İğreti Duruş

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.05.2008

            Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

           

            Bizimki gibi, dâhili antenle bile evinize 30 kadar TV kanalı girince, TRT’nin programlarına sıra kolay kolay gelmiyor. Ancak, kanallar arası geçiş yaparken takılıyorsunuz.

            Dün gece de saat 22:30 civarında TRT’ye takıldım. Altı erkek gazeteci ve akademisyen oturmuş konuşuyorlar.

            İlk gözünüze çarpan husus, başta sunucu-yönetici, konuşmacılarının iğreti duruşları ve rahatsız oturuşları oluyor.

            Özellikle sunucu çok tedirgin. O sunucuya aynı yerde kaç aydır rastlıyorum. Üzerindeki tedirginliği atamamış. Halbuki rahat ol, kardeşim. TRT dediğin iktidarların yayın organıdır ve yeni bir iktidara kadar tapusu sizdedir.

            Bütün katılanlarda bir mahcup misafir edası vardı. TRT’ye çıkmaktan mutlu ama habersiz gelmekle ev sahibine rahatsızlık vermiş gibi endişeli gözüküyorlar. Hak etmediği halde bir yerlere gelmiş olanların gizli kaygısını taşıyorlar.

            Sesler titrek, ürkek, korkak…

            Bakışlar kaygılı, kaçamak, tedirgin…

            Konuşmalar kesik, tutuk, yarım yarım…

            Cümleler, Cemil Meriç’in deyimiyle “iliksiz, kemiksiz, sinirsiz…” Halkın deyişiyle suya sabuna dokunmayan cinsten…

            Sunucu, her bir konuğa söz verişte yeniden tedirgin oluyor. Birilerini rahatsız ediverirler. Tedirginliği boşuna, hepsi uslu çocuklar, hiç kimseye dokundurmadılar bile.

            İlginçtir, katılımcıların hepsinin iktidar yanlısı olduğu son derece açık. Fakat iktidarı da övemiyorlar, hatta savunamıyorlar.

            Daha doğrusu ne söyledikleri anlaşılmıyor.

            Konu “muhafazakarlık!”

            Lehinde mi, aleyhinde mi konuşuyorlar, belli değil!

            Programın adı “enine-boyuna”

            Karşı görüşten kimse olmadığı için tartışma açılamıyor. Konu, enine boyuna genişleyemiyor.

            Ne heyecan var, ne canlılık! Mıymıy, mırmır tekdüze ses tonları… İnsanın içini bayıyor. Tahammül etmek imkânsız. Nitekim saat 24:00’ü gösterdiğinde seyretmeyi bıraktım.

            Aklıma 20 sene önceki rakipsiz TRT geldi. O zaman da “enine-boyuna” diye bir program vardı. Zeki’yle Metin’in programı. Katılanlar tiyatro ekibiydi ama bir konu hakikaten didik didik edilir, gayet sert tartışmalar yaşanırdı. O program, gülmekten öldürürken insanı derin derin de düşündürürdü. Bir ona bakın, bir de şimdiki TRT’nin düştüğü duruma.

            Yaşımız müsait olduğu için gördük, yaşadık, biliyoruz. TRT, iktidarın borazanıdır. Her gelen bu şekilde gördüğü ve kullandığı için, bu durumu hiç yadırgamıyorum.

            Yalnız şunu hatırlatıyorum:

            TRT, iktidarların aynasıdır. Şimdiki iktidar da nasıl göründüğünü bilmek, anlamak istiyorsa TRT’sine sık sık baksın.

            Biz, gayet yavan bir program gördük.

 

 

            Üstatlardan

 

            NE GÜZEL UYMUŞ

 

            Çiçeğe arı, arıya asel(*),

            Abdala boru, boruya gazel,

            Şaire türkü, türküye güzel,

            Güzele gerdan ne güzel uymuş!

 

            Yemeğe sahan, sahana kalay,

            Fakire kibar, kibara saray,

            Hünkâra vezir, vezire alay,

            Alaya kaftan ne güzel uymuş!

 

            Yayaya atlı, atlıya koşu,

            Dallıya kuşak, kuşağa poşu,

            Sohbete helva, helvaya turşu,

            Turşuya soğan ne güzel uymuş!

 

            Yağlığa nakış, nakışa ipek,

            Üstada hüner, hünere emek,

            Levni’ye güzel, güzele döşek,

            Döşeğe yorgan ne güzel uymuş!

 

                                               LEVNİ

 

            (*)Asel: Bal

 

            Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın

Tarih: 13.05.2008 Okunma: 639

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Necmi Uçar

14.04.2008 - 11:57

"Cennet vatanımızda her an yüzlerce suç işleniyor, binlerce yasak çiğneniyor. Bunları milyonlarca vatandaş yapıyor, kimse ses çıkarmıyor. Devlet görevlisi engellemeye çalışmıyor. Devlet görevlisi de kuralları çiğniyor. Ona da vatandaş ses çıkarmıyor." Çok doğru bir tesbit, işte bunları bir aşabilsek durum düzelecek ancak aşmak için hiçte çaba gösterilmiyor.Nedenini merak etmiyor değilim.Örneğin yazınızda mühürlenen yerin devlet ilgilileri tarafından dört defa mühürlendiği ancak sahibi tarafından mührün sökülüp kendi kurallarınca işe devam etmesi çok üzücü, bu kanunlara ve dolayısıyla devlete karşı gelmek demektir.Halbuki devlet güçlüdür. İçerdeki bir veya birkaç kabadayıya veya kabadayılık yapan çetelere karşı tedbir alacak güçtedir, bu yapılmıyorsa bahse konu olan her neyse vede yasaya aykırı işler yapılıyorsa elbettekli yürütme görevini üslenenlere karşı güven azalır. Şüpheler insanın beyninde soru işaretleri oluşturur. Bu insanın yapısında mevcuttur.Herkesi memnun etmek elbette olanaksızdır ancak herkese aynı davranmak mümkündür, bu da bir tutarlılıktır bence, saygılar.

Necmi Uçar

14.04.2008 - 11:57

"Cennet vatanımızda her an yüzlerce suç işleniyor, binlerce yasak çiğneniyor. Bunları milyonlarca vatandaş yapıyor, kimse ses çıkarmıyor. Devlet görevlisi engellemeye çalışmıyor. Devlet görevlisi de kuralları çiğniyor. Ona da vatandaş ses çıkarmıyor." Çok doğru bir tesbit, işte bunları bir aşabilsek durum düzelecek ancak aşmak için hiçte çaba gösterilmiyor.Nedenini merak etmiyor değilim.Örneğin yazınızda mühürlenen yerin devlet ilgilileri tarafından dört defa mühürlendiği ancak sahibi tarafından mührün sökülüp kendi kurallarınca işe devam etmesi çok üzücü, bu kanunlara ve dolayısıyla devlete karşı gelmek demektir.Halbuki devlet güçlüdür. İçerdeki bir veya birkaç kabadayıya veya kabadayılık yapan çetelere karşı tedbir alacak güçtedir, bu yapılmıyorsa bahse konu olan her neyse vede yasaya aykırı işler yapılıyorsa elbettekli yürütme görevini üslenenlere karşı güven azalır. Şüpheler insanın beyninde soru işaretleri oluşturur. Bu insanın yapısında mevcuttur.Herkesi memnun etmek elbette olanaksızdır ancak herkese aynı davranmak mümkündür, bu da bir tutarlılıktır bence, saygılar.