Kalem
feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”
Lâedri
Refik ERDURAN, Sabah, 23.04.2010

Pişmiş
aşa su katmak her zaman yersiz değildir. Aş yanlış pişirilmişse, örneğin hoşaf
fazla şekerliyse, biraz su eklemek gerekebilir.
Çocuk konusu temcit pilavı gibi bir aş. Her yıl bugün geldi mi, aynı teraneyi
dinleriz:
Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan!
Atatürk armağanıdır bu bayram. Çocuk gözbebeğimizdir. Güzeldir, masumdur,
değerlidir. Geleceğin ta kendisidir.
Öyledir elbette. Ama madalyonun öteki yüzü de var.
İnsan yavrusu bir beyaz sayfadır. Üstüne ne yazılırsa metin o olur.
Bu bağlamda "yazmak" örnek oluşturmakla gerçekleşir. Çocuk
beyni bebeklikten başlayarak çevredeki yetişkinlerin davranışlarını kayda
geçirir, sürekli "kopya çeker". Büyüdükçe uygular
öğrendiklerini.
Onun için, çoğu ortamda insan yavruları birer melek olmaktan hayli uzaktırlar.
İzlendiklerini fark ettirmeden çocukların davranışlarını inceleme fırsatı
buluyorsanız, iyi bakın.
***
Velet var, akranları arasındaki güçlülere sırnaşırken güçsüzleri eziyor.
Neden?
İzlediği büyüklerin öyle yaptığını görmüş de ondan.
Rahatça yalan söylüyor.
Çünkü büyüklerin gerçek çarpıtmaktan hiç çekinmediklerinin farkında.
…
Başarıya
hak ederek ulaşma çabasını enayilik sayıyor. Kestirme yol arıyor hep.
Zira ortamdaki düzen trafiği öyle.
Uğrunda riziko göze alacağı, zorluk göğüsleyeceği ilkeleri yok.
Kimin var ki?
***
Soyut şeyler mi söylüyorum? Pratik düzeyde ne yapılabileceğini mi soruyorsunuz?
…
Son sohbet toplantısında birkaç yazar da Başbakan'ın ve onun yanında oturan
Eğitim Bakanı'nın gözlerinin içine bakarak avaz avaz seslendiler:
Eğitim düzenimizi cehennem cenderesine çeviren dershanelerin avanta tezgâhı
yüzünden evladımız çocukluğunu yaşayamıyor, düşünmeyi öğrenmiyor, ezber
yarışçısı zombi oluyor.
Evet, TÜRKİYE APTALLAŞIYOR!
Başbakan da bu felaketin durdurulması için ilgililerin hemen harekete geçmesini
istedi. Hayli zaman önce. Ayrıca son günlerde sömürü dolaplarının azıcık
frenlenmesini rica etti.
Eee?
Hadi be, hadi!
Kıvranan ana babalara acımıyorsanız çocukcağızlara acıyın.
Davranılmazsa, gelecek yıl da 23 Nisan günü sevgi ve sevinç gösterilerini buruk
bir tebessümle izleyeceğim.