Her ne olursa, milletin kararı
başımızın üstündedir.
Tabii işin bir de psikolojik boyutu var.
İnsanı iyimser-karamsar, menfi-müspet, öfkeli-sakin, hoşgörülü-tahammülsüz… Vs. yapan…
Haddizatında, olayın büyük bölümü psikolojiktir. avaşlar daha başlamadan önce kazanılır. Psikolojik üstünlüğü ele geçiren ve inisiyatifi elde tutan zaferi daha baştan kazanmıştır.
AKP üst yönetiminin morali bozuk gözüküyor.
Anladığımız kadarıyla, morallerini en fazla bozan da MHP lideri Bahçeli!
Bunu bizzat AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik itiraf ediyor.
Çelik, Bahçeli’nin insanda “ruh karartan, felaket, ateş çemberi, buhran, çökeltme(?), enkaz, umutsuzluk” halleri yarattığını söylemiş!
Hayır!
Bahçeli’nin söyledikleri bizim ruhumuzu asla karartmıyor, içimizde felaket, buhran, çökeltme(?), enkaz, umutsuzluk meydana getirmiyor.
Tam tersine, Bahçeli’nin varlığı ve konuşmaları bize ümit ve cesaret veriyor, moral aşılıyor, onu ve partisini ülkenin bir temel direği, rejimin bir sigortası olarak görüyoruz.
Bize moral veren Bahçeli; demek ki başta Hüseyin Çelik olmak üzere AKP üst yönetiminin moralini bozuyor!
İşte, bunun için Bahçeli’yi tebrik etmek lâzım!
Çünkü 8 senedir tek başına iktidarda olduklarından kudretleri alabildiğine artmış, saltanat koltuğunda otura otura ayılamaz biçimde iktidar sarhoşu olmuş ve kaçınılmaz biçimde “pembe panter”leşenlerin ruhlarını karartabilmek her babayiğidin harcı değil…
Bahçeli bunu başarabilmiş. Tepedekileri iktidar sarhoşluğundan ayıltabilmiş az muvaffakiyet mi?
Tebrike şayan bir büyük iş ve eylem değil mi?
Bahçeli’yi yürekten kutluyoruz. İyi ki varsın Bahçeli!
* * *
Bir de, Çelik, Bahçeli için “hakaretvari” konuşuyor demiş ki, bu düpedüz iftira… Sayın Bahçeli her yönüyle eleştirilebilir ama kibarlığı ve nezaketine laf söylenemez. Siyasetin seviyesini yükselten liderlerden biridir.
Sayın Çelik "hakaretamiz" konuşmayı merak ediyorsa aynaya bakması kâfidir.
Ayrıca; bir edebiyatçı olan Hüseyin Çelik Türkçeyi de katlediyor. Kendisine soruyoruz: Konuşmasında kullandığı “çökeltme” ne demek? Sonra, Türkçede “hakaretvari” diye bir kavram var mıdır? Acaba, “hakaretamiz” mi demek istiyor?
O kelime nasıl kullanılır, bir zahmet, hocalarına veya Hakkı Devrim’e soruversin!
* * *
Freni patlamış kamyon
Sayın Başbakan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu “freni patlamış kamyon”a benzetmiş.
Fakir, muhalefette… Elinde ne iktidarın sınırsız kudreti var, ne emrinde mülkî amirler, ne halktan toplanan vergilerin oluşturduğu malî güç…
Muhalefetin her yanı kamyon olsa, freni patlasa ne yazar?
Muhalefetin arkasında akıl almaz, “karayı ak eden” medya "sihirbazı" mı var?
Bir de şu televizyonların, gazetelerin, iş dünyasının iktidara verdiği dehşet verici desteğe bakın! Bir kamyonun arkasına takılmış dev kasalar gibi… Ucu bucağı görünmeyen devasa damperli kasalar…
Asıl tehlike burada… Asıl freni patlamış kamyon iktidarda… Direksiyonda da bizzat Erdoğan oturuyor.
Felaket oradan zuhur edebilir diye endişe ediyoruz.
Acilen…
Fren, fren, fren!