Umur TALU, 21
Nisan 2010, HaberTürk
ŞOFÖR baba, Bursa’da kargo şirketinde
işten çıkarıldı. Doğubayazıt’ta askerdeki oğlu telefonda paraya ihtiyacı
olduğunu söyledi.
Baba işsiz kaldığını söyleyemedi. Üzüntü ve öfkeyle pencereye yumruk attı; cam damarını
kesti, kan kaybetti, can verdi.
İlçe Osmangazi, mahalle
Fatih Sultan Mehmet,
oğlu Fatih idi.
Bu kısacık haberi kısacık okuyup bitirebilir, istediğinizi düşünebilir; upuzun
okuyarak istemediğiniz kadar da düşünebilirsiniz. Yoksulluk, işsizlik,
çaresizlik, umutsuzluk, öfke diye de okuyabilirsiniz; başka sayfalara da
geçebilirsiniz. Mesela tam “bedelli
askerlik” gündeme gelmişken.
EŞİT Mİ!
İlk bakışta şunu diyebiliriz mesela:
Bedelli askerlik olsa; Fatih’in
babası o bedeli ödeyebilecek miydi ki!
Parası olmayan yararlanamayacak, eşitsizlik ortaya çıkacaktı. Oğluna kısa
askerlik için para bulamamış her baba belki daha çok yanacaktı. Bu “ilk bakış” yorumuna katılırım.
Fakat, var olan sistemin zaten adil, eşitlikçi olduğunu ispatlamanız
lazım.
Oysa hiç değil. Rahmetli Seyfettin Bey’in
oğlu Fatih
Doğubayazıt’a giderken, bir başka Fatih’in
abasının torpil ayarlamadığı, para, iktidar, rütbe gücü ve ilişkilerini
kullanmadığı bir sistem mi bu! Gittikleri yerde, görevlerde Fatihler’in
eşit olduğu bir sistem mi!
Aylarca askerlik yapan onca Fatih’in,
Mehmet’in hakikaten askerlik mi yaptığı, yoksa bin türlü
angaryaya, kanunen yasak ve esasta hapis cezasına tabi “hizmetçiliğe”, “posta” adı altında
ayak işine koşulduğu... Kimi kayrılanın da benzeri işlerle fiili
askerlikten kaçırıldığı sistem mi!
YARALI
“Eşitsiz”, hem de çok
eşitsiz bir sistemi “eşitlik” adına
savunmaya kalkmak palavra.
Türkiye’de askerlik; ordu yapısı, hem profesyoneller arasındaki “rütbe ve görev, emir ve komuta ötesi”
ayrımcılık, hem askere alınan gençlere farklı muamele, yoksulları daha
fazla hırpalayan, ezen ve daha kolay ölüme yollayabilen düzen zaten “imtiyaz ve eşitsizlik” üstünde yamuk
duruyor. Yara açıyor, kanatıyor...
Sadece insani sorunla da kalmıyor;
bir ordunun teknik, askeri işleyişine muhtemelen ciddi darbeler vuruyor.
REFORM
Yurtdışındakiler ve sözde orada çalışırmış gibi ayarlayana “bedelli” zaten var. 30 yaşını
aşmış, iş ve aile sahibi olmuşlara bir düzenleme, belki kapsamlı reform fırsatı
olur.
Kaynak yaratmak, askerlik
süresini kısaltmak, profesyonel askerleri biraz mutlu edebilmek ve
insan yerine koyabilmek, orduyu hantallıktan çıkarmak, binlerce skeri
hizmetçilik ve angaryadan kurtarmak, profesyonelleşmeyi teşvik etmek,
vicdani reddi hak olarak kabul etmek, daha verimli bir ordu yönetimi sağlamak
için.
“Onurlu görev” denirken, insan haysiyetiyle oynayabilen
alışkanlıkları da yok etmek için.
ŞİKÂYET
Bakın, çok sayıda mesaj geliyor:
Vakıflarda, generaller yönetimindeki OYAK’ta onca para var ama uygulamaya
bakın: “Sivil memur, uzman çavuş,
astsubayve subaylardan, sıralı amirlerce zorla para toplanıyor. Gerekçesi
tutuklu subay ve emeklilere yardım. Tutuklu yarım maaş alabiliyor. Ama çoğunun
yarımı benim tam maaşım. Bu parayı vermeyi düşünmüyorum ama uydurulmuş bir
disiplin suçuyla sorgusuz sualsiz oda hapsini göze alıyorum. Nizamiyede
para veren, vermeyen listeleriyle kontrol nasılsa böyle tecelli edecek.”
İYİ HABER
Bir de iyi haber: “Askeri okuldan
ayrılanların tazminatının düşeceğini duydum. 17 yaşındayım ve babam
emekli maaşı alırken ağabeyimin tazminatı çok düşündürüyordu. Size teşekkür
etmek istedim. Sesimizi duyurduğunuz,desteklediğiniz, yanımızda olduğunuz
için.”
Arşiv