DERİN DEVLET VE İKİ KOMPLO

İsmail Hakkı CENGİZ - 23.01.2011

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Memleketin derinlerinde bir devletten söz ediliyor. Karanlıkta kalan ne kadar olay, faili bulunamayan ne kadar vukuat varsa bu “derin devlet”e fatura ediliyor.

Filhakika, bendenize göre de devlet her şeye hâkimdir. Hâkim olmalıdır… Dolayısıyla aydınlatamadığı karanlıklardan ve faili meçhullerden sorumludur.

Velâkin derin devletin “Ergenekon” adlı yapı olduğu ileri sürüldü, yapı “deşifre edildi”, üyeleri “ortaya çıkarıldı” ve “Ergenekon”cular içeri tıkıldı.

Yani…

Yani derin devlet içeride… Eli kolu bağlı… Failleri “müebbet”le yargılanıyor…

Eeeee…

E’si, artık “derin devlet” diye bir yapıdan söz edilmemesi lâzım.

Fakat öyle olmuyor. “Derin devlet” hiç ortaya çıkarılmamış gibi, dimdik ayaktaymış hatta ve hatta ondan sanki her şeye kâdir”miş gibi söz ediliyor.

Hele hele AKP’ye karşı her türlü muhalefet, her türlü eleştiri “derin devlet”in işiymiş gibi gösteriliyor. Hatta bunu dile getirenler o kadar ileri gidiyorlar ki, antidemokratik seçim barajını geçmek için “ittifak” arayışlarını bile “derin devlet”in işi olarak yansıtıyorlar.

Üstelik yapılan bu faaliyetleri de demokrasiye karşıymış gibi gösteriyorlar. Peki, adama sormazlar mı, %10 seçim barajı dünyanın hangi demokrasisinde var? Niçin bu antidemokratik barajın kaldırılması için bastırmıyorsunuz? Bunu kaldırmayan AKP’yi niçin anti demokrat ilan etmiyorsunuz? Siz nasıl demokratsınız?

x   x   x

Prof. Doğu Ergil, Bugün gazetesindeki, 23 Ocak tarihli yazısında AKP’ye karşı “derin devlet”in iki komplosundan bahsetmiş…

Birincisi; Hizbullahçıların salıverilmesiymiş. Bunun müsebbibi Yargıtay olduğu halde, sorumlu olarak hükümet gösteriliyormuş. Böylece seçimlerden önce AKP zor durumda bırakılmak isteniyormuş.

Hakikat böyle mi?

Hayır!

Tutukluluk sürelerini sınırlayan kanun bu hükümetin eseri… Bu kanunu birkaç defa erteleyen yine bu hükümet… Peki, mademki Hizbullahçıların salıverilmesi kendisini zor durumda bırakacaktı, uygulamayı bir kere daha erteleyemez miydi?

Tabii ki erteleyebilirdi. Ertelemisi durumunda Hizbullahçıların tahliyesi en erken seçimlerin sonuna kalırdı.

Ama ertelemedi.

Bu vaziyette, nasıl olur da tahliyelerde hükümet sorumlu tutulamaz?

Yandaş gözüyle bakarsan tutulamaz.

İkinci komploya gelince…

Bu daha da “derin”!

Nedir o?

Demokrat Parti genel başkanlığına Namık Kemal Zeybek’in seçilmesi.

Komployu gördünüz mü?

Tamamıyla demokratik usullerle bir kongre yapılıyor, demokratik bir seçim sonucu genel başkan değişiyor ve bu “derin devlet”in, iktidara bir “komplo”su oluyor.

Bu “komplo”nun amacı neymiş?

DP güçlenecek, AKP’nin oylarını kapacakmış?

Ne diyelim, böyle düşünenlere Allah akıl fikir versin.

İşin daha komik tarafı; hatta trajikomik tarafı ne biliyor musunuz?

DP’nin başına Namık Kemal Zeybek gibi eski bir MHP’linin gelmesi; Milliyetçiler açısından, yukarıdaki iddiaların aksine MHP’ye bir komplo olarak algılanmıştır.

Çünkü siyasî geçmişi itibariyle, Zeybek’in, AKP’den değil MHP’den oy koparma ihtimali daha yüksektir.

Bununla beraber, bendeniz bir Milliyetçi olarak DP’nin başına Zeybek’in gelmesini komplo olarak falan görmüyorum.

Zeybek, bu ülkenin en birikimli siyasetçilerinden birisidir ve siyasetin seviyesini yükseltecek bir şahsiyettir. Onun siyasete girmesi memleket için bir kazanımdır.

 

Önceki yazılar

Tarih: 23.01.2011 Okunma: 661

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?