Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Yağmur yağmış, zemin kaygan…
Tanker tam gaz geliyor…
Minibüs son sürat gidiyor…
Işık kırmızıya dönmüş…
İkisi de ışık ihlali yapsa çarpışmayacaklar. Lâkin hız limiti konusunda kural tanımayan tanker sürücüsünün kurala uyacağı tutuyor. Basıyor frene! Araç, duracağı yerde sola dönüp yolu kapatıyor. Çünkü zemin kaygan…
Minibüsün kırmızı falan umurunda değil… Zaten daha önce de 39 kere umurunda olmamış!
Netice…
Korkunç bir çarpışma… Hiçbir film yapımcısının hayal edemeyeceği kadar dehşetli bir tuzla buz olma görüntüsü ve 13 ölü, 12 yaralı!
Çünkü 15 kişilik minibüse 30 kişi dolmuş!
* * *
Üsküdar’ın göbeği…
Eski bir otomobil… Direksiyonda 25 yaşında bir sürücü… Şehir merkezindeyim falan demiyor… Basıyor gaza köküne kadar… Araç kontrolden çıkıyor, pastaneye dalıyor…
Ortalık darmadağın…
* * *
Üçüncü vukuat denizde…
Kartal-Yalova seferi yapan deniz otobüsü, Yalova iskelesine yanaşmıyor, çarpıyor!
Sebep?
Belli değil!
Bazı yolcular yaralanıyor!
* * *
Ve bir patlama!
İstanbul Kâğıthane’de bir imalathanede tüpler patlıyor… Atölyenin duvarları yıkılıyor, 5’i ağır 10 yaralı…
İmalathane yasal mı, çalışanlar sigortalı mı?
Bilmiyoruz.
* * *
Hepsi de İstanbul’da meydana gelen bu kazaları sütunumuza taşımamızın sebebi, tam da referandum ertesine denk gelmeleri ve ülkedeki başıboşluğun boyutlarını göstermeleri…
Referandumda, memleketi cennete çevirecek bir sonucun çıkması bu kazaları önleyemedi…
Böyle “katliam” gibi kazalar meydana geldikçe memleketin cennete dönmesine imkân var mı?
Peki, onaylanan Anayasa değişiklik paketi bu kazalara çare olacak mı?
Dün 1, bugün 2…
Belki olur… Patlamayalım! Bekleyelim!
* * *
Patlamayalım da, bu kazalar, bilhassa şu minibüs kazası bizi çok ürküttü!
Sanki minibüs vatan gibi…
15 kişilik koltuk varken, içine 30 kişi birden doluşan ve aşırı sürat yaptığı halde sürücüyü uyarmayan yolcular millet gibi…
Minibüs sürücüsü iktidar gibi!
Tanker sürücüsü de muhalefet!
Acaba bu kaza ilâhî bir uyarı mıydı?
Önceki yazılar