Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Eskiden enflasyon canavarı vardı, iflahımızı keser, bir bakıma bizimle eğlenirdi…
Çok şükür onun saltanatını devirdik, yerle bir ettik(!)…
Fakat şimdi de komik maaş artışları bizimle eğleniyor…
Gerçi, “maaş zammı”nın ne kabahati var, onu belirleyenler utansın da diyebilirsiniz…
Neyse, işte birileri bizimle eğleniyor!
Bundan da büyük haz aldıkları her hallerinden belli…
Elbette Sayın Başbakan bu emsalsiz eğlencedeki başrolü kimseye bırakmıyor. Bu işi daima bizzat yapıyor. Dikkat ettiniz mi, ağzını doldura doldura, benzersiz baş sallamalarla her emeklinin maaş artış oran ve miktarını nasıl keyifle açıklıyor?
Ne kadar olacakmış zamlar?
80-90 lira…
Devam ediyor Başbakan, “İktidarımız döneminde memur ve emekliyi enflasyona ezdirmedik. Ezdirmediğimiz gibi; daha önce oluşan ‘hak kayıpları’nı da telafi ettik!”
Zannetmeyin ki, bu eğlenceden emekli zevk almıyor!
Bayılıyor!
Nereden belli?
Önüne konan rey sandıklarından!
x x x
GÜL YOLLARI KESTİ
Yollarımızı kesen Gül olsun.
Gül’e bütün yollar feda olsun.
Yollarımız Güllerle dolsun.
Lâkin Gül, yolları ben kesmedim, kestirmedim, hatta yollardan bile geçmedim, diyor.
Neden öyle diyor?
Çünkü İstanbul´da bir vatandaşımızın hasta annesi, yolların kapatılması nedeniyle hastaneye yetiştirilememiş ve yolda vefat etmiş.
Eh, Gül bile olsa, hiç kimse ve hiçbir nesne, bir canın kaybedilmesi sorumluluğunu üzerine almak istemez.
Peki, yollar kesilmiş midir?
Zaten kapalı olan İstanbul’un yolları, bence kesilmiştir…
Belki Gül geçeceğim deyip de geçmemiştir!
Yahut da Gül için kesilen yollardan başkası geçmiştir!
Kim geçmiştir?
Kim bilir, belki kendine Gül süsü veren bir Çiçek!
İhtimal; yolların kesildiğinden Gül’ün haberi dahi olmamıştır.
Onunla ilgili olan her şeyi kendisine haber verecek değiller ya!
Güllerin, Çiçeklerin haberi olmadan, onlar için ziyade çabalayan kimseler vardır… İşgüzarlık ederler…
Maksat Güller rahat etsin…
Yolları tıkanmasın!
x x x
MAZİDEN
Sayın Başbakan, istediği kadar “bütün vaatlerimi tuttum!” diye bağırsın, idrak meyvesi en az kendisininki kadar yüksek olan halk biliyor ki, müşarünileyh(adı geçen) çeşitli vesilelerle “yapacağım, edeceğim” diyerek övünme mevzuu şekline koyduğu şeylerin en mühimlerini yapmamış, tutmamıştır.
Ali Naci Karacan, Milliyet, 03 Mayıs 1950
Önceki yazılar