Defne Joy Foster'ın ani ölümü kafalarda
da pekçok soruya yol açtı.
Bana göre; Defne; Ergenekon Terör Örgütü'nün kurbanı olmuştur.
Şimdi; bu da nereden çıktı, demeyin.
Efendim; Defne; o gece kiminle birlikteydi?
Ahmet Altan'ın oğlu Kerem Altan ile...
Bilenler bilir: Ahmet Altan 2007'de özel operasyonlar için kurulan Taraf isimli
gazetenin başına oturtuldu.
Kendisine; casusların bile ulaşamayacağı çok gizli bilgiler ulaştırılıyor. Ahmet
Altan da Kahraman Asker Şvayk pozlarında bu çok özel belgeleri yayımlıyor.
Ergenekoncu, darbeci gösterilen düzinelerce insan içeri alınıyor.
***
Her halde Ahmet Altan'ın gadrine uğrayanlar bir plan yaptılar.
Defne'yi önceden zehirlediler.
Bir takım gece kuşlarını kullanarak onu Kerem Altan ile buluşturdular.
Kerem'in evinde; kadıncağız kendisine Ergenekoncuların verdiği zehir yüzünden
öldü.
Böylece; Kerem Altan suçlu gösterilmek istendi.
Sırf Ahmet Altan'a zarar vermek için...
***
Yakında zaten Ahmet Altan'ın acar muhabiri Mehmet Baransu'ya malum 'Belge İmal
Merkezi'nden; bu işin içinde Ergenekon'un olduğunu gösteren bir bavul dolusu CD
gönderilir. Taraf da onu yayımlar...
Hatta Bülent Arınç da bu işte şahit gösterilebilinir.
O da gözyaşı dökerek; işi ETÖ'nün yaptığını söyleyebilir.
Millet de inanır...
FİRAVUNLAŞMAK KÖTÜDÜR
Yukarıdaki kara mizahı gerçek sanmayın...
İki genç insanın bir gecesinin felaketle bitişinin talihsizliğidir yaşanan...
Üstelik; her koyun kendi bacağından asılır... Babanın suçu oğula, oğulun suçu
babaya yükletilemez. Kerem de o uğursuz gece böyle bitsin istemezdi.
Umarım ki Ahmet Altan bundan sonra Fravunlar gibi davranmayı bırakır da
insanların bir anda nasıl bir çaresizlik uçurumuna düşebileceğini anlar.
Acaba Silivri'ye tıkılan o insanlar için yürüttüğü 'Vurun, tepeleyin!'
kampanyasından vicdanı biraz olsun rahatsızlık duymaya başladı mı? Örneğin
intihar eden subayların hangi derin acıyla yaşamlarına son verdiklerini; bunda
kendisinin payını hiç aklına getirdi mi?
O gazetede, ipe sapa gelmez söylentileri; dedikoduları kullanarak insanları bir
anda darbeci ilan etmenin dayanılmaz hafifliğini hissetti mi?
Kendisi sadece 1 korkunç gece yaşamışken o gece kadar gerçek olmayan bilgilerle
insanları sürekli korkunç gecelere mahkum ettirmek için gösterdiği gayretten
acaba pişmanlık duyuyor mu?
Allah'ın parmağı yok ki gözüne soksun Ahmet!
Firavunlaşma!
Tövbe et!
Umarım ki ilahi adalet senin zalimliğinin cezasını Kerem'e kesmemiştir...
BAŞKANLIĞIN SONU AYAKLANMADIR
Tunus'ta halk ayaklandı...
Peşinden Mısır halkı harekete geçti.
Kime karşı?
Başkan'a karşı...
Tunus'taki başkan Zeynelabidin bin Ali gitti.
Mısır'da Hüsnü Mübrek'in durumu ortada...
Ürdün Kralı korkudan titriyor.
Suriye'deki başkan oğul Esat aynı durumda.
Suud Kralı, halkı petrol parası ile şimdilik teskin ediyor...
Yani Ortadoğu'daki başkanlıklar yıkıldı yıkılacak.
Hal böyle iken AKP'li kurmaylar; Türkiye'ye 'başkanlık' sistemi istiyorlar.
Tayyip Erdoğan'dan bir Hüsnü Mübarek yaratacaklar...
Bu başkancıların başını da AKP'li Burhan Kuzu çekiyor.
Burhan hoca anayasa hukukçusu amma şimdi hukukçu yanını sandığa kilitledi;
anahtarını da denize attı.
Yediği yumurtalar yetmemiş olacak ki hukuku çiğneyecek önerileri zevkle
sıralıyor.
Başkanlık sisteminin Türkiye'yi uçuracağını söylüyor.
Kendisine Ortadoğu'ya bakmasını öneriyorum:
Başkanlık sistemi uçuruyor; doğru...
Ama uçurumdan aşağıya...
***
Başkanlık için Amerika örnek gösteriliyor... Orada 50 ayrı devlet var.
Türkiye'de de devletler kuracaksın Burhan Hoca?
Doğu'da Kürdistan... Kuzeyde New Pontus... Güneyde Küçük Arabia... Ortalarda
Türkmen... İzmir'de Yunan...
Bunların üstüne de Tayyip Bey'i yerleştireceksin...
Yoksa bu başkanlık duygularını kışkırtarak...
Tayyip Bey'e tuzak mı kuruyorsun Burhan Hoca?
Arşiv