Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Başlıktaki sözler, MHP’nin Merkez Yönetim Kurulu üyesi olarak tanıtılan Prof. Vedat Bilgin’e ait… Lâkin bu çarpıcı “tespit”, uzun söyleşinin yayınlandığı Bugün gazetesinde iç sayfalarda, satır aralarında kaynayıp gidiyor. Başlıktaki “yargı”yı fark edebilmeniz için uzun röportajın tamamını okumanız lâzım. Bizim başlık yaptığımız sözler, bir bakıma saklanıyor.
Peki, öne çıkan ne?
Kalabalıkların okuduğu hesap edilen manşetlere, “Milliyetçilik kendini sorgulamalıdır!” ve vahim bir itham “Ulusalcılık düşmandır!” sözleri çıkarılıyor.
Kime düşmanmış “ulusalcılık”?
Kendisiyle eşanlamlı olarak kullanılan “milliyetçilik” kavramına… (Birisi bu Sayın Prof.’a, Türkçeyi hiç olmazsa ilköğretim mezunlarının bilmesi gereken kadar öğretmeli!)
Manşetlere neden bunlar çıkıyor? Maksat ne?
Maksat; “milliyetçilik”-“ulusalcılık” kavramları üzerinde karmaşa yaratmak…
Bu değerleri karalamak…
Zaten “düşman” olarak ilân edilen “ulusalcılık” alenen, kötü, zararlı olarak nitelendiriliyor.
Bunlara cevabı bir başka yazıda verme hakkımızı saklı tutarak, başlıktaki fikir üzerinde duralım.
Yıllardır gündemde olan soruna gayet çarpıcı bir bakış açısıyla karşı karşıyayız. Konuya hakikaten çağdaş bir yorum getiren bu “görüş” neden manşetlere taşınmaz?
Kuşaklar boyu tartışılan “Kürt sorunu”na çözüm olabilecek bir “fikir” neden daha üst perdeden vurgulanmıyor?
On yıllardır dökülen kanın durmasına katkı sağlayabilecek bir görüş neden öne çıkarılmıyor?
“Görüş”ün sahibi Prof’u tanıtan başka bir cümle şöyle: MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin danışmanı olan Bilgin, Referandumda “evet”e destek verdi ve danışmanlıktan ayrıldı.
Prof. hakkındaki bir bilgiyi de biz ekleyelim: Vedat Bilgin, yandaş medyanın gözdelerinden biri… MHP’li unvanı taşıdığı halde yandaşların nasıl gözdesi olabiliyor? Şöyle: MHP’ye ters düştüğü, ona zarar verdiği, AKP’ye yarar sağladığı ölçüde malûm medyanın manşetlerine çıkabiliyor… TRT Haber’de düzenli olarak program “aktör”ü olabiliyor.
Eğer iktidar yanlısı Bugün gazetesinde “Kürtçülük, Türkmencilik yapmak gibi anlamsızdır” manşetiyle çıksaydı, her şeyden önce AKP’nin “Kürtçü”lerle olan flörtü zarar görürdü. Ve Sayın Prof. anında bütün yandaş medyanın gözünden düşüverirdi. Bir daha kendisini ne kanallardan ne de gazetelerden arayan olurdu
Nitekim Bahçeli’nin düzinelerce danışmanından yandaş kanal veya gazetelerden davet alan var mı?
MHP’nin 40 kadar MYK üyesinden hiçbirine TRT’den program yapma, programa katılma teklifi geliyor mu?
Gelmiyor… Gelmaz!
Ölçü açıktır…
MHP’ye vuracaksın… Milliyetçiliği kötüleyeceksin… Erdoğan’a çiçek atacak, AKP’ye pas vereceksin. İktidarı asla eleştirmeyecek, tezlerini omuzlayacaksın.
Bu Sayın Prof. MHP’li diye tanıtılıyor… Yani muhalefet tarafında!
Yahu adama sorarlar; bu nasıl muhalif bir “aydın” ki iktidarın hiçbir yanlışını görmüyor? İktidarı bu denli kusursuz buluyosa, Sayın Prof. Muhalefet partisinde ne geziyor?
Neden “Ak parti”li olmuyor?
x x x
DUA
ALLAH’ım; güçlülerin yüzüne gerçeği söylemek, zayıfların alkışını ve sevgisini kazanmak, daima doğruyu söylemem için bana yardım et…
Zenginlik verirsen mutluluğumu alma, güç verirsen muhakeme yeteneğimi zayıflatma, başarı verirsen alçakgönüllüğümü kaybettirme…
Görünenin diğer yüzünü tanımama yardım et, bana kendimi sever gibi diğerlerini sevmeyi, diğerlerini yargılıyormuş gibi kendimi yargılamayı nasip eyle… (Gürcan İlgen gönderdi)
Önceki yazılar