Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Irak’ın Süleymaniye kentinde, 7 sene önce meydana gelen “Çuval” olayını hepimiz büyük bir hayal kırıklığı olarak hatırlıyoruz.
Askerlerimizin başına çuval geçirilmiş, elleri arkadan bağlanarak 2 gün tutsak edilmişlerdi.
Takvim Gazetesinin 27 Kasım tarihli manşeti, aslında “çuval” olayının arkasında tarihî bir başarı gizlendiğini ortaya koyuyor.
Mehmet Çetingüleç’in haberine göre; 11 Nisan 2003’te Musul şöyle:
“Tapu ve nüfus idareleri peşmergeler tarafından
yağmalanıyor.
Demografik yapıyı değiştirmek için Türkmen ve Araplara ait kayıtlar yakılıp
yok ediliyor.
Bu sırada Irak birlikleri Kuzey'i terk etmiş, bölge tamamen Amerikan birlikleri
ve peşmergelerin hâkimiyetine geçmiş durumda.
Süleymaniye'de konuşlanan Türk özel harekat timi gelişmeleri yakından izliyor. Türk istihbaratı bölgede etkin… Meydana gelebilecek olaylar hakkında önceden haber alma kabiliyetine sahip!
Türkmenler de Türk askerine yardımcı oluyor, rehberlik yapıyor. Nitekim, Türkmenlere ait tapu kayıtlarını yok etme hazırlıkları istihbaratçıların başarılı çalışmasıyla önceden öğreniliyor ve Süleymaniye'de görevli özel birlik bu kayıtların tamamını kopyalayarak Türkiye'ye gönderip, güvence altına alıyor.
Bu sırada peşmergeler, bölgede Türkmenleri ve Arapları yok sayarak her istediğini yapabilmek için Amerikalıları kışkırtıyor ve Süleymaniye'deki birliğin etkisiz hale getirilmesine karar veriliyor.”
Görüldüğü gibi, haddizatında, “çuval olayı” Amerikalıların kayıtları kurtarma operasyonu…
Fakat Amerikalılar çok geç kalıyorlar. Türk timi kayıtları Ankara’ya gönderip emniyete alıyor. Bu kayıtlar eldeyken Kerkük’ün demografik yapısında hile yapmak oldukça zor.
Bu arada, “demografik” kavramına açıklık getirelim: Bunun “demokrasi” kavramıyla alakası yok. En ünlü haber kanallarının sunucuları bile hiç duymamış olacaklar ki, “demografik yapı” tamlamasını “demokratik yapı” şeklinde okuyorlar…
Hayır “demokratik yapı” ayrı… Burada söz konusu edilen “demografik yapı”, yani yörenin nüfus yapısı, etnik nüfus dağılımı…
Neyse… Söylemek istediğimiz, subaylar sadece şaibeli işlerle haber olmuyorlar. Kerkük’teki tapu kayıtlarını kurtarmak gibi tarihî görevler de yapıyor, müthiş başarılara da imza atabiliyorlar.
Haberde, bu çok değerli Binbaşı’nın ismi Aydın E. Şeklinde yazılıyor…
Neden? Yalan-yanlış haberlerde subayların tam isimleri zikredilirken, tarihe geçecek bir başarının sahibi neden yarım isimle haber yapılıyor?
Aydın Binbaşı’yı yürekten tebrik ediyor, saygılarımı sunuyorum. Kendisiyle gurur duyduk… İftihar ettik.
Allah selamet versin. Dualarım onunla ve ekip arkadaşlarıyla…
Önceki yazılar