Kalem
feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”
Lâedri
Sebahattin ÖNKİBAR, Yeniçağ, 30 Nisan 2010

Başbakan
önceki akşam Danıştay cinayeti ile alakalı olarak silindiği iddia edilen
kayıtları hatırlatarak, “Bunları vicdanlardan nasıl silecekler” dedi.
Danıştay olayı yargıda, dolayısıyla ben Başbakan gibi yargıda olan bir konuda
görüş belirtemem zira suç ama yargıda olmayıp da vicdanları kanatan bir başka
konuya değinebilirim.
Neye mi?
Bakın, Başbakan bu sözü, önceki akşam TGRT-Haber kanalında etti.
O kanal hangi gruba ait?
Tayyip Erdoğan’ın en güvendiği bürokrat olan önceki TMSF Başkanı Ahmet
Ertürk’ün bile “Orada büyük hortumlamalar var” dediği İhlas
Finans’ın çatı kuruluşu İhlas Holding’e!
Peki Tayyip Bey görevli bürokratın hortumlama feryadına rağmen İhlas Finans
için ne mi yaptı?
Yıllardır korudu ve hâlâ koruyor!
Daha, önceki gün bile TBMM’de verilen araştırma önergesi AKP’lilerin oyları ile
reddedildi.
Düşünün bürokratı hortumlama var diye uyarıyor, o üstünü örtüyor!
Hadise sadece bürokratın feveranı olsa iyi!
Arşivimde mevcuttur, daha önce de yazdım, İhlas Finans’ın battığı günlerde beni
arayan Tayyip Bey, nasıl kıyametleri koparıyor ve Enver Bey’i topa tutuyordu!
Peki aradan geçen birkaç yıl içinde ne oldu da kıyameti koparan o
Erdoğan, İhlas’ı korumasına aldı?
Bakın, Tayyip Bey’in o gün ettiği sözlerin kayıtları, hem benim özel arşivimde,
hem vicdanlarımızda, hem de hesap günü için her anı kayda geçiren meleklerin
notlarında var. Başkaları inanmasa da ben meleklerin günü geldiğinde
hesabı sorulmak üzere kayıt ettiğine iman ediyorum!
Öyle çünkü bu kayıtları sildirmenin imkanı da yok !
Evet, soruma cevap arıyorum, bu kayıtlar ne olacak Sayın Başbakan?
Başbakan’a önceki akşam soru soranlardan biri de Nuri Elibol’du.
Elibol, değil Türkiye’nin, dünyanın en zengin (müteahhit) sözde
gazetecisi!
Gazetelerde ve TV’lerde görüyorsunuz ünlü Park Vadi Evleri Projesinin sahibi
olan Ulubol firmasının kurucusu ve oğulları ile sahibi. (Resmi kayıtlarla
tescilli.)
Askeri cezaevinde 6 ay yatmış ve sonra emekliliğini istemiş sigara parasına
bile muhtaç sıradan bir asker emeklisi iken, şimdi Türkiye’nin sayılı
zenginlerinden biri. (Bunları yazıp deşifre ettim diye Nuri Efendi bana 300
milyarlık tazminat davası açtı ama yargı davayı reddetti.)
Soruyorum böyle bir adamı gazeteci diye karşısına alan bir Başbakan, on binlerce
garip yetim ve zavallı konumunda mağduru olan İhlas Finans mudisinin hakkını
arar mı?
Emin olun sadece bu konuda ben AKP öncesindeki Tayyip Erdoğan’ı özlüyorum zira
o, Erdoğan hiç kuşkum yok bugünkü gibi birden Karun gibi zenginleşenlerin
değil, kimsesizlerin kimsesi olurdu!
Sahi bu hal, taç giyen başın akıllanması mıdır?
Vicdan dedim de aklıma bunlar ve bir de Üstat Necip Fazıl’ın sizin çok iyi
bildiğiniz o malum satırları geldi Sayın Başbakan!
AYYUKA ÇIKTI...
Mersedes’ten rüşvet alan belediye başkanları!
Konu dün gensoru olarak Meclis’teydi.
Görüşmeleri izleyemeyenlere iddiaların özetini aktaralım.
Mersedes’i üreten Alman Daimler firması malum ABD borsasına kote olmuş,
yani bu şirketin hisseleri ABD borsalarında işlem görüyor.
Daimler ile alakalı rüşvet dağıttığı iddiaları ayyuka çıkınca ABD’de firma
aleyhinde dava açıldı.
Yargılama sonrasında suç kesinleşti ve Daimler ABD’de 185 milyon dolar ceza
ödedi.
Yargılamadaki ayrıntı Daimler firmasının suçu kabul etmesiydi.
Buna göre Daimler, 22 ayrı ülkede kamu yöneticilerine rüşvet verdiğini itiraf
etti.
İşte bu ülkelerden biri de Türkiye!
İlginçtir Rusya ve Çin gibi pek çok ülkede bile konu soruşturulur iken
Türkiye’de yaprak kımıldamadı ve hiçbir soruşturma yapılmadı.
Evet Daimler Türkiye’de kamu görevlilerine rüşvet dağıttım diyor ama Türkiye’de
bunu duyan ve gereğini yapan yok!
Başbakan için verilen gensoru bunun içindi!
Diyeceksiniz ki bu kadar aleniyet ve hatta resmiyete rağmen nasıl olur da hiç
bir şey yapılmaz?
Eh itham edilenler AKP’li olursa yapılmıyor işte!
Bu işin sorumlularının AKP’li olduklarını nereden mi biliyorum?
Daimler’in itirafından, kamu görevlileri ifadesi yok mu, var. E bugün kamu
yönetiminde CHP ya da MHP’liler mi var?
Hadise açık ve nettir...
Mersedes’i hangi kamu kurumu ve belediyeler aldı bellidir ve suçlular orada
aranmalıdır...
Suçluların varlığı belli de, onları yakalayacak irade nerede?