Savaş SÜZAL, YENİÇAĞ
Mısır’daki
gelişmelerde bazı önemli noktalar ne hikmetse göz ardı ediliyor. Mısır
sürecini etkileyen Washington’daki bazı gelişmeler var. Bu durum, Mısır
olaylarını kimin düzenlediğini de ortaya
koyuyor.
ABD Başkanı
Obama, iki gün önce Türkiye’ye yolladığı Büyükelçi Ricardione de dâhil
dünyadaki tüm Amerikan Büyükelçilerini Washington’a çağırdı. Bu toplama
Mısır, Tunus ve öteki İslâm dünyasında yaşanan karışıkları izledi.
Bu
arada ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton 7 Şubat’ta Türkiye’ye
yapacağı ziyareti iptal etti veya resmi ağızla erteledi. Ziyaret 4-6
Şubat tarihleri arasında Münih Güvenlik Zirvesi ardından gerçekleşecek,
Avrupa gezisinin bir ayağı olacaktı. Avrupa ziyareti ve temaslar iptal
edilmedi.
İlginç değil mi, tam da kriz zamanı, Tayyip Erdoğan’ın
Hüsnü Mübarek ve Mısır halkına akıl verdiği dönemde Amerikalı bakan
gelmiyor. Yeşil basına göre ABD’nin stratejik ortağı, Orta Doğunun
parlayan yıldızı, İslâm liderlerinin akıl hocası Erdoğan ve AKP iktidarı
ile yapacağı bir bilgi alışverişi ve danışmanlara Bakan veya ABD ne
hikmetse ihtiyaç duymuyor.
Gelelim güncel konumuz Mısır’a. Bu ülke
ve liderleri ABD indinde Türkiye’den kıymetli. Mısır, ABD dış yardımında
ikinci büyük yıllık yardımı alan ülke. 2010 bütçe rakamlarına göre
tamamı bağış olmak üzere yılda 3,5 milyar dolarla İsrail birinci, yılda
1,5 milyar dolarla Mısır ikinci. Türkiye yıllardır bu yardımdan uzak.
Erdoğan hükümetinin ABD Hazine Bakanlığından istediği borç paralar da
verilmedi.
Bu gelişmeler Amerika tarafından hazırlanıp adım adım
uygulamaya konan bir süreç. Öncelikle Mısır’da hükümet yani Hüsnü
Mübarek kim? ABD’nin adamı değil mi? Aynı bizdeki iktidar lideri gibi,
ABD’nin verdiği talimatları Arap dünyasında uygulayan kişi Mübarek. Onun
liderliği de ABD’nin çizdiği süre kadar sürdü.
Olaylarda
tarafsızlığını açıklayan Mısır ordusu kimin emrinde, tahmin edin.
Pentagon’un Mısır ordusu üzerindeki etkisi sır değil. Aynı bizdeki
NATO’cu ve Washington’cu generaller gibi. Eğer ABD, orduya, Mübarek’i
destekle derse Mübarek, yok, göstericileri destekle derse göstericiler
desteklenir.
Gelelim olaylarda taraf olan Mısırlı gençlere. Çoğunun
Mısır entel takımı veya solcular olduğu söyleniyor. Dinci guruplar
demeç vermelerine rağmen miting meydanlarında görünmüyor. Oysa
muhalefetin önemli bir parçası olan Müslüman Kardeşler örgütü halk
arasında çok güçlü. Peki, ara sıra Hüsnü Mübarek’e ayar vermek için
kullanılan bu örgütün arkasındaki gizli güç kim? Bildiniz mi? Evet
burası.
Müslüman Kardeşler örgütü Sünni Arap Müslümanları kucaklayan
bir gurup. Laikliğe karşı değiller. Hatta İsrail ile barışa bile
razılar. Bu konudaki bilgilerimin bir kısmı molla yönetimi altındaki bir
İran raporundan alıntı.
Başlangıçta İran ile Müslüman Kardeşler
örgütünün ilişkisi iyi ama Irak savaşı, Şii İran’ın Sünni Arap
ülkelerine yönelik tavır tutumu nedeniyle ilişkiler gerilmiş. Hatta İran
biraz daha ileri giderek bu İslâmcı örgütün kurulmasında Siyonist
parmağı olduğunu bile iddia etmiş. Raporda bu örgütün gizli patronunun
ABD olduğu ileri sürülüyor.
İran yönetiminin, yıllar önce
yayınladığı raporda Tayyip Erdoğan’ın da “Muslim Brothers” diye bilinen
bu örgütün Türkiye koluna mensup olduğu ileri sürülüyor.
Birçok
istihbarat örgütü Washington ve Londra’nın her zaman olduğu gibi bu
İslâmcı örgütleri kolaylıkla kurup kullandığını doğruluyor. Hâlâ
hatırlarım bir zamanlar Türkiye’de çok etkin olan ve arkasında Bulgar
komünist partisinin bulunduğu sanılan bir sol örgütün patronu sonradan
ABD çıkmıştı.
Şimdi çok merak ediyorum, Tayyip Bey, Mübarek’e tavsiyelerde bulunurken biz Türk halkına farklı bir dünya mı yaşatıyor.