MHP KUMPASTAN NASIL KURTULUR?

İsmail Hakkı CENGİZ - 19.09.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Önce bir hatırlatma:

“Açılım”ın tartışılmaya başlandığı 2009 Ağustos ayında Başbakan Erdoğan bir hedef ortaya koymuş ve demişti ki; “Acelemiz var, yılbaşına kadar bu açılımı tamamlayacağız. Bedeli ne olursa olsun tamamlayacağız!”

Ekim ayının başlarında “açılım” başladı. Teröristler dağdan indiler ve Habur’da bir rezalet yaşandı.

Rezalet karşısında büyük bir tepki doğdu. Yılbaşına kadar ne pahasına olursa olsun “açılımları” bitireceğiz diyen iktidar, “açılım”ı askıya almak zorunda kaldı ve o günden bugüne somut tek adım atılamadı.

 Şimdi bir soru:

“Açılım”ın başlangıcı ve en önemli ayağı olan Habur’daki rezalete MHP’nin kıyameti koparan tepkisi olmasaydı; o görüntüler artarak devam eder miydi, etmez miydi?

x   x   x

MHP’nin tepkisi elbette hukuksuzluğa, bölünmeye giden sürece idi… Benzer “açılım”lar bugün yeniden başlasa yine direnç gösterecek ve halkı yanına alacak.

O gün aldığı gibi… O günlerde yapılan araştırmalarda MHP oylarının fırlayıp %20’leri geçtiği görülmüştü…

Bunu fark eden iktidar derhal frene basmıştı.

Basmıştı fakat iktidarının sürmesi için ona destek verenler  “açılım”ların yapılmasında ısrar ettiğinden, iktidar canla başla bu işi bitirmek istiyor.

Velâkin buna en büyük direnci gösteren siyasî yapı “bertaraf” edilmeden “açılım”lara devam etmenin de imkânı yok.

O halde MHP “etkisizleştirilmeli!”

Plan 2 aşamalı…

1’nci merhale, MHP parlamento dışında kalmalı.

2’nci merhale, MHP temelli kapatılmalı.

Plan referandumdan çok önce devreye sokulmuştur. Bunu sağır sultan bile duymuş, kör vicdanlar bile görmüştür.

Tezgâhın iş işten geçmeden anlaşılmış olması büyük bir talihtir.

Peki, kumpası kuran kimdir?

Bu da gayet açıktır: Kumpasın sahibi ABD ve din kardeşi AB’dir.

Bu bilindiğine göre; kurtulmanın çaresi de, MHP olarak, öncelikle bu dış güçlere karşı gardını almaktır. Yani; TAM BAĞIMSIZLIK söylem ve eylemlerini bütün milliyetçi politikaların merkezine yerleştirmektir.

Bu konudaki kararlılığı göstermek için;

AB’ye girmeye karşı olunduğu,

Bir sömürge anlaşması olan Gümrük Birliği’nden çıkılacağı ve

NATO’dan ayrılmanın gözden geçirileceği parti programına alınmalıdır.

x   x   x

MHP’yi etkisizleştirme projesinin sahibi dış güçler fakat onlar asla sahnede gözükmeyeceklerdir. MHP’yi parçalama ve yok etme görevini yerli işbirlikçileri vasıtasıyla ifa etmeye çalışacaklardır.

Dolayısıyla asıl mücadele içeride olacaktır.

İşbirlikçiler dehşet verici devlet imkânları ve medya güçleriyle misli görülmemiş bir saldırıyı başlatmışlardır bile… Bunun ilk hamlelerini referandum kampanyası esnasında yaşadık.

Ülkücülükleri kendinden menkul “eski ülkücüler”in ekran ekran ağırlanması, yavelerinin sayfa sayfa yayımlanması ince kampanyaya; İnegöl ve Dörtyol’daki MHP’yi töhmet altına alma provaları ise kaba tezgâha örnektir.

Önümüzdeki dönemde, bilhassa seçimler yaklaştıkça, MHP ve ülkücülerin gayet ince tezgâhlara muhatap olacağı beklenmelidir.

MHP Şişli İlçe Başkanının tabiriyle hadise; “fille pirenin savaşı”dır… İlk hamlede ne yazık ki yara alındı. Bir kısım MHP’linin karşı cepheye geçmesi önlenemedi.

Peki, mücadeleden zaferle çıkma imkânı yok mu?

Siz bir pireyseniz, karşınızdaki de bir filse işiniz çok zor demektir.

Pireden karıncaya,

Karıncadan arıya dönüşmeniz gerekir.

Arı, fili yere çarpabilir.

Büyük Yunus’a kulak verelim:

Bir sinek, bir kartalı salladı vurdu yere,

Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu.

Bir sinek bir kartalı sallayıp yere vurabiliyorsa, bir arı da bir fili döndürüp yere çarpabilir.

Tabii bunu başarabilmek için âlim olmanız lâzım, arif olmanız lâzım!

