Şöyle bir soralım..
“Madem Orta Doğu’da liderliğin raconu gereği Hüsnü Mübarek’e çaktınız da Sayın Başbakan; Libya’da katliam yapan Kaddafi’ye niye laf sarkıtmadınız!!?”
Kaddafi’nin hacetindeki boncuk nedir!!?
Ben arz edeyim..!
Libya üzerine ABD’nin, katliamlara karşı sessiz bir önceliği vardı!.. ABD konuşmadan “Eş Başkan” konuşur mu?!
Ve de..! Cümle alem bilir ki; çadırının ABD jetleri tarafından bombalandığından beri(1986) Kaddafi sıkı bir Batı müttefikidir!.. Sağlam Amerikancıdır..! (Düşürdüğü yolcu uçağı için yüklü bir kan parası da ödeyerek üzerindeki ambargoyu kırmış, diktatörlüğünü AB-ABD’ye tescil ettirmiştir!..)
Sözün özü Libya’nın petrolü Kaddafi üzerinden Batı’nın şirketlerine kote edildiğinden beri bu megaloman diktatör “iyi çocuk” kategorisinden değerlendirilmektedir!!
Kaddafi 1989 yılından bu yana her sene “Kaddafi İnsan Hakları Ödülü” veriyor!.
Kaddafi ve insan hakları ödülü!..
Bu tirajı komik durum Batı’nın desteği ile gerçekleşiyor!.. (En çok çalanın en hayırsever olduğu kapitalizm üslubudur!! Bizde de vergi rekortmenlerinin en büyük vergi kaçakçısı olması gibi!..)
Kaddafi her sene bir sultan çadırı kuruyor ve “seçtiklerini” çadırına çağırıp insan hakları ödülü veriyor..!
Geçen yıl bu ödülü kim aldı?..
Başbakan Erdoğan..!
Petrol stokları bağlamında Türkiye’nin Başbakanı’nın Libya kuyularının başında oturan adamı ehlileştirmesi yadırganacak bir durum mu?!. Bütün Batı ile dans etmeye başlayan, oğlunu, kızını ABD-AB piyasalarına sürüp bir holding patronu gibi (Libya Holding) hareket eden Kaddafi, Tayyip Erdoğan ve Türkiye üzerinden kendisini pazarlamak istiyorsa, bundan Türkiye yararlanacaksa, üzerine söz söylenebilir mi?!
Şöyle söylenir...
“Müslüman ahali Orta Doğu’da eziliyor, işte Filistin. Biz buna göz yumamayız” diye çok iddialı bir misyon üstlenip, kendi Müslüman ahalisini yutan diktatörlerle bir havuzda yüzmenin bir izahı olmalıdır!..
Kaddafi’nin kızının İstanbul’a gelişinde, devlet töreni ile karşılanması gibi tutumları vardır Türkiye’nin!..
Dahası da şudur..
Kaddafi’nin “Afrika kadınları insan hakları” gibi adı süslü derneklere liderlik yapan karısı ve kızı ile oğlunun enerji sektörü ve para piyasaları duruşları çok önemlidir..
Kaddafi ailesi ile İtalyan enerji devi Başbakan Berlusconi’nin yakınları “ticari ortaklıklarını” faş edecek şekilde açıktır..
O ilişkiden Türkiye’den geçen enerji hatlarına köprüyü kurunca, imalatın patenti “Made in USA” olarak ortaya çıkar..
ABD’nin bundan sonra Kaddafi’nin kellesini istese de Libya’ya mutlaka bir işbirlikçi bulmak zorunda olduğunu unutmayın..
Şimdi anlaşılıyor mu, Erdoğan’ın Kaddafi’ye niye “Mübarek fırçası” atamadığının sebebi!!?
Ahalisini yıllarca “polis devleti” mezalimi altında tutan bu adam “Filistin zulmüne tavır almış gibi” bir naylon duruşla Arap dünyasına sempati sunmak istemişse de sicilinde şu vardır..
Bosna’da Müslümanları katleden Sırp canilere müttefik olmuştur..
Bosna katliamında Sırplara açık destek vermiş, canilere petrol desteği sunmuştur!..
Bu diktatörle Türkiye ilişkileri ise Türkiye açısından hüzün vericidir..
Kaddafi, yetmişli yılların sonuna doğru, Türkiye’nin bazı iş adamlarına imkan sağlamış bu iş adamlarına müteahhitlik imkanı tanımıştır.. Kaddafi’nin “sadaka” sından çöplenen Türkiye’nin bu krema tabakası o yıllardan itibaren bu diktatöre Türk kamuoyu nezdinde hem bir koruma sağlamış hem de aleyhine yazı yazılmaması gibi tabu yaratmıştır..
PKK sicilinde, Abdullah Öcalan’ın 1984 yapılanmasında Libya’daki işçiler arasında yaptığı kadrolaşma çalışmasının önemli rolü olduğu yazılır..
Sözün özü, “Çadırında Erbakan üzerinden Osmanlı’ya kadar uzanarak Türkiye’yi aşağılaması” Kaddafi’nin 70’lerden beri gelen geleneksel üslubudur.. Tekrarlayalım, ağızlarına yem torbası bağladığı Türkiye’nin birkaç müteahhidi yüzünden bu herifin aşağılamaları Türk milletine hazmettirilmiştir. (Zira yem torbasından ziftlenen medya patronları da vardı.)
Ve de “Kıbrıs Harekatında Türkiye’ye jet yakıtı verdi” şehir efsanesine de ihtiyatlı yaklaşın.. O dönemde başka hesapları vardı..

YORUMLAR