Hüseyin Macit YUSUF, Yeniçağ
Olacakları
önceden kestirmek güç değildi.Uzunca bir süredir emperyalizm ve
içimizdeki satılmış uşakların hedeflerine erişmek üzere çalışmalar
içerisinde olduklarını yazıp söylemekte ve uyarılar yapmaktayım. Bu
soysuzlar Türkiyeli-Kıbrıslı ayırımı yaratarak, Anavatan’daki
kardeşlerimizle biz Kıbrıs Türklerinin arasına nifak sokarak
istediklerini elde etmek üzere yeni oyunlar tezgâhlamaktadırlar.Maalesef
bizi yönetenler de buna bilerek veya bilmeyerek yardımcı olacak
davranışlar içerisinde olmakta, bu yetmiyormuş gibi emperyalizme hizmet
edercesine sorumsuzca beyanatlar vermektedirler.
Emperyalizm
yıllardır içimizdeki bir kısım satılmış-işbirlikçiyi kullanarak Anavatan
Türkiye’ye inanılmaz şekilde saldırılarda bulunmaktadır. Hedef Anavatan
-Yavruvatan arasındaki birlik, beraberlik ve dayanışmamızı yıpratmak ve
kopmaz-ayrılmaz bir parçası olduğumuz Anavatan Türkiye’den bizi
uzaklaştırmaktır.Emperyalizmin içimizdeki piyonlarının sayısı oldukça
azdır; ancak kopardıkları yaygara dikkatleri çekmeye yeterlidir. Bu
piyonlar,100-150 üyesi olan birkaç marjinal siyasî parti ve birkaç
sendika ağasından oluşmaktadır.Annan Planından hemen önce de
emperyalistlerin tezgâhladığı oyunda bugün meydanlarda Anavatan
Türkiye’ye küstahça saldıran aynı soysuzlar vardı. Bu emperyalist ve Rum
işbirlikçisi uşaklar, Anavatan Türkiye’ye ağza alınmaması gereken
sloganlarla saldırabilme cüretini gösterebilmektedirler. Bu
terbiyesiz-ahlâksızların amacı Anavatan Türkiye’deki kardeşlerimizi biz
Kıbrıs Türklerinden soğutmaktır. Astıkları pankartlarda “Türkiye
Kıbrıs’tan çek git,ne memurunu, ne paranı, ne de askerini isteriz”
derken hedef Anavatan-Yavruvatan ilişkisini kökünden sarsmak-bozmaktır.
Türkiye’deki kardeşlerimizin “yazıklar olsun, can verdik,kan verdik,
yemedik içmedik Kıbrıs’a gönderdik,vay hain Kıbrıslılar vay” deyip
Kıbrıs’tan vazgeçmelerini, kardeşleri olan biz Kıbrıs Türklerine sırt
çevirmelerini sağlamaktır.Türkiye’deki sorumsuz -Allah’tan korkmaz- bazı
gerici gazetelerin manşetlerinde “NANKÖR GAFİLLER” diye Kıbrıs Türkleri
olarak bizlere saldırılması emperyalizme hizmet etmekten başka bir şey
değildir.
Hatırlanacağı üzere Anavatan Türkiye’deki AKP hükümeti
KKTC’de bir dizi ekonomik tedbirin alınması konusunda UBP hükümetine
telkinde bulunmuştu.Bu telkinlerin dayatma noktasına geldiği ve bizzat
Başbakan Erdoğan’ın “Söylediklerimize uymazlarsa KKTC’ye parayı kesin”
talimatı verdiği Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçek’in ise Adaya giderek bu talimatın uygulanmasını
sağladığı bilinmektedir.
AKP’nin dayattığı paket KKTC malî yapısında
denk bütçe hedeflemektedir. Kamu kesiminde çalışanların maaşlarında
hayat pahalığına göre her ay yapılan ayarlamaya son vererek,kamu
kesiminde istihdamı yasaklayarak,13.maaşların ödenmesini engelleyerek,
kısaca genel anlamda kamu harcamalarını disipline ederek bütçe
açıklarının kapatılması hedeflenmiştir. Emeklilerin maaşlarından kesinti
yapılması her ne kadar da Yüksek Mahkeme tarafından yasalara aykırı
bulunup iptal edilmiş ise de,Maliye Bakanlığının çeşitli başka
enstrümanları devreye sokarak kesintilere gitmesi tepkilere neden
olmuştur.İşsizliğin artması ve kamunun istihdamları durdurması nedeniyle
önemli miktarda Kıbrıslı Türk göç etmeye başlamıştır. Anlayacağınız
devreye sokulan ekonomik tedbirler KKTC’de zaten mevcut olan birçok
sıkıntıyı daha da artırmıştır.
Başbakan Erdoğan’ın aslında partisi
AKP’nin dayattığı ekonomik pakete olan tepkiyi Anavatan Türkiye’ye karşı
bir girişim olarak görmeye çalışması ve Anadolu’daki kardeşlerimize de
bu doğrultuda mesaj vermesi olsa olsa emperyalist bozguncuların ekmeğine
bal sürmektedir.
Diğer taraftan, bu ekonomik paketin verdiği
sıkıntı ile yalnızlaştırıldığı duygusu içerisine giren Kıbrıslı Türkler
olarak bizlerin Anavatan’a kızarak kurtuluşu Rumda veya Avrupa
Birliğinde arayacağımız hesaplanmaktadır. Başbakan Erdoğan’ın Kıbrıs
Türkleri olarak bizleri “BESLEMELER” olarak nitelemesi-aşağılaması,
emperyalistlerin hedeflerine yaklaşmasına katkı koymaktadır. Annan Planı
döneminde olduğu gibi, sıkıntılardan kurtulmak adına önümüze konacak
ilk şer planına yine evet dememiz hedeflenmektedir. Bu emperyalist
komplo ile güya Kıbrıs Türkünün yok oluşu sağlanacaktır.
AKP
iktidarının müzakerelerin en kritik döneminde ekonomik paket dayatması
ile birlik,beraberlik ve dayanışmamızın zayıflamasına neden olduğu
apaçıktır.Toplumsal huzursuzluk ve bezginlik hat safhadadır.Bunun Kıbrıs
millî davamıza vereceği zarar ortadadır.AKP’nin bunu bilerek ve
hesaplayarak yaptığına inanmak istemiyorum. AKP’nin “Paranızı ben
veriyorum,benim dediğim olur” noktasında Kıbrıs Türkünün geleceği ile
oynayabilecek kadar haysiyetsizlik, basiretsizlik ve hatta hıyanet
içerisinde olabileceğini tahmin etmiyorum.Başbakan Erdoğan Kıbrıs’ta
üç-beş kendini bilmezin yedikleri haltı tüm Kıbrıs Türklerine mal
etmekten ve seçilmiş yöneticilerimize hakaret etmekten-onları küçük
düşürmekten vazgeçmelidir.
Başbakan Erdoğan ve AKP iktidarı Kıbrıs’ta
ve Anavatan Türkiye’de sebep oldukları bu nâhoş ve vahim gelişmeleri
ortadan kaldıracak tedbirleri hemen almalıdırlar.