Bal yapmanız, bal olmanız lâzım!

Karşınızdaki devasa gücü alt edebilmeniz için; muhteşem bir bilgi donanımına, üstün bir çabaya, mütevazı bir fedakârlığa, yorulmak bilmeyen bir enerjiye ihtiyacınız var demektir.

Kirli bir savaşla karşı karşıya olan, akıl almaz iftiralara uğrayabilecek olan MHP yöneticilerinin Hz. Eyüp sabrına, akılcı davranmaya ve sınırsız bir soğukkanlılığa ihtiyacı olacak.

x   x   x

Tezgâhın erkenden fark edilmesi bir fırsata dönüştürülebilir…

Her türlü oyunu boşa çıkaracak karşı bir atağa geçilebilir…

Hatta mademki, “açılım” dolayısıyla MHP bertaraf edilmek isteniyor; “açılım”a karşı “açılım”lar yapılabilir.

Hatta ve hatta “açılım”ın adı “demokratik açılım” bile olabilir.

Elbette içi dolu, samimi bir “demokratik açılım!”

MHP, ülkedeki en demokratik parti olduğunu ispatlayabilir. Bunun için parti tüzüğünü yenileyebilir. Partinin bütün karar alma safhalarında demokrasinin işleyeceği yeni bir tüzük ortaya koyabilir.

Meselâ; Yerel seçimler de dâhil bütün seçimlerde “ÖNSEÇİM” müessesesinin işletileceği şimdiden ilân edilebilir ve önümüzdeki milletvekili seçimlerinde bunun uygulanması sağlanabilir.

Partide bir lider diktası olmadığı, parti içi demokrasinin işlediği, bütün kararların çoğunlukla alındığı gösterilebilir.

Siyasî Partiler Kanunu’nun demokratik bir hale getirilmesi için “yasa teklifi” verilmelidir.

Bu cümleden olmak üzere; antidemokratik “seçim barajı”nın kaldırılmasını savunulmalıdır. Bunu savunurken hiçbir kompleks, hiçbir endişe duyulmamalıdır. İzlenecek yol, demokratik ilkeler çerçevesinde belirlenmeli ve hayata geçirilmeye çalışılmalıdır.

x   x   x

TEŞKİLATA DÜŞEN GÖREV

Teşkilatlar mutlaka saydam bir hale getirilmeli, bazı yerlerdeki “vatandaşın partiye üye olmasını engelleyen yapı”lara son verilerek, her il ve ilçe teşkilatının demokratik usullerle seçilmesi sağlanmalıdır.

Tabii ki fedakârca çalışan, kapısı millete açık, vatandaşın üye olmasını teşvik eden yöneticilere bir sözümüz yok!

Fakat mütemadiyen “ben ben” diyen bencil idarecilerin elinden idareler alınmalı, partiyi vatandaşla kucaklaştırabilecek olan emektar, gerçek ülkücülerin önü açılmalıdır.

Belediye Başkanlığı, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclislerinde görevli olan MHP’liler;

En ağır sorumluluk sizlerin omuzlarında…

Bir kere, seçilmenin, milletin seçtiği kişi olmanın bir “onur” vesilesi, deruhte ettiğiniz görevin bir “şeref görevi” olduğunun üstün şuurunda olmalısınız.

Siz MHP’nin halka dönük yüzü, icraatlardaki yegâne organısınız. Kamuda MHP’yi siz temsil ediyorsunuz. MHP’yi en iyi tanıtabilecek,  büyümesine ve kitlelerle buluşabilmesine en ziyade katkı sağlayabilecek olan sizlersiniz.

Dolayısıyla MHP’nin bu kirli tezgâhtan kurtulmasında en önemli görev de sizlere düşüyor! Sizlerin örnek davranışlarınız, üstün hizmetleriniz oyunun bozulmasında en büyük etken olacaktır.

Bütün MHP teşkilatı…

Yazdıklarımızı hülasa edersek; sen bir “arı”sın ve karşında bir “fil” var.

Durumu vasfetmeye “eşitsiz”, “dengesiz”, “haksız”, “hukuksuz”, “ahlâksız”, “vicdansız” kavramlarının kifayetsiz kaldığı, öylesine anormal, “hayasız” bir “akın”la karşı karşıyasın.

Seni “bertaraf” etmek, tuzla buz etmek istiyorlar.

Böyle bir hücumu ancak Metelerin, Kürşatların, Bilge ve Kül Tiginlerin, Alparslanların, Fatihlerin ve Mustafa Kemallerin millî şuuruyla, Kuvayı Millîye ruhuyla ve bir Bozkurt uyanıklığıyla boşa çıkarabilirsin.

Tarihî ve millî bir vazifeyle karşı karşıyasın!

Bir ülkünün ve ülkenin kaderi senin omuzlarında!

Ya tarih yazacak yahut da…

Yahut da yok…

Yahut da olmamalı…

 

Önceki yazılar

Tarih: 19.09.2010 Okunma: 722

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?