Kalem fery�d eder, a�lar m�rekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
L�tfunla �lime �evir yolumu,
K�rma n’olur kanad�m�, kolumu.”
L�edri
Afet ILGAZ
Y�ksek hakimlerin,
Ankara hakim ve savc�lar�yla yap�lacak sohbet toplant�s�n� g�rm��s�n�zd�r. Bir
Cumhuriyet savc�s�, hem de kad�n olan koruman�n bo�az�na yap��t�, o toplant�da.
Savc�y� anlamaya �al��t�m. �lk a��zda s�yledikleri, oturacak yer bulamamaktan
kaynaklanan �fkeli s�zlerdi. Bunu anlad�m ama sonra s�yledikleri tam bir
“yanda�” tav�r ortaya koydu. YARSAV’dan bahsetti, oraya gelip oturmu� ve
di�erlerine yer b�rakmam�� y�ksek yarg� mensuplar�ndan bahsetti. Oysa dikkat
ediyorum, �nce g�z alt�na al�nan, sonra tutuklanan o kadar y�ksek �ahsiyetten
bir teki bile i�eri at�l�rken, b�yle ba��rmad�, birilerini su�lamad�. Bu
savc�n�n, meslekta�� �lhan Cihaner i�eri at�l�rken, Erzincan’daki dosyas�
�stanbul’a ka��r�l�rken ve b�ylece Ergenekon’a ba�lan�rken ve asl�nda onun
yarg�lanmas�n�n Yarg�tay’da yap�lmas� laz�m gelirken sesinin ��kt���n� hi�
sanm�yorum.
�ktidara yak�n olarak bilinen y�ksek hukuk�ulardan Sami Sel�uk bile ge�en g�n
TV 8 de:
“Tutuklama vazge�ilmez bir k�t�l�kt�r” diyordu. Buradaki “vazge�ilmez”
kelimesi ger�i c�mleyi renklendirmi� ama “kesinlikle” anlam� ta��d���
anla��l�yor.
Turgut
Kazan anlat�yor
Ayn� gece Cihaner’in avukat� Turgut
Kazan, deh�et i�inde, edindi�i baz� bilgileri anlat�yordu muhabirlere.
“Erzincan’�n �li� kazas�nda alt�n madeni varm�� ve bu madeni Kanadal� bir ABD
�irketi i�letiyormu�. Bu arada �li� savc�s� r��vet almakla su�lanm��. Savc�
kendisini “m�dafaa ederken”, “Bunlar Ergenekoncu” demi� ve Osman �anal onu
gizli tan�k yapm��. Bir avukat, hele de Turgut Kazan gibi bir avukat belgelere
dayanmadan konu�maz herhalde.
Yanda� hukuk�u olmak bu y�zden iyi bir �ey de�ildir
Yanda� hukuk�u olmak, bu y�zden; bilmiyorum, hukuk eti�i diye bir �ey var m�,
yoksa hukuk ba�tan a�a��ya “ethik” midir (Grek�e b�yle yaz�l�r) h�k�met yanl�s�
olmak veya olmamak de�ildir, hukuk ahlak�na uygun davran�p davranmamakt�r.
�mit Kaftanc�o�lu’nun bir hikayesi
�mit Kaftanc�o�lu’nun �l�m y�ld�n�m�
haberlerini dinlerken, akl�ma o g�nler geldi. Romanlar�m�n ve hikayelerimin
baz�lar� TRT de yay�nlan�rd� o y�llarda. Arkas� Yar�n, �ocuk Bah�esi, Radyo
Tiyatrosu gibi programlarda. Asl�nda benim yaz� hayat�na ba�lay���mda radyonun
da katk�s� olmu�tur. Bir radyo oyunum TRT de, dramada, mansiyon alm��t�. O
zamanlar dramaturg oldu�unu sand���m Adalet A�ao�lu’ndan ve Radyo M�d�r�
�skender Cenap Ege’den te�vik edici mektuplar ald�m, oyunum da radyoda oynad�.
�stanbul TRT’de yap�mc� olarak �al��an, �niversiteden birka� arkada��m da
vard�. Bu y�zden radyoya gider gelirdim. �imdi hat�rlad�m, felsefe b�l�m�nden
tan�d���m Turhan Oflazo�lu da radyo tiyatrosundan sorumluydu. Mevkilerin ad�n�
tam ��karam�yorum, �imdi.
�mit Kaftanc�o�lu’nu o y�llarda tan�d�m. As�l s�ylemek istedi�im, birka� kere
yazd���m ve hi� unutmad���m, bir hikayesi vard�r Kaftanc�o�lu’nun. Hangi
kitab�nda oldu�unu hat�rlam�yorum. Ad� galiba ”S�p�rge“ idi.
Kaftanc�o�lu, Karsl�d�r ve Kars’� anlat�rd�. Yayladan k�ylerine d�nen bir
aileyi anlat�rken yollarda �ektikleri eziyeti, ya�ad�klar� zorluklar�
anlat�rken, g�zel tabiat tasvirleri de yap�lan bu hikayede as�l, beni �arpan ve
son derece sinematografik buldu�um bir �ey vard�: S�p�rgeyi yayladaki evlerinde
unutmu�tur aile.
B�yle bir durumda, �imdiki �retim ve t�ketim mant���yla bakarsan�z:
” Gelecek y�l nas�l olsa laz�m olacak “ der ve ge�ersiniz de�il mi; hay�r evin
k���k o�lu, s�p�rgeyi getirmek i�in geri yollan�r. Y�llar ge�ti unutamad�m.
Unutamad���m, o zorlu �artlar alt�nda yap�lm�� yolculuk ve k���k �ocu�un
itirazs�z geri d�n���, ailenin de �ok tabii, hi� �a��rmadan ve �a��rtmadan bunu
ondan istemeleriydi. Asl�nda k�t� niyet yok, hi�bir �ey yok. Yani k�t� olan bir
�ey yok. Her �ey kendi do�al ba�lant�lar�yla i�liyor. ��te bu hik�yeyi d���nd�m
gene o haberleri dinlerken. Bir sinemac� ��ksa da, bu hik�yeyi �evirse!
Ar�iv