YANARDAĞIN KÜLLERİ, KANSER VE MEDYA

İsmail Hakkı CENGİZ - 25.04.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


İki hafta kadar evvel, İzlanda’da patlayan yanardağın küllerinin atmosferde meydana getirdiği bulutlar, Türk medyası tarafından büyük bir felaket diye sunuldu…

Patlama dolayısıyla açığa çıkan karbon monoksitin, soluduğumuz havayı zehirlediği, kül bulutlarının uçuşları aksatması dolayısıyla ekonominin allak bullak olduğu günlerce anlatıldı.

O kül bulutlarının Türkiye’ye doğru geldiği, küller Türkiye üzerindeyken yağmur yağsa da, yağmasa da facia olacağını ilân etmişlerdi.

Yağmur yağarsa; yağış asit yağmuru şeklinde cildimizi ve toprağı yakacaktı… Yağmur olmaz da küller toz halinde yeryüzüne inerse, o vakit de soluduğumuz havayla “küller” ciğerlerimizi tahriş ve tahrip edecekti.

Sonra…

Haberler birdenbire kesiliverdi!

Ne oldu acaba? Kül bulutları Türkiye’ye gelmekten vaz mı geçti?

Vazgeçti, zahir!

Peki, o kül bulutları Avrupa’da zararlı oldu mu?

Bildiğimiz kadarıyla, uçuşları engellemesinden başka bir zararı olmadı. Evet, milyonlarca insan, birkaç gün hava meydanlarında sefillik çekti. Fakat bu, büyük bir felaket değildi.

Ekonomik kayıp da “küresel” bakımdan söz konusu değildi… Çünkü hava yolunda zarar olduysa da kara ve demiryolundaki “canlanma” ile otel ve lokantalardaki hareketlilik ekonomik ziyanı telafi edecek düzeydeydi.

*   *  *

Volkanın patlaması dolayısıyla havanın kirlenmesi ise tamamıyla tevatürmüş! Meğer yanardağdan çıkan zehirli gazlar; patlama dolayısıyla iptal olan uçuşların sebep olacağı hava kirliliğinin yanında hiç kalırmış. Yani patlama hava kirliliğine yol açmak bir yana, iptal olan uçuşlar dolayısıyla kirliliği azaltmış bile.

Zaten patlama, bizim medyanın abarttığı kadar büyük bir tehlike meydana getirmiş olsaydı, Avrupa’daki devletler vatandaşlarını uyarır, gerekli tedbirleri alırlardı. Aradan geçen 2 hafta sonunda anlıyoruz ki; Türk medyası patlama bahanesiyle aşırı bir gayretkeşlik göstermiş ve işi yine ziyadesiyle abartmış.

*   *   *

Ne yazık ki bizim medyada yanlış yönlendirme konusundaki tek örnek yukarıda anlatılan olay değil… 20 gün kadar önce, Shov TV akşam haberlerinde Ali Kırca; ABD’de kanser tedavisi gören, Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok’u canlı yayına çıkardı.

Yayında öyle bir hava estirildi ki, sanki yeni bir yöntem bulunmuş ve Özok’un hastalığı tedavi edilmiş!

Tabii bu habere hepimiz sevindik. Milyonlarca kanser hastası da muhakkak umutlandı.

Lâkin… İşte 20 gün sonra, Özok’un hayatını kaybettiği haberi geldi.

*   *   *

Pek çok abuk sabuk programı, ahlâk bozucu, yalan söylemenin kahramanlık sayıldığı dizileri, filmleriyle medyanın imajı zaten yerlerde sürünüyor.

İnsan, hiç olmazsa haberlerde doğruları duymak, görmek istiyor.

Haberlerin hali de, işte ortada!

Medya, sunduğu kamu hizmeti bakımdan içler acısı bir vaziyette…

Ne yazık ki gittikçe itibar kaybediyor!

*   *   *

ÜSTATLARDAN

 

Aynı düzen aynı çark,

Çalanımız değişti.
Mafyaydı oldu İspark,

Talanımız değişti.

Eskisi kısa iken,

Yenisi uzun diken,
Kuru sıkı dil döken,

Yalanımız değişti.

 

Ömer TEMEL


Önceki yazılar

Tarih: 25.04.2010 Okunma: 662

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?