni bozuldu. Sel baskınları tam bir felaket. Arkasından uzun süre yağış yok, kuraklık… Deniz ürünleri gittikçe azalıyor. İnsanlığın duruşu ve hali utanç verici.”

Slovenyalı bir bayan meteoroloji uzmanı; “Son 2 yılda korkunç fırtınalar gördüm. Bunlar normal değil!”

Bir Tayvan’lı, ağlayarak; ”Tayfunda köyümüz 2 saniyede yerle bir oldu!”

Bir Hintli; “Musonların değişmesi kuraklığa ve mevsimsiz yağışlara sebep oluyor.”

*   *   *

Hepsinin ortak düşüncesi; bunlara sebep olan insanoğluSanayinin hızla artması, toprak erozyonu ve ormanların yok edilmesinden kaynaklanan ısınma…

Bilindiği gibi, iklimin insan davranışları üzerinde doğrudan doğruya bir tesiri var. Yerküredeki ısınma, muhakkak ki sinir sistemimizi olumsuz yönde etkiliyor. Tahammül sınırımızı aşağı çekiyor, HOŞGÖRÜ’müzü azaltıyor. Daha çabuk parlıyoruz.

Öte yandan dünya kaynaklarının süratle tükenmesi, susuzluk, açlık, gelecek kaygısı da insanları daha saldırgan yapıyor! Dünya gerçek ısınma ile, mecazî manada kullanılan “sıcak gelişme” arasında birbirini hem tetikleyen, hem kovalayan bir kısır döngüye girmiş vaziyette!

İnsanoğlu huzuru bulmak istiyorsa, öncelikle kendisine hayat ortamı olan; yattığı-kalktığı, barındığı, beslendiği, eğlendiği yeryüzünü ısınmaktan, yanmaktan kurtarmak zorundadır. Dünya yanarken, o dünyaya kral olsan kaç para?

Zaten bu şartlarda, yerkürenin herhangi bir noktasında huzur bulunabilir mi?

*   *   *

 

ÜSTATLARDAN

Kısaca

Dünya bizim değil sanki elindi,
Sahip çıkamadık ozon delindi,
Bize geldiğinde taze gelindi.

14 Mart 2007 Ankara  

Seyfeddin Karahocagil


 

Önceki Yazılar

Tarih: 13.04.2010 Okunma: 758

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?