Lanet terörün kurbanı olan bu memleketin güzel evlatlarına-şehit Mehmetçiklere rahmet diliyorum. Ailelerinin ve milletimin yağız evlatlarının başları sağolsun.
Yeniden azdı bu siyonist tohumları. (Siyonist tohumu, çünkü asla Kürt çocuğu olamaz bu kahpeler. ) Acaba niye? Ama bunu sormak kimin aklında. Suçluyu bulmuşlar! O yok edilince terör bitecek! Ne zavallıca bir mantık! Ne acınası bir ruh hali. Bir milletin çocuklarını birbirlerine düşman etmişler ve bunun üzerinden de düşman ediyorlar. Hem terör ile (Türk-Kürt diye) düşman ediyorlar hem de terörü kullanarak (siyaseten) düşman ediyorlar. Birileri de zil takıp oynuyor tabi. Yazıklar olsun. Oysa göz nuru, can özü, canların feda olası peygamberimizin(asm) bir sözü vardır: ‘’Müslüman’ın ferasetinden korkunuz. Çünkü Allah’ın nuruyla bakar’’ diye. Ama nerede o Müslüman? Nerede o ferasetli bakış? Dünya gözleri kör etmiş, bakışları şaşı. Bu yüzdende yaptıkları köpek dalaşı. Eee… bir âlim demiyor muydu: ‘’dünyada gözü olan, köpeklerle dalaşmaya hazır olsun’’ diye? Bu ülkede gâvur ekmeğiyle geçinen var dostlar ve gâvur ekmeği yinen gâvur kılıcını çalar. Kör olan gözler bunu görmeli. Sağır olan vicdanlar bunu hissetmeli. Yoksa hep birbirimizi yiyeceğiz ve hep sefaletin ve acının şarkısını terennüm edeceğiz. Yazık, geleceğimiz, varlığımız, payidarlığımız, bahtiyarlığımız olan evlatlarımıza kıymayalım ne olur. Ve hazinelerimizi gâvura ve gâvur tohumlarına yağmalatmayalım Allah aşkına.
İlk önce şu gerçeği bilelim: terör, bu ülkenin çocuklarının, özlerine (İslam’a) dönüşlerini ve öz eksenli siyaset edişlerini baltalamak gayesiyle hazırlanmış bir tezgâhtır. Kahpece bir tezgâh. İnsanlığın yegâne düşmanı olan vahşi, katil, alçak siyonist ve bu ülke içinde ki destekleyicileri işbirliği ile hazırlanmış melun bir tuzaktır. Bu ülkede ki, bu milletin dinine, ahlakına, maddi-manevi değerlerine düşman olan soysuzlar çetesi, bu toprağın çocuklarını yönetmek, hazinelerini yağmalamak ve keyif sürmek için, dünyanın jandarması olarak gördüğü siyoniste köpeklik yaparak bu emelini gerçekleştirmektedir. Siyonist ve bu ülkedeki tohumları, bu ülkenin evlatlarının kanları ve gözyaşları üzerinden üstelikte bu ülkede hükümrandır, keyif sürmektedir. Ne kadar acıtıcı değil mi? Zehir gibi yemin ediyorum. Ben ağlıyorum bunları söylerken dostlarım. Yüreğim yanıyor, dayanmıyorum napayım!
MİT niye vardır söyler misiniz lütfen! Bendenizin biteviye gündem yaptığı bir durumdur bu ve yapmaktan da asla imtina etmeyeceğim. Zira bir ülkenin atar damarı olması gereken bu kurumun işidir ilk evvelde bu melun tezgâhı bozmak, bu ülkede ki karanlık-kiralık-kalleş-kahpe destekçilerini deşifre etmek ve yok edilmesi adına planlar yapmak. Ve sonra ordu’nun işi tabi ki. Bakınız efendiler! Bir çocuk yetiştirmek o kadar kolay değildir ve acıları göze almak demektir peşinen. Çocuk büyütmek çok zor, çetin ve acı bir iştir. Fedası da bir o kadar zor olmalıdır. Ama hiçte öyle değildir maatteessüf. Çok kolay harcıyoruz dünyanın en değerli hazinelerini. Yıllarca her daim bir avuç(!) olarak ifade edilen terör hep can aldı ve almaya devam ediyor. Aklı alan varsa beri gelsin! Siz hiç 5000 den yukarı sayıda ifade edildiğini duydunuz mu? Ben duymadım. Peki, nasıl olurda bitirilemez, domuz leşi gibi serilemez bu 5000 tanecik sefiller sürüsü? Şerefsizim benim aklım almıyor. Ya da idrak edemeyecek kadar beyinsizim! Veyahut var bir hinlik, cinlik, kahpelik, alçaklık! Hayat bir istihbarat savaşıdır beyler!
