Oy gizli, haber
kutsal, yorum hürdür.
Dört gün evvel, küllerinden bizim balkonun da
nasiplendiği Menemen’deki orman yangınını yaşamıştık. Ne kadar çok ağaç yanmış
ki, külü 40-
Önceki gün Eceabat- Gelibolu arasındaki
ormanlık alanda yangın başladı, durup durup yanmaya devam ediyor.
Dün de Manavgat ve Antalya’dan orman
yangını haberleri geldi.
Yüzölçümümüze göre zaten az olan
ormanlarımızı bitirmeye azimliyiz(!), herhalde.
Hâlbuki çok değil, üç buçuk asır önce,
bütün Osmanlı Ülkesini gezen Evliya
Çelebi, Seyahatname’sinde şu bilgileri veriyor: “Bir sincap, Van’dan yola çıkıp, daldan dala atlayarak, hiç yere
basmadan İskenderun’a kadar varabilir.” Çelebi, bugünkü Türkiye’nin
yarısından bahsediyor. Demek ki, zamanında bütün Anadolu ormanlıkmış.
Bugün, özellikle Evliya’nın bahsettiği
bölge ağaç yönünden en fakir, suyun en az olduğu, ülkenin en kurak bölgesi…
Neredeyse, çöl olduğu söyleniyor.
Artık, yanacak ağaç kalmadığından
olacak o bölgeden hiç orman yangını haberi gelmiyor, çok şükür! Tabii her orman
yangını da haber bültenlerine düşmüyor. Muhtemelen her gün birkaç küçük orman
yangını oluyor da bize haber gelmiyor.
Yaz
girdi mi, her yıl bu akıl almaz işkenceyi mevsim boyunca yaşarız.
Elbette, orman yangınlarının yüzde yüz
önlenmesi