Kalem feryâd eder, ağlar
mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”
Lâedri
Sami Yavrucuk, YENİÇAĞ, 06 Ocak 2011
Sayın okurlarım dünkü 5
Ocak Çarşamba günü, otuz alt yıl önce yetmiş bir yaşında uçmağa varan, büyük
Türkçü vatan ve bayrak şairimiz Arif Nihat Asya hocamızın ölüm yıldönümü ve
anma günü idi.
Hocamız İstanbul’un Çatalca ilçesinin İnceyiz köyünde 7 Şubat 1904 günü dünyaya
gelmiş ve bir şiirinde “doğduğu İnceyiz köyünün Çatalca’ya, Çatalca’nın da
İstanbul’a bağlı olduğundan” istifade ederek, İstanbullu olduğunu bildirmiştir.
Doğduğu köy evinde yedi günlükken babasını kaybetmiş ve Safranbolu’nun Yazı
köyündeki halasının himayesine girmiştir. Balkan harbi bozgunundan sonra da
ailesi ile birlikte İstanbul’a göç etmişlerdir.
1928 yılında Yüksek Öğretmen Okulu’ndan edebiyat öğretmeni olarak mezun olmuş
ve ondört yıl Adana’daki okullarda edebiyat öğretmenliği ve müdür yardımcılığı
yaptıktan sonra Malatya Lisesi müdürlüğüne tayin edilmiştir. Fakat bütün Türk
Milliyetçilerinin 1944 hadiselerinden hissesine düşen uygulamalardan aldığı
zararlardan Türkçü Nihat Asya Hoca da Lise Müdürlüğünü bırakıp öğretmenliğine
devam etmiş ve ikinci askerliğini yapmak için Diyarbakır’a gittikten sonra eşi
ile birlikte Adana Erkek Lisesi’ne tekrar tayin edilmiştir.
Hoca burada boş durmuyor ve milliyetçi görüşlerin tedbirlerini,
Adana gazetelerinde dile getiriyordu. Neticede, 1950 seçimlerinde Demokrat
Parti adayı olan Hoca, Adana Milletvekili seçildi. Politikaya ısınamayan Arif
Nihat Asya Hocamız bir dönem milletvekilliğinden sonra eşi ile birlikte tekrar
mesleğine dönmüş ve 1962 yılında emekli olmuştur.
“Arif Nihat Asya’nın 50. Sanat Yılı” da, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası
konser salonunda bir sanatçı ve dinleyici grubunun iştiraki ile yapılmıştır.
Dört çocuk sahibi olan hocamız, 5 Ocak 1975 günü tedavi edildiği Ankara Numune
Hastanesinde uçmağa varmıştır.
Sayın okurlarım, ben 1950’li yıllarda en yaygın milliyetçi kuruluş olan Türk
Milliyetçiler Derneğimizin Ankara Şubesi Başkanı idim. Aylık yayımlanan
“Mefkure” dergimizin başyazısını da sıra ile büyüklerimizden isterdim. Bir gün
de Hocamızdan istemiştim. Ankara’nın Maltepe semtindeki evine baş makaleyi
almak için gittiğimde, tatlı sohbetinden sonra, elime tutuşturduğu iki satırlık
rubaisini okumadan cebime koyup geri dönmüş ve ihtiyacımıza cevap verecek
makalenin temini için çalışmaya girişmiştim. Daha sonra Hoca’nın verdiği
rubaiyi okuduğumda “az fakat öz”ün kıymetini tekrar öğrendim. “Kleopatra’yı
sokan yılan Çöl’den değil, Nil’den değil, Roma’dan gelmiştir” diyordu.
Güzelliği yok edenin Türk’ten ve İslam’dan değil, ancak Hıristiyan Avrupa’dan
gelebileceği, bundan güzel ifade edilebilir mi? Biz de bu güzel rubainin
hakkını vererek, “Mefkure”nin üst köşesine büyük harflerle yazmıştık. Hocamız
konuşmalarıyla sohbetleriyle ve hikayeleriyle kendine özgü bir insandı.
Kendisini cezalandırmak amacı ile Adana’ya gelen Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali
Yücel, evinden bisikletiyle okula henüz gelen Hoca’yı, öğretmenler odasında
çamurlu pantolonunu göstererek tenkit ettiğinde, “Sizin ağzınızın benim
paçalarımda işi ne” diyerek, kendine özgü tavrı ile cevap vermiştir.
Sayın okurlarım, Hocamızın doğduğu Çatalca’nın İnceyiz köyünde, her yıl
tertiplenen anma toplantısı altı yıldan beri daha anlamlı ve çok yönlü olarak
Türk Eğitim Sen’in İstanbul şubesi tarafından tertiplenmektedir.
Hocamızın anısına, yıllar öne İnceyiz Köyü’nün ilkokuluna Arif Nihat Asya ismi
verilmişken son yıllarda da köy meydanına “Bayrak anıtı” yapılmış ve Çatalca
İlçesi’nde inşa edilen Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’ne de ismi
verilmiştir. Posta İdaresi tarafından da, posta pullarına resmi konulmuştur.
Eğitimci kardeşimiz Dr. Sakin Öner 1979 yılında Toker Yayınları ile Hocamızın
şiirlerini ve nesirlerini içine alan üçyüz elli sayfalık güzel bir eser
hazırladı. Saadettin Yıldız hocamız da 1997 yılında “A. Nihat Asya Şiir Dünyası”
qnı, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları’nda bastırdı. Hizmetleri var olsun.
Tanrı Türk’ü Korusun.
Arşiv