Her ne olursa, milletin
kararı başımızın üstündedir.
Şu,
25 gün sonra gideceğimiz referandum’un “açılım”la
ve PKK ile bir alakası var mı?
Ne
alakası var?
Biz
de öyle diyorduk.
Hatta
Sayın Başbakan, CHP ve MHP’nin
yanında BDP’yi de “HAYIR”cılar içinde sayınca, hakikaten
referandumun “açılım” ve PKK’dan bağımsız bir nesne olduğuna inanacaktık.
Son
gelişmeler ve bilhassa Pazartesi akşamı NTV’deki
açık oturumda konuşulanlar gözümüzü açtı.
Tartışmacılardan
Kürtlerin sözcüsü konumundaki Ümit Fırat,
Anayasa değişikliği paketini öve öve bitiremediği gibi, oylamada “hayır” çıkması durumunda bundan “kürt halkından daha fazla kimse zarar
görmez” dedi.
Söz,
BDP’nin referandum’u boykotuna gelince de, Fırat, “Kürt halkına kimse ‘hayır’ oyu vermesini kabul ettiremez” diye
konuştu.
* * *
Bu
arada, İmralı’nın talimatıyla, PKK referandum sonrasına kadar “eylemsizlik” kararı almış!
Maksat
ne?
İktidarla
pazarlık ve sözde boykot kararını esnetmek…
AKP
ile daha sıcak ilişkiler kurmaya zemin hazırlamak…
Elbette
referandumda bütün Kürt kökenlilerin “evet”
demesini sağlamak…
Şimdi,
BDP’nin ve dahi PKK’nın bu referandum sürecinde kimlerle beraber olduğu
konusunda kafalarda bir şüphe kaldı mı?
Bütün
bu yaşanan hakikatlere rağmen, Erdoğan BDP’yi CHP ve MHP ile birlikte
göstermeye devam eder mi, dersiniz?
Önceden
de hiç inandırıcı olmayan bu iddianın bu saatten sonra bir kişiyi bile kandırma
ihtimali kaldı mı?
* * *
Ekranlarda
Kürtlerin sözcülüğünü yapan Ümit Fırat aynı zamanda PKK’nın da sözcüsü! Nitekim
“PKK’sız barış olmaz” diyor. PKK’nın
1aylık “eylemsizlik” kararından bir
muzaffer kumandan edasıyla bahsediyor.
Bunları
söylerken AKP’ye ve hükümete
hayranlığını sıkça dile getirmekten kendini alamıyor. Referandumdan mutlaka “evet”
çıkması gerektiğini, aksi takdirde “açılım”ların devam edemeyeceğini imanla
savunuyor.
Demek
ki, referandumun “açılım”la da
yakında ilgisi var.
Değişiklikler
kabul edilirse “açılım” hız
kazanacak… Hani şu ilk sayfası açıldıktan sonra gelen aşırı tepkiler
dolayısıyla aniden askıya alınan “açılım”lar.
Bu
değişikliklere “yıkım” paketi diyen Bahçeli’ye gelin de hak vermeyin!
Bundan
1 ay önceki seyahatlerimiz esnasında, Anadolu’da, Anayasa değişikliklerine “hayır”, “bin kere hayır” diyen 75’lik dedeleri
görünce, doğrusu, hırsları bizi şaşırtmıştı.
Referandum
gününe yaklaştıkça ortaya çıkan hadiselerden anlıyoruz ki; büyüklerimiz “paket”in nasıl bir “yıkım” getirdiğini tecrübeleriyle,
gönül gözleriyle, içgüdü ve yanılmaz sezgileriyle çok önceden görmüşler.
Hatta
bu dedeler arasında Erdoğan hayranı olanına da rastladık. Yalnız o “bin kere
hayır” demedi… Bir kere “hayır”
dedi.
Temenni ve dua ederiz ki; şu mübarek günlerde, Allah, bütün Türklerin “gönül gözünü” açsın ve onlara üstün “sezgi gücü” versin.
Önceki yazılar