ARTIK BİRİNCİ DEĞİL Mİ?

İsmail Hakkı CENGİZ - 11.08.2010

Her ne olursa, milletin kararı başımızın üstündedir.


Başkalarının yüzde 7’ler, 8’ler düzeyinde oy aldığı bir seçimde % 34 oy almak hakikaten çok büyük bir başarıydı. Yıl, 2002’ydi.

AKP, o gün bugündür “rakipsiz” ve dahi alternatifsiz(di)!

İktidara geldiğinden beri düzenli anketler yaptırıyor ve bütün anketlerde daima “açık ara” önde gözüküyordu. Dolayısıyla, kömür makarna dağıtımı dışında -ki bu da “sadaka kültürü”nün bir gereği- hemen hiç popüler vaatte bulunmadı.

Öyleyken 2004 yerel seçimlerinde % 42’yle, 2007 genel seçimlerinde % 47’yle ve 2009 yerel seçimlerinde % 39’la birinci parti oldu.

Tam 7 sene “rakipsiz” ve “alternatifsiz” “tek” partiydi.

Şimdi, seçimden daha önemli bir referanduma giderken durum nedir?

Daha önceki seçimlere yaklaşırken neredeyse her gün açıklanan anketler niçin bu halkoylaması öncesinde açıklanmıyor?

Ters giden bir şey mi var?

Artık AKP birinci parti değil mi?

*   *   *

Emareler onu gösteriyor…

Hangi emareler?

Birincisi; eğer AKP şampiyon parti hüviyetini koruyor olsaydı bugünlerde ardı ardına anketler yayınlanır ve milletin gözüne gözüne sokulurdu.

Ama ortada anket yok…

Neden acaba?

Artık, AKP’yi açık ara gösterebilecek veriler bulunmadığından olmasın!

Eğer anketlerde azıcık bir “evet” üstünlüğü bile olsaydı; onu yandaş “araştırma şirketleri” 10–15 puan öndeyiz diye piyasaya sürerlerdi.

*   *   *

AKP’nin şampiyonluğu kaybettiğine dair ikinci emare; iktidar olduğundan beri seçimlerde kitlelere vaatte bulunmadığı halde şu referandum öncesinde vaatler yağdırmaya başlamış olması. Sadece Salı günü 3 vaatte birden bulundu.

Buna göre;

Memurlar bankalardan, daha önce % 70’ini aldıkları maaş promosyonunun tamamını alacaklar…

Yargı mensuplarına, yıllardır biriken ve hazineye devredilmesi planlanan “keşif ücretleri” ödenecek…

Ve kadın çalışanlar, vaktinden 4 yıl önce emekliliği hak edebilecekler…

Düşünün; sadece 1 günde bu kadar vaat geliyorsa, referanduma kadar, kalan 30 gün içinde kim bilir başka hangi vaatlere tanık olacağız? Çünkü Erdoğan, önceki seçimlerde şampiyonluğundan emindi ve kitlelere hiçbir vaatte bulunmaya tenezzül etmiyordu. Şimdi o kadar emin değil ve kitlelere şirin görünmek zorunda!

*   *   *

Yazıyı burada noktalayacaktık ki; karşımıza üçüncü emare çıktı.

Hürriyet yazarı Ayşe Arman, yurt dışında yaşadığı için, birkaç gün evvel Türkiye’ye girerken oyunu kullanmış.

Biz Ayşe Arman’ın “özgürlükçü”, “demokrat”, “entel”, “darbelere karşı”, dolayısıyla “AKP’ye yakın” bir yazar olduğunu zannediyor, referandumdaki doğal istikametinin “evet” olacağını düşünüyorduk.

Ayşe Arman, Çarşamba günkü yazısında “HAYIR” oyu verdiğini açıklamış.

İnce dikkat gerek, Arman, gelecek zaman kipi kullanmıyor. Oyunu vermiş. Yani önümüzdeki sürede artık değişme ihtimali yok.

Ayşe Arman’ın bile “Hayır” oyu kullanmış olması “Evet”çilerin işinin gayet zor olduğunu göstermiyor mu?

