Hani önüne gelen cennete gidiş şartları
koyuyor ya... Ben de bir şart getiriyorum: Eğer okuryazar iseniz de hayatınızda
bir kitap bile okumadan ölmüş iseniz; işiniz zor. Çünkü; görklü Tanrı; ilk emir
olarak şöyle diyor: Oku...
Eğer Tanrı katına okumadan varmış iseniz hiç kuşkunuz olmasın ki bir zorlukla
karşılaşacaksınız... O yüzden ne edip edip ucundan bucağından başlayın kitap
okumaya... Hadi siz okumuyorsanız çocuklarınıza, torunlarınıza veya
kardeşlerinize kitap okutun.
Bu hafta bana gelmiş olan bazı kitapları kısaca tanıtacağım:
- TÜRK SİYASAL TARİHİ: Doç. Dr. Rıdvan Akın'ın yaptığı bu bilimsel çalışma,
1908-2000 yılları arasındaki Türkiye'nin siyasal fotoğrafını çekiyor.On İki Levha
Yayıncılık tarafından piyasaya sürülen esere 'www.onikilevha.com.tr' adresinden
ve 0212 343 09 02 nolu telefondan ulaşabilirsiniz. Başta siyasetle uğraşanlar
olmak üzere; cumhuriyet tarihine meraklı olanlar; birinci elden kaynakların
kullanıldığı Türk Siyasal Tarihi'ni bir ansiklopedik eser gibi
değerlendirmelidirler.
- TELEKULAK CUMHURİYETİ- Dinleme-İzleme-Fişleme: Emekli kaymakam Asım Arslan
hukukçu bilgisini de kullanarak ilginç bir çalışma yapmış. Nazım Hikmet'ten
tutun da AKP hükümetlerinin çok geniş biçimde yürüttüğü gizli dinlemeler ve
fişlemeler, bu çalışma ile biraz daha ortaya çıkartılmış oluyor. Kitapta Abdi
İpekçi ile ilgili olarak yapılan bazı telefon konuşmalarının tutanağı gibi
Başbakan Erdoğan'ın KKTC'nin eski cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile yaptığı
özel görüşme tutanağı da yer alıyor.
Telekulak Cumhuriyeti'ni Dost Dağıtım (0312 432 48 689) piyasaya vermiş.
- ASKER-DEVRİM-DARBE: Emekli General Ömer Lütfi Erol'un bu hacimli çalışması B
Yayın'dan ( 0212 527 11 00/www.yayinb.com) çıkmış. Dünyadaki darbelerin ve
devrimlerin anlatıldığı geniş bir bölümden sonra Türkiye'deki askeri darbeler
irdeleniyor. General Erol; içinde yer aldığı yapılanmaları da anlatarak kitaba
derinlik kazandırmış. Orduyu ve darbeleri anlamak isteyenler için önemli bir
çalışma...
- ADLARIMIZ: Aydil Erol'un bu ayrıntılı çalışmasının içinde tam 17539 isim
bulunuyor. İsimler; şarkılarla, şiirlerle, türkülerle ve tarihsel örneklerle
gösterilmiş. Özellikle çocuğuna isim arayan ana-babalara bu kitaba bakmalarını
öneriyorum. (Çağrı Yayınları- 0212 516 20 80 -www.cagri.com.tr)
DOĞU RAPORU: Prof. Ümit Özdağ- İkbal Vurucu- Ali Aydın Akbaş tarafından
hazırlanan 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü'naün bu raporu Türkiye’nin Doğu ve
Güneydoğu bölgesinde birçok Kurmanç, Zaza, Arap, Alevi ve Türmen denekle
birebir görürşülerek elde edilen bulguları kapsıyor. Bu kitap; Türkiye’deki
doğu algısını kökten değiştirecek sonuçlar ortaya koymaktaÖ Sonuçlara çok
şaşıracaksınız. (Kripto Yayınları: 0312 432 1923-www.kriptokitaplar.com)
Osmanlı Devleti Döneminde DERSİM SANCAĞI: İbrahim Yılmazçelik'in bu çalışması
bugün Tunceli diye bilinen bölgenin idari, iktisadi ve sosyal hayatını
belgeleri konuşturarak gün ışığına çıkartıyor. Son dönemlerde 1937-1938
olaylarıyla sık sık gündeme getirilen Dersim ve Dersim tarihi ilgili arşiv
belgelerini merak edenlerin kaçırmaması gereken bir çalışma. ((Kripto
Yayınları: 0312 432 1923-www.kriptokitaplar.com)
DERSİMLİ DİYAP AĞA: Kağan Gökalp ile Suat Bulut'un bu eseri; adı çok duyulan ve
gerçek kimliği çok az bilinen Dersimli Diyap Ağa'yı ilk kez ayrıntıları
tanıtıyor. 1920'li yılların başında, Anadolu'nun birçok yerinde bölücü isyanlar
varken O'nun: 'Türklük tehlikeye düştüğü için Milli Mücadeleye katıldım'diyerek
Mustafa Kemal'in yanında yer almasının 'Dersim'in gerçek cevabı'olduğunu
göreceksiniz. (Kripto Yayınları: 0312 432 1923-www.kriptokitaplar.com)
Kankalar kavga etti
O şarkıyı bilirsiniz: 'Ne bir selam ne bir haber/Eski dostlar, eski dostlar!'
diyor ya hani...