Şimdi biz bu terör illeti ile yaşamak zorunda olmamalıyız. Ve bu işi muhakkak çözmeliyiz. Bu iş asla siyaset malzemesi yapılmamalıdır. Ama yapılmaktadır. Firavun niye firavundur? Mülkiyeti ve iktidarı ile. Peki, o güçleri ona veren kimdir? Halk. Öyleyse firavunu firavun yapan halk onu tarihe de gömebilir ve gömmelidir. Bu ülkede küresel firavunların firavuncukları mevcuttur. Bu ülkede ki bütün melanetler onların eseridir. Bunu söylemekten imtina etmemeliyiz. Ne hazin ki bunu dile getiren pek yok. Niye? Ya ödlektir. Ya çıkarı vardır. Ya da firavunun sihirbazıdır. Lanet tümüne birden. Beyler korkuyla bu iş çözülmez. Diplomasiyle bu iş çözülmez. Diplomasisinden başlarım. Ulan diplomasi diye diye zaten bu rezil halde değil miyiz be? Diplomasi sefillerin, ödleklerin işidir beyler. Dürüst, suçsuz, namuslu insanların değil. Birileri senin evlatlarını kırsın, sana soysuzca ihanet etsin, sen onun kalbini kırmayayım diye çıkış yolu ara. Böyle rezilliğin içine tükürürüm ulan. Böyle sefillik yakışmaz bu toprağın çocuğu olana. Herkes haddini bilsin ulan. Korka korka korkacak bu alçak ve domuz dölü siyonisti ve tohumlarını mı bulduk be? Yeter artık! Ölmesin vatanımın çocukları. Yaşamak onların da hakkı ve ölmek için doğmadılar. Üzerinde yaşayamadığın vatan vatan mıdır be? Onlar ölsün soysuzlar çetesi yaşasın. Var mı lan öyle yağma? Tükürürm böyle diplomasinin, böyle oyunun içine.
Size söyleyeyim mi diplomasi nedir? Diplomasi, gerçekte, içinde, halkın zerre çıkarının bulunmadığı, tepedekilerin koltuk ve itibar savaşıdır. Ezilmiş bir dille yapılan. Dilde, elde rezildir bu oyunda. Halk acı çeker beyler sefa sürer. Doğrular esridir yüreklerde. Şeref yerlerde sürünmektedir. Güya nezaket vardır. Güya anlayış vardır. Tüküreyim böyle anlayışında nezaketinde içine. Konuşacaksın aslanım. Haykıracaksın soysuzun suratına suratına en katı gerçekleri.
Size söyleyeyim mi demokrasi nedir? Demokrasi, gerçekte, içinde, halkın zerre çıkarı bulunmayan melun bir oyundur. Kalantorların rahatça halkın hazinelerini sömürmek için hazırladıkları bir kılıftır. Yollarında ki engelleri özgürlük ve hak maskesiyle kaldırdıkları bir lanettir. Demokrasi vardır ya, istedikleri gibi ezme, sömürme ve yağmalama hakları da (!) vardır.
Size söyleyeyim mi parti nedir? Parti, gerçekte, içinde, halkın zerre çıkarı söz konusu olmayan bir merkezi karargâhtır. Halk ve çocukları koşar, çalışır, yorulur ama efendiler yer, içer, oynar, gezer. Tepedeki yönetici bozmaları ve sefil avaneleri ve sefil beyinli veletleri rant elde eder. Halka bir iki nutuk irad ederler ve sonra keyif çatmaya giderler bir başka bahara kadar. Halkı ne soran olur ne de yarasını saran bulunur. Alınacak alınmış ve alınanla alın teri çalınmıştır. Altta kalan ahmakların canı çıksın! Artık haddini bildirin size ihanet edenlere canım halkım!
Size söyleyeyim mi savaş nedir? Savaş, gerçekte, içinde halkın ve çocuklarının zerre çıkarı olmayan bir ölüm makinesidir. Bir yabancı bilgin der ki: ‘’askerlerin vatan için öldüğünü düşünürüz, aslında kapitalistler için ölürler.’’ Yalan mı ulan yalan mı? Suratına tüküreyim hayâsızca yalan diyebilenin. Gençlerin öldüğü yaşlıların ölümlerin üzerinden anlaşma yaptığı bir kanlı oyundur. Savaşanların bir çıkarı yoktur. Onlar masum ve tertemiz niyetlerle canlarını vatanlarına ve mukaddes bildiklerine adarlar öyle masum öyle onurlu şekilde. Yaşatmak için can verirler. Bu kanlı oyun yönetenlerin güçlerini tahkim oyunudur. Binaenaleyh askerler hafif bir korku ve kesif bir hüzünle savaşırlarken, arkadakiler yüksek perdeden keskin nutuklar irad ederler, hamaset yaparlar. Kavgada olmayana her şey kolaydır. Kavgaya gir de gör!
Bir defa, bu ülkede ki destekçiler meçhul değildir aslında, meçhul olmaması gereken yerlere. O şerefsizleri temizleyin. Hangi dairenin içinde olursa olsunlar. Devlet bir evdir. Siyonistin emrine amade olan, onun bahşettiği dünyalık adına ona hizmet eden vatansever maskeli vatan hainleri millete gösterilmelidir. O şerefsizleri de temizleyin. Teröriste alenen destek veren kim varsa it gibi gebertin ve bu yüzden dikleşecek olanın boynunu kırın. O domuz sürüsüne destek veren şerefsiz siyoniste ve büyük şeytan alçak emperyalist ABD ye adam olması uyarısı yapın. İlk evvel halka her şeyi açıklayın ve desteğini alın. Korkuyu korkutun, ölümü öldürün ve bütün bunları yapmak için adım atın artık. Daha fazla geç olmadan ve güç olmadan.
Haydin beyler bu bir ülke sorundur. Ve bütün millet ittifak halinde çözmeye yönelmelidir. Tam samimiyet, sağlam niyet ve pür ciddiyet ile el atılmalıdır bu işe. Daha fazla can gitmeden. Millet toplu isyan etmeden. Bilakis millet toplu temizliğe girişebilir. Hem domuzlar sürüsünü hem de çözmemekte inat edenleri. Ne siyonist kurtarabilir ne de mülkünüz, iktidarınız, silahınız sizi vallahi kurtaramaz. Kesinlikle çözülemeyecek olay değildir.