Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Türkiye’de, iyi satacağı hesaplanan kitaplar 2.000 (yazıyla iki bin) adet basılır. Bu sayıdaki kitaplar, genellikle aylarca raflarda sürünür. Bazen ilk basılan 2 bin adet kitap yıllarca bitmez. İkinci baskıya bitürlü sıra gelmez.
Çok iddialı, çok “popüler” kitaplar 10 bin adet basılır.
Yasaklanan, “terör dokümanı” kitap, “İmamın Ordusu” yayınevinde basılamadı. Oralardan taslakları toplatıldı.
Sonra ne oldu?
Saniyede 50 bin baskı yaptı!
Nerede?
İnternet ortamında!
Saniyede 50 bin baskı nasıl oluyor?
Bir “tık”la!
x x x
“Baskı” kavramı, kitap-gazete gibi yayımlarla ilgili bir kavram olduğu kadar; kişiler, kurumlar, toplumlar hatta bizzat yayınlar üzerinde uygulanan zorlama-korkutma-sindirme için de kullanılan bir ifade…
Bilindiği gibi; söz konusu kitap yazarı ve kitap taslağı üzerinde “baskı” yapıldı… Yazarın konutuna ve işyerine “baskın” yapıldı… Kitap taslağı “terör aleti” olarak nitelendirildi. Kitabı saklamanın, terör örgütüne yardım ve yataklık anlamına geleceği ilan edildi.
Demek ki şimdi sanal âlemdeki 50 bin kitap toplanacak. 50 bin bilgisayara “baskın” yapılacak!
x x x
Yukarıdaki rakam 31 Mart akşamına ait. 1 Nisan sabahı gazeteleri açanlar, “yasaklı” kitabı internetten indirenlerin yüz binlere ulaştığını okudular.
Demek ki yüz binlerce bilgisayara “baskın” yapmak zorunluluğu ortaya çıkıyor. Tabii bu rakam birkaç gün içinde milyonlara ulaşacak. Bu kadar sayıdaki bilgisayara baskın yapacaklara Allah kolaylık versin.
Milyonlarca bilgisayara baskın yapılabilecek fakat “bir” kişiye “baskın” yapılamayacak! Asıl bu “virüs”ü milyonlarca bilgisayara bulaştıran ve kitabı ulaştıran o “bir” kişiye… Çünkü o 1 kişi yurtdışında… Taaa İsveç’teymiş. Ona baskın düzenlemek için İsveç makamlarının iznini almak gerekiyor. İsveçlilere deseniz ki, bir “terörist kitap” var, onu sizin ülkenizdeki bir bilgisayardan dünyaya yayıyorlar… Onun sahibine bizahmet bir “baskın” yapın kitabı ve şahsı yakalayıp bize teslim edin.
Adamlar derler ki, ne diyorsunuz siz? Bizim buralarda kitap yasağı, yayınlama yasağı gibi şeyler 400 sene evvel bitti. Siz dalga mı geçiyorsunuz, “1 Nisan” şakası falan mı yapıyorsunuz?
x x x
Yok, biz “dalga” falan geçmiyoruz!
Gayet ciddiyiz!
Şakayı hiç sevmeyiz!
Nitekim azimliyiz, o “taslak”ları toplayacağız… Kitap bastırtmayacağız… İnternetten yollayanları, indirenleri, okuyanları basacağız.
Önceki yazılar