Oy gizli, haber
kutsal, yorum hürdür.
AKP, kapatma davasına ilişkin savunmasını, kendisine tanınan
sürenin bitimine 13 gün kala, dün verdi.
Parti yetkilileri buna “savunma” değil de, Başsavcılığın
iddialarına karşı “cevap” adını veriyorlar.
“Savunma”
tabirinden niçin kaçınıyorlar anlamadım. Çünkü
“savunma hakkı” kutsal bir haktır. Her neyse, madem kendileri “cevap” teriminin kullanılmasını arzu
ediyorlar, biz de aynı tabiri kullanalım.
Yukarıya başlık olarak aldığımız ibare,
cevap’ta baş taraflardaki bir
maddenin başlığı… Aynen şöyle: 2.1. Laiklik bir
“yaşam biçimi” olamaz
AKP’nin cevabının ilk 13
sayfasındaki, bu başlık ve
arkasından gelen diğer iki başlık altında
ilgimizi çeken görüşlerden bazıları özetle şöyle:
Laiklik
bir yaşam biçimi değil, tersine farklı yaşam biçimlerini bir arada ve barış
içinde yaşatan prensibin adıdır.
Sonuçta, bir
“yaşam biçimi” kalıbına dökülen laiklik, içi ne ile doldurulursa doldurulsun
diğer yaşam biçimleri için tehdit oluşturacak, bu sefer toplum, devlet ve hukuk
himayesinde değerli ve imtiyazlı bulunduğu için totaliter bir yaşam biçiminin
dayatması ile karşılaşacaktır.
Laikliğin
bir “yaşam biçimi” olarak kabul edilmesi, devletin totaliter ve dayatmacı bir
devlete dönüşmesine yol açar. Totaliter devletlerde görülen belli bir insan
tipinin ve yaşam biçiminin yüceltilmesi, özgürlüklerin de sonu olur.
İddianamede
yer alan şu cümle, laikliği anayasal prensip olarak sahip olduğu güçlü konumdan
uzaklaştırmakta, felsefî tartışmaların tüketiciliğine hapsetmektedir:
“Demokrasiye
geçişin de aracı olan lâiklik, Türkiye’nin yaşam felsefesidir” (s.13).
Laikliğin insanı kul olmaktan
çıkardığı şeklindeki tez, bilimsel ve sosyolojik bir gerçeği yansıtmamanın
ötesinde kendini hem bir birey hem de Yaratıcının bir kulu olarak gören inançlı
insanlar açısından oldukça inciticidir.
Bildiğimiz kadarıyla, zaten Başsavcılık, Laikliği yukarıdaki biçimde yorumluyor
diye AKP hakkında kapatma davası açmıştı. Daha doğrusu davanın gerekçelerinden
birisi buydu.
Savunma için kendisine tanınan süreden
13 gün evvel yukarıdaki görüşlerle cevap veren AKP, yüce mahkemeye diyor ki;
bana karşı açılan davada, tarafıma isnat edilen laiklik konusundaki görüşlerimi
muhafaza ediyorum.
Sanki bir an önce partiyi kapatın, der
gibi bir cevap!
* * *
Marifetnameden
Tefvizname
Hak, şerleri hayr-eyler,
Zannetme ki gayr-eyler,
Arif onu seyr-eyler
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Bir işi murad etme,
Olduysa inad etme,
Haktandır o reddetme
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Deme şu niçin şöyle,
Yerincedir o öyle,
Bak sonuna sabreyle
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Naçar kaldığın yerde,
Birden açılır perde,
Derman erişir derde,
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
Erzurumlu
İbrahim Hakkı
--------------------------------------------------
Tefvizname: İşlerimizi güvendiğimiz Allah’a ısmarladık
Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın