Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Hadiseleri nereye koysan uymuyor.
Hukuk desen nasıl hukuk?
Üstünlerin hukuku gidiyor, hukukun üstünlüğü geliyor desen; “üstünler” dediğin şu kimsenin tanımadığı “internet gazetecileri” mi?
Bizdeki basın özgürlüğü Amerika’dan üstün desen, adamlar, “iyi de 300 milyonluk Amerika’da hiçbir gazeteci hapiste değilken, 70 milyonluk Türkiye’de 80 gazeteci hapiste, bu nasıl üstün basın özgürlüğü?” diye soruveriyor!
12 Eylül 2010’dan beri “ileri demokrasi”ye geçtik desen, şöyle dalga geçiyorlar: Ve fakat İngiltere, Belçika, İsviçre gibi klasik demokrasilerde bile artık gazeteciler hapse atılmıyor, bizim “ileri demokrasi”mize hiç yakışıyor mu, diyorlar!
x x x
GÜLMELİ Mİ; AĞLAMALI MI?
Öte yandan, “Ergenekon” soruşturması kapsamında diye gözaltına aldığın kişilerden biri, bundan 5 sene evvel, ilk “darbe günlükleri”ni yayınlayan gazeteci.
Ki “Ergenekon” davasında 4 senedir içeride yatanların, tutuklu kalmalarına dair en büyük dayanaklardan birisi işte bu “günlükler”di.
Nasıl oluyor bu iş?
Yani “Darbe günlükleri”ni kamuoyu gündemine taşıyan, söz konusu davanın açılmasına ön ayak olan gazeteci Ahmet Şık, aslında “darbeci” miymiş?
İddia o kadar inandırıcılıktan uzak ki, bu davaya en büyük desteği veren Taraf Gazetesi bile “ERGENEKON BU MU?” diye üst manşetten soruyor. Haberin ayrıntısında ise, yine bu davalara yürekten inanan Ali Bayramoğlu, Ömer Laçiner, Ahmet İnsel gibi yazarlar da işe şaşırmış, gözaltına alınan Ahmet Şık’a destek vermek için onu yalnız bırakmamışlar.
x x x
Büyük şaşkınlık yaratan diğer isim ise; Nedim Şener!
Nedim Şener kim?
“Ergenekoncular öldürttü” denilen Hrant Dink cinayetini aydınlatmak için çabalayan, işin kitabını yazan gazeteci ve televizyoncu…
Yukarıda, Ahmet Şık için sorulan suallerin aynısı Nedim Şener için de geçerli!
Yani Nedim Şener, Hrant Dink cinayetini aydınlatmaya çalışırken bu işi yalancıktan mı yapıyordu. Derin bağlantıları ortaya koymaya gayret ederken aslında işin üstünü mü örtüyordu?
x x x
YAZMA(K)!
Hadiseleri nereye koysan uymuyor!
Sayın Başbakan, her ne kadar, “bunlar yazdıkları için değil eylemleri için soruşturuluyorlar” diyorsa da durum değişmez. Çünkü netice olarak gözaltına alınanlar “gazeteci”! Gazetecinin ne eylemi olur?
Yazmak!
Üstelik de “korku imparatorluğu” eleştirilerine karşı yine Erdoğan, daha 10 gün önce, “korkmaya gerek yok. İstediğiniz gibi yazın” demişti.
Yazalım da…
Neyi?
Önceki yazılar