Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Başbakan’ın ağzından bal damlıyor:
“Şüphesiz ki protesto demokratik bir haktır. Herkes bu hakkını kullanabilir!”
Allah’ım, bunlar ne güzel sözler, hele Başbakan’ın ağzından duymak ne harikulade bir duygu… İnsanın sevinçten uçacağı geliyor.
Sayın Başbakan, “ileri demokrasi”yi öğretmeye, protesto hakkının ayrıntılarını vermeye devam ediyor:
“Ama sen, siz bir parti merkezinde toplanırsan, bazı parti merkezlerinden çıkıp protesto etmeye kalkarsan, bu siyasî bir mahiyet alır. O vakit tabii ki biz buna izin vermeyiz!”
Hımmm!
Demek, “ileri demokrasi”de partililerin protesto hakkı olmuyormuş…
Netekim olmamalı!
“Siyasî partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır” diyen halt etmiş… Belki “klasik demokrasi”de öyledir.
Velâkin “ileri demokrasi”de partilerin yeri yoktur… Gerek de yoktur…
Partilere lüzum yoktur!
Neye lüzum vardır?
“Parti”ye!
İktidar partisine… Tek parti yeter…
Muhalefet de ne oluyor ki? Ayak bağı… Bir sürü bozguncu, boykotçu, tenkitçi gurup… Bunlar geçen yüzyılda kaldı… Asır “ileri demokrasi” asrı…
Bu asırda protestocular partilere kayıtlı, parti çatısı altında olmamalı…
Protestoyu yapacaksa fukara öğrenciler yapmalı…
İktidar partisinin Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ne diyor?
“Onlar bizim canımız, ciğerimiz!”
Onlar kim?
İşte, geçenlerde hükümeti ve YÖK’ü protesto etmeye yeltenen öğrenciler…
“onlar canımız, ciğerimiz” dedikten sonra Çelik devam ediyor:
“Ama senin özgürlüğün başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter.” Bu söylem “eski demokrasi” söylemi… “İleri demokrasi”cilere yakışmadı. Fakat Çelik, yakışan bir şey söyledi:
“Protestolar başkalarını rahatsız etmemeli!”
İşte, “ileri demokrasi”ye uygun bir kural… Eskiden protesto niçin yapılırdı? Birileri rahatsız olsun ki, kitlelerin sesine kulak versin, ters giden hususları düzeltsin, durup bir düşünsün…
Şimdi, protesto edeceksin ama kimse rahatsız olmayacak!
kazara birilerini rahatsız ettin mi, iktidarın adamları “Allah yarattı demez!”
Ne yapar?
Copları başında kırar, yerlerde süründürür…
Kadın-kız dinlemez yere düştüğünde bile kasığına kasığına tekme atar…
İleri demokrasi budur!
x x x
ÜSTATLARDAN
FASULYENİN SUYU
Bak memleketteki şu berekete,
Gidip de görün bir ziyafete!
Bir nutuk çekeyim muhalefete,
Sözümün her biri birer gol olsun,
Maksat fasulyenin suyu bol olsun!
*
Bu tören bitince başka törene,
İster uçağa bin, ister tirene!
Yok ihtiyacımız bizim firene,
Gideriz ister dağ, ister yol olsun,
Maksat fasulyenin suyu bol olsun!
*
Hey iftiracılar, hey müzevirler!
Geçti bayım geçti eski devirler…
Dolmalı küp, kazan, hatta kevgirler,
Ziyafette kuşun sütü bol olsun,
Maksat fasulyenin suyu bol olsun!
*
Hem böreği olsun, hem baklavası,
Rakıya mezedir ciğer tavası…
Çal zeybeğim çal, Aydın havası!
Alkışa sağlam el, sağlam kol olsun,
Maksat fasulyenin suyu bol olsun!
*
Dünyada var mıdır böyle yatırım?
Yersiz laf edip de kırma hatırım,
Çocuklar gibiyim, şenim şatırım…
İsterse sağ olsun, ister sol olsun,
Maksat fasulyenin suyu bol olsun!
Aziz NESİN
Önceki yazılar