Tarih: 11.08.2010 Okunma: 666

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Ülküm Türkİslam ÖNCÜ

17.04.2010 - 14:57

Sayın özgür Deniz yazınız gayet güzel,hakikate götüren ipuçları içeriyor.Ancak tüm kelimeler mutlak manasını sadece İSLAMDA bulur ,bu yüzden mutlak eşitlik ancak ALLAH(c.c.)'a kayıtsız-şartsız teslim olmaktadır.Yani mutlak eşit insanlar ALLAH(C.C)'a kul olanlardır..Aslında üniversitelerin sayısı arttırılmalıdır,çünkü üniversiteler ilim merkezleridir.Ancak mevcut sistem 'mücahid alim' ilim erleri yetiştiremediği için üniversitelerin sayısı azaltılmalı değil,ciddi bir ıslaha tabi tutulmalı. Tabi bu da hakkın,hakikatin ve nihayetinde İSLAMIN her insanın hücresine ve toplumun genlerine HAKİM OLMASIYLA SAĞLANABİLİR..Üstad BEDİÜZZAMAN'ın Medreset-üz Zehra projesi hayata geçirilmelidir..Kaleminizi imanınızla bilemeniz ve bu yüce TÜRKİSLAM yurdu HAKKINDA DAİM HAYIR DİLEMENİZ NİYAZIYLA.

özgür deniz

20.04.2010 - 19:20

teşekürler insan kardeşim. zaten gayemiz hakikate hizmet yolunda insanlık yoluna bir iki tuğla koyabilmek. evet tüm kelimeler mutlak manasını dinde bulur. gerçek kıvamını ve yerinide.evet mutlak eşitlikte dediğiniz gibi.üniversitelerin sayısının artırılmasına gelince tersini düşünüyorum zaten yazıdada var bu izahatıyla. inanın fazla üniversite fazlalıktır. ıslaha evet bu gerekli. üstadın projesi zaten hayat geçmiş durumda gardaş hemde ziyadesiyle. doğu bölgemizdeki üniversite sayısı kaça ulaştı. temenniniz için İNŞAALLAH diyorum. evet bu yüce ve aziz yurt daim olsun inşaallah. en kalbi muhabbetle.

Ülküm Türkİslam ÖNCÜ

17.04.2010 - 14:57

Sayın özgür Deniz yazınız gayet güzel,hakikate götüren ipuçları içeriyor.Ancak tüm kelimeler mutlak manasını sadece İSLAMDA bulur ,bu yüzden mutlak eşitlik ancak ALLAH(c.c.)'a kayıtsız-şartsız teslim olmaktadır.Yani mutlak eşit insanlar ALLAH(C.C)'a kul olanlardır..Aslında üniversitelerin sayısı arttırılmalıdır,çünkü üniversiteler ilim merkezleridir.Ancak mevcut sistem 'mücahid alim' ilim erleri yetiştiremediği için üniversitelerin sayısı azaltılmalı değil,ciddi bir ıslaha tabi tutulmalı. Tabi bu da hakkın,hakikatin ve nihayetinde İSLAMIN her insanın hücresine ve toplumun genlerine HAKİM OLMASIYLA SAĞLANABİLİR..Üstad BEDİÜZZAMAN'ın Medreset-üz Zehra projesi hayata geçirilmelidir..Kaleminizi imanınızla bilemeniz ve bu yüce TÜRKİSLAM yurdu HAKKINDA DAİM HAYIR DİLEMENİZ NİYAZIYLA.

özgür deniz

20.04.2010 - 19:20

teşekürler insan kardeşim. zaten gayemiz hakikate hizmet yolunda insanlık yoluna bir iki tuğla koyabilmek. evet tüm kelimeler mutlak manasını dinde bulur. gerçek kıvamını ve yerinide.evet mutlak eşitlikte dediğiniz gibi.üniversitelerin sayısının artırılmasına gelince tersini düşünüyorum zaten yazıdada var bu izahatıyla. inanın fazla üniversite fazlalıktır. ıslaha evet bu gerekli. üstadın projesi zaten hayat geçmiş durumda gardaş hemde ziyadesiyle. doğu bölgemizdeki üniversite sayısı kaça ulaştı. temenniniz için İNŞAALLAH diyorum. evet bu yüce ve aziz yurt daim olsun inşaallah. en kalbi muhabbetle.