2011’DE SİYASETTE NELER OLACAK?

İsmail Hakkı CENGİZ - 30.12.2010

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Burçlara, yıldızlara, gezegenlere bakarak “geleceği görenler” olduğu gibi, başka bitakım nesnelere bakarak geleceği okuyanlarımız da var.

Bunlar, umumiyetle siyasetin geleceği hakkında öngörülerde bulunan, meslekte 40 yılını doldurmuş köşe yazarları oluyor.

Bunlar nereye bakıyor diye sual edecek olursanız… Baktıkları birkaç nokta var derim.

Birinci nokta; banka hesapları… Orada ne kadar çok sıfır görürlerse, istikbal hakkındaki öngörüleri o kadar yandaş ve güçten yana olur!

İkinci nokta; önlerindeki yalakları… Orada su falına bakarlar… Oradaki su seviyesi ne denli yüksekse yine yalakalıkları, affedersiniz, tahminleri o kadar verimli ve isabetli olur.

Üçüncü nokta; suyun tabii olarak en fazla olduğu okyanustur… Oraya bakarak kâh yol gözlerler, kâh memleketin ve acunun falına bakarlar. Bazıları okyanusun da ötesini görmeye çalışır… Nitekim gözü keskin, kulağı kesik olanlar orayı da görürler… İşte, istikbali en isabetli okuyanlar da bu keskin gözlü, kulağı kesik köşe falcılarıdır.

Bunlardan ikisinin 2011’e dair siyaset öngörüsüne biz de vakıf olduk.

“Milliyet”te yazdığı halde “milliyetçi”lerden hiç hazzetmeyen, eski solcu şimdinin liberali diyor ki; “Erdoğan, Haziran seçimlerinde 367’yi yakalamaya çalışacak. O mümkün olmazsa 330’u geçme gayretinde olacak… Erdoğan’ın iktidarı yeniden kazanması kesin… Velâkin onu öyle 295’lik bir çoğunluk falan kesmez.”

Peki, meclisteki üçte 2 çoğunluk nasıl mümkün olacak?

“MHP meclis dışında bırakılırsa mümkün olabilir”miş.

Bu eski solcu “demokrasi” kavramıyla yatıyor, “demokrasi” terimiyle kalkıyor.

Bildiniz mi, demokrasi neymiş?

“Demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olan”, 41 yıllık maziye sahip bir partinin meclise girmesini engelleme çabalarına methiyeler düzmek. 10 milyonlarca oyun temsilini önleyen “SEÇİM BARAJI”nın faydalarını savunmak.

x   x   x

Diğerine gelince…

“Eski ülkücü” unvanını kendi kendine mi verdi, yoksa birileri çeşit olsun yahut da geniş ülkücü kesimleri etkilesin diye mi yapıştırdı, bilmiyoruz. Hangi dönemin “ülkücü”süyse, onu da bilen yok!

“Eski ülkücü” unvanlı bu zatı biz aklı başında bir “radikal” olarak biliyorduk. 2007 seçimlerine giderken, o yılın Mayıs ayında yazdığı bir makalede, “medyanın büyük bir kısmının iktidarı desteklediği”ni kabul etmişti. Üstelik o vakitler daha Sabah-atv grubu iktidar tarafından ele geçirilmemişti. Her daim “el”ini “özgür”ce kullanan bu “eski ülkücü” yazar da bitaraf kalmayı becermişti.

Anlaşılan, “Bitaraf olan bertaraf olur” sözü onun da iliklerine kadar işledi ki, ülküyü mülküyü, “özgür” “el”i falan bırakıp “güçlüler” safına katıldı. Bu katılımda bir tanıtım filmi çekmesi ve iktidardan külliyetli miktarda “duygusal” destek almasının da katkısı olduğu medyaya yansıdı.

İşte bu köşe falcısının öngörüsüne göre; 2011’de bir “Ak Parti seli” yaşanacakmış. Haziran’da AKP yüzde 50’leri geçecekmiş.

Tabii AKP yüzde ellileri geçince geriye bişey kalmıyor. MHP otomatik olarak “bertaraf” edilmiş oluyor.

Eh, mübarek olsun.

Lâkin kadere bakın ki; kamuoyu araştırmaları, AKP’nin gerilemekte, MHP’nin ise yükselmekte olduğunu göstermeye başladı.

Gerçi, seçimlere daha 5,5 ay var. Bu uzun süre zarfında daha çoook dümenler çevrilir, tezgâhlar kurulur, çoook “van minut” ortamları yaratılır.

Ammaaa…

Hatırlayalım ki; herkesin bir hesabı var, Hakk’ın ve halkın da bir hesabı var.

Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin buyurduğu gibi:

Deme şu niçin şöyle,

Yerincedir o öyle,

Bak sonuna, seyreyle…

 Mevlâ görelim neyler,

Neylerse güzel eyler!

 

Önceki yazılar

Tarih: 30.12.2010 Okunma: 646

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?