Her ne olursa, milletin kararı başımızın üstündedir.
Üstünlük
derken, gündem yaratma üstünlüğünden, “inisiyatif”ten
bahsediyoruz.
Daha
önceki seçimlerde görüldü ki, gündem yaratma konusunda kim öndeyse, kimin
ortaya attığı konular kamuoyunu meşgul ediyorsa “o taraf” kazanıyor.
AKP’nin
iktidar olduğu 2002’den, son yerel seçimlerin yapıldığı 2009’un birkaç ay
öncesine kadar geçen sürede Erdoğan’ın
tartışmasız üstünlüğü vardı. Neredeyse bütün gündemi Sayın Başbakan
belirliyordu.
Sanki
gündem belirleme imtiyazı tek başına Erdoğan’ın elindeydi.
Bu büyük üstünlüğün sonucu da
sandıklara kesin galibiyetler olarak yansıdı.
2009’un
başından itibaren muhalefet gündem belirleme konusunda inisiyatif alabilmeyi
başardı. Fakat yine de üstünlük iktidar tarafındaydı. Muhalefetin bu kısmi
başarısı bile AKP oylarının önemli ölçüde gerilemesini sağladı.
Şimdi, bir referanduma gidiyoruz.
İnisiyatif
kimde?
Gündemi
kim belirliyor? Kimin ortaya attığı konular kamuoyunu daha çok meşgul ediyor?
Kimin
istediği hususlar tartışılıyor?
Son günlerin tartışma konuları:
Antidemokratik seçim barajı…
Aile
sigortası…
Yoksulluk, işsizlik, emeklilerin
durumu, yolsuzluklar…
Kürtlere
özerklik…
Havuzlu villa…
Van'ın Özalp ilçesindeki Mustafa Muğlalı kışlası
Öcalan’la pazarlık…
Genel
af…
Türk bayrağının yanına ikinci bayrak…
Boy-bos,
soy –sop, Memur Kemal Efendi…
* * *
Tartışılan
hususlara baktığımız vakit, büyük çoğunluğunu muhalefetin gündeme getirdiği konular
olduğunu görüyoruz.
Bu
ne zamandan beri böyle?
Son
üç buçuk aydır!
Yani,
Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olduğu tarihten beri…
Ayrıca;
genel başkan adayı olduğu günden itibaren Kılıçdaroğlu’nun
bizzat kendisi başlı başına gündem mevzuudur. Ortaya hiçbir yeni konu
atmasa bile medyanın ve yazarların ilgi odağıdır. Yazılanların bir kısmı
aleyhte de olsa sonuçta gündemdedir.
Gündem belirleme imtiyazının AKP ve
Erdoğan’ın elinden kaydığı açıktır.
Radyo,
televizyon ve gazetelerden oluşan medyanın kahir ekseriyetinin yandaş veya
iktidar korkağı haline gelmesine rağmen bunu başarabilmek kolay değildir.
Bütün
zorluklara ve engellemelere rağmen gündemi belirleme üstünlüğü sağlayabilen
muhalefetin sandıkta da başarılı olması işin doğası gereğidir.
Muhalefet,
önümüzdeki 2 hafta içinde de bu üstünlüğünü koruyabilirse çok net bir
çoğunlukla galibiyeti kazanacaktır.
Buna
her yeri kuşatan, ülkede korkunç bir yalan rüzgârı estiren, hiçbir hukuk,
hiçbir ahlak tanımayan medya bile engel olamaz.
Yeter
ki muhalefet inisiyatifi elinde bulundurmayı sonuna kadar muhafaza edebilsin.
Önceki
yazılar