Kalem feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”
Lâedri
Ruhat MENGİ, Vatan, 16.08.2010

Dünkü
yazımda ‘BDP’nin referandumda Evet veya Hayır demek yerine boykot etmesinin
altında yatan samimiyetsizlikten, “bir işbirliğini gizleme” planından söz
etmiştim. Peki nasıl?
Aynen şöyle: şimdi düşünün, bu bir seçim değil, bir ülkenin tüm vatandaşlarının
haklarını belirleyen anayasasında yapılan değişiklikler. Bunları yanlış
buluyorsanız, tek parti tarafından hazırlanıp herkesin dışlanmasına demokrasi
ve uzlaşma adına karşı çıkıyorsanız ‘Hayır’ dersiniz, doğru buluyorsanız ‘Evet’
dersiniz.
Ortası yoktur yani... Hele böylesine hukuk devleti ilkesine saldırı anlamında
hayati bir değişiklik yapılırken hiç yoktur.
Ama acaba BDP için neden var? O neden ‘evet’ veya ‘hayır’ demiyor da boykot
ediyor?
Ve asıl önemlisi, BDP “hayır” dememesine rağmen Başbakan neden israrla:
“CHP-MHP-BDP ve hatta PKK”yı aynı safta gösteren söylemi tekrarlayıp duruyor?
PKK İLE
ANLAŞAN KİM?
Tabii olaylara her açıdan bakma alışkanlığı edinmiş birçok kişi “gizlenen
açılar”ı da görebiliyor. Hükümet “Kürt açılımı” yapıyoruz diye ortaya çıkarken
(DTP) BDP ve PKK ile anlaşmıştı. O günlerde hem bu parti, hem de terör örgütü
ile pazarlıklar yapılıyor ve her ikisi de bu pazarlıkların verdiği ilhamla
taleplerini arttırdıkça arttırıyorlardı.
Hem de PKK terörünü, katliamları olanca hızıyla sürdürerek. Ne zaman ki bu
açılımın BDP-PKK tercümesi olan “özerk bölge, af, Anayasa’nın değiştirilemez
maddelerinde değişiklik” noktasına gelindi, terör şehirlere sıçratıldı, dozu
arttırıldı, şehitler iyice vicdanları kanattı, ne zaman ki halk açılıma büyük
öfke duymaya başladı bu baştan yanlış anlaşma hükümeti fena rahatsız etti.
Üstelik referandum öncesinde halkın öfkesi frenlenmeliydi.
Aslına bakarsanız Apo’nun çok önceden “yol haritası”nda söylediği şeyleri
tekrarlamaktan başka bir şey söylemeyen Diyarbakır Belediye Başkanı’na
“organları yer değiştirmiş adam” dendi. Böylece BDP ile kavgalıymış gibi bir
durum yaratıldı.
Aynı anda BDP ile PKK “açılım pazarlıkları”ndan hoop alınarak CHP ile MHP’nin
yanına oturtuldu. Oh ne rahat, işte referandum öncesinde her şey unutulmuştu(!)
Ama yine de... Acaba BDP bu taleplerini (şu an için) yerine getiremeyen AKP’nin
Anayasası’na neden “Hayır” demiyor? Veya neden “Evet” demiyor? (Nasılsa
referandumda Evet çıkması halinde yüksek yargı siyasallaşacağından BDP’nin tüm
istekleri yerine getirilse de itiraz edecek kimse kalmayacak).
İKİYÜZLÜ
PLAN
İşte bu sorunun cevabını okurumuz Can Türe vermiş:
“Eğer BDP bu değişikliği istemiyorsa neden hayır demiyor, çünkü hayır derlerse
Doğu’da büyük bir kesim de hayır diyecek ve sandıktan Hayır çıkma ihtimalini
arttıracak. Peki, evet derse? O zaman AKP-BDP yakınlığı ortaya çıkacak ve AKP
kendi tabanından bile oy kaybedecek. Oysa şimdi BDP ile PKK’yı ‘muhalefet
partilerinin yanına’ yapıştırıyor, onları aynı safta gösteriyor. İlerde şöyle
haberler de çıkabilir: ‘Terör örgütü tehditle hayır oyu istedi’. Yandaş medyada
çıkacak bu tür haberlerle milli duygular sömürülebilir, Hayır oylarının önü
kesilebilir”.
Can Türe mektubunu “bu nasıl ikiyüzlü bir plandır. İşin gerçeğinde BDP Evet
diyor ama bunu açıklarsa Hayır çıkacağını bildiği için saklıyor.”
Ne dersiniz Türe’nin yazdıkları akla çok yakın gelmiyor mu?
*****
Patatesten mühür yapın!
‘Hayır’ oyu vermek isteyenlere de ‘Evet’ mührü bastırma uyanıklığına yerden
göğe haklı nedenlerle karşı çıkıldı ya, aslında derhal ‘Tercih’ yazan
mühürlerin sayısı tamamlanarak devreye girmesi lazımdı ama yapmıyorlar ve bunu
bile yutturuyorlar. Bu ülkede sonuca giden yolda ne sahtekarlıkların
yapıldığına dikkat eden yok zaten, sonuç önemli.
Neymiş efendim, önce ‘Tercih’ yazanlar kullanılacakmış, sayısı yetmezse yine
‘Evet’ yazanlar. Yetmeyeceği (!) şimdiden belli tabii...
Peki, neden bu israr? Referanduma daha haftalar varken zamanları mı eksik ,
yoksa trilyonların israf edildiği bir ülkede mühüre yetecek para mı yok?
İkisinden de fazlasıyla var aslında... Ama diyelim ki her ikisi de eksik,
patatesleri ortadan kesip üzerine ‘Tercih’ yazsınlar,
o bile olur.
Mürekkebe bastın mı çıkar. Milleti koyun yerine koymaktan daha iyidir nasılsa!
Arşiv