Bırakın selamı sabahı; bunlar şimdi birbirlerini yumruklamaya başladılar.
Haberi biliyorsunuz: 'Torba Yasa Tasarısı görüşmelerinde BDP'li milletvekil
Sırrı Sakık, AK Parti milletvekili Ziyaeddin Akbulut'u yumrukladı.'
İyi de Kandil'den gelen teröristler, Habur'dan içeri alınıp bunların ayağına
valiler, yagrgıçlar gönderilirken iki tarafın arasında su sızmıyordu...
Şimdi AKP'lilere saldıran Bay Sakık o sıralarda CHP'lilere karşı yumruk
sallıyordu. AKP Diyarbakır milletvekili İhsan Arslan; Sırrı Sakık ile aynı
şeyleri konuşuyordu.
Peki ne oldu da kankalar kavga etti?
Seçim yaklaşıyor; seçim...
AKP; 65 milyondan fazlasını oluşturan Türk kesimin oylarını alabilmek için
şimdi milliyetçi halayı çekmeye başladı.
Seçim bitsin; AKP-BDP ittifakı yeniden kurulacak; anayasa değiştirilecek, İhsan
Arslan ile Sırrı Sakık da Kürdistan halayı çekecekler...
Nasıl olsa millet yoksullukla, işsizlikle başı derdine düşürülmüş; olanı biteni
tartışamayacak hale getirilmiş...
Sizi gidi viskiciler
Meclis'te Torba Yasa Tasarısı diye bir yasa görüşülüyor. Çalışanların
haklarının içine doldurulup denize atılacağı, zenginlere de yeni zenginlikler
sunacak bir torba bu. Meclis'teki görüşmeler sırasında; CHP'li Muharrem İnce,
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e sormuş:
-Bu yasa tasarısı ile İngiltere Başbakanı Tony Blair'in başbakan Erdoğan'a
yazdığı İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolarlık borcunu affediyorsunuz.
Viskicileri niye koruyorsunuz?
Maliye Bakanı; şu ibretli cevabı vermiş: 'Vergi mükellefleri hakkında bilgi
vermemiz kanunen yasaktır...'
Muharrem İnce kaçırır mı bastırmış cevabı:
-İşte itiraf ettiler. Erbakan olsaydı; 'Sizi gidi viskiciler, sizi!' derdi.
Tarihten bir sahne
'İstanbul'da çok çeşitli vahşi hayvanlar gördüm. Vaşak, yabankedisi, aslan,
kaplan, leopar, panter... Bu hayvanlar terbiye idiliyorlardı. Bir arslanın
yemek üzere ağzına verilmiş bir koyun, terbiyecisi tarafından ağzından çekilip
alındığı halde, hayvan hiç durumunu bozmamıştı. Bir küçük fil yavrusunun dans
ettiğini, top oynadığını gördüm. Tahmin ediyorum buna inanmıyor, gülümseyerek,
'Fil top oynar mı?' diyorsunuz...
(...) Cidden uydurmuyorum. File dans etmelerini emrettikleri zaman bir ayağını
basıp kaldırarak dans eder gibi yürüyordu. Önüne atılan topu da hortumu ile
tutuyor ve tekrar atıyordu. (...) İstanbul'da bulunan hayvanlar arasında bir
zürafanın da bulunduğunu fakat benim gelmemden az önce öldüğünü öğrendim.'
Yukarıdaki bilgiler 1555 yılına ait. Avusturya elçisi O. G. de Busbecg böyle
yazıyor. Bugün için bize normal gibi görünse de o çağda İstanbul'un sirk
gösterisinde bile dünyanın başkenti olduğu anlaşılıyor.)
Ya Türkiye'deki
Halk, Mısırda kendisini ebedi Başkan zanneden Hüsnü Mübarek'i gönderdi. Acaba
Türkiyedeki Hüsnü Müberekler bu gidişten bir ders çıkartacaklar mı?
***
Bir de Mısırdaki sokak hareketlerini devrim sananlar var. Özellikle haber
kanallarının spikerlerine bir sözlük alıp devrim kelimesinin anlamına
bakmalarını tavsiye ediyorum.
Arşiv