TÜRKLÜK VE MÜSLÜMANLIK KİMİN UMURUNDA?

İsmail Hakkı CENGİZ - 20.09.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kimliğimizi, iki kelimeyle özetleyebiliriz: Türk ve Müslüman!

Fakat bugün Türk kelimesi lügatlerimizden, hafızalarımızdan çıkarılmak istenmektedir.

Ağzından kazara “Türk” kelimesini kaçıran kişi, “ırkçılık”la, “faşistlik”le itham edilebilmektedir.

Enteller diyorlar ki, küreselleşen dünyada milliyetçiliğin, millet adının önemi kalmamıştır. Önemli olan insandır, insan haklarıdır.

Elbette bu güzel, hatta cazip bir yaklaşım… Hatta biz de bu söyleme destek verebilirdik. Fakat diğer ülkelerin de bizim enteller gibi düşündüğünü görebilseydik! Misal; Avrupa Ülkeleri kapılarını biz Türklere affedersiniz yine “Türkler” dedim, yani bizim millete ve doğudaki bütün milletlere sıkı sıkıya kapatmamış olsaydı.

Keza, Amerika vize için bin dereden su getirtmeyip, üstelik de vize almaya uğraşanları soymasaydı.

Haddizatında bir tek “Türk”iye’de  “Türk” olduğunu söylemek suçtur.

Bütün başka milletlerin milliyetçilik yapması, ırkını ve ülkesini dış etkenlere karşı koruması mubah, meşru, doğal! Lâkin iş Türk Milletine geldi mi, “bırakın milliyetçiliği!”

Bu yaklaşımı yine de anlayışla karşılayabilirdik. Fakat bize “bırakın milliyetçiliği” diyenler; “Kürt”üm diyenlere de aynı tepkiyi gösterip; “yahu, ne Kürtlüğü, ne Kürtçülüğü? Bakın dünya küreselleşiyor, ırk adının ne önemi var?” diyebilselerdi!

“Türk”üm derseniz, ırkçı-faşist olursunuz fakat “Kürt”üm derseniz özgürlüğünüzü kullanmış, kimliğinize sahip çıkmış olursunuz.

Öte yandan, iktidar sözcüleri de “Türk” kelimesini kullanmaktan ısrarla kaçınmaktadırlar. Bu gerçeği MHP genel başkanı Devlet Bahçeli şu sert ve çarpıcı sözlerle dile getiriyor:

“Bunlar, Washington'da Amerikalı, Erivan'da Ermeni, Erbil'de Peşmerge, Brüksel'de Avrupalı olup, ne acıdır ki Ankara'da bir türlü Türk olamayanlardır.”

Bahçeli, bu sözleri referandum kampanyasında defalarca dile getirdi. “Türk’üm “ diyemeyenlerin peşine takılmayın diye feryat etti.

Elbette bütün bir milletin Bahçeli’ye hak verip, iktidarın karşısında duracağını beklemedik. Lâkin “Türk” kavramı hususunda hassas olduğunu, daha önce MHP’ye oy vererek göstermiş olanların bu sözlere hak vermesini beklerdik. Sandıktan çıkan sonuçtan anlaşıldığına göre; yukarıdaki sözler, ne yazık ki daha evvel MHP’ye oy vermiş olan önemli sayıdaki vatandaşın umurunda olmamış.

Bahçeli’nin sözleri karşısında sustuğu için, söylenenleri zımnen kabullenmesi, yani iktidardakilerin “Türk” diyememesi “eski ülkücüler”in de umurunda olmadı ki AKP’nin peşine takılmakta bir sakınca görmediler!

Yani Türklük “bir kısım MHPli”nin bile pek umurunda değil!

x   x   x

Müslümalığa gelince…

Yıllardan beri, özünden uzaklaştırılıp, “ılık”laştırılıyor;  türlü şekillerde “şekilci”liğe büründürülüyor… Sadece şekilden ibaretmiş gibi bir hale sokuluyor…

Kutsal Ramazan’ın kutsal iftarı gösterilere, rekor denemelerine alet ediliyor… Cuma namazları şova dönüştürülüyor…

Din; siyasetin, ticaretin, tarikatın aracı haline getiriliyor…

Kimin umurunda?

Galiba, Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi ve İnternet sitesi yazarı İhsan Eliaçık’tan başka kimsenin umurunda değil!

İhsan Eliaçık’ın, muhteşem son yazısını okumak için:

http://ihsaneliacik.org/makaleler/yeni-sinifin-simonlari-yeni.html#comment-1299

 

Önceki yazılar

Tarih: 20.09.2010 Okunma: 735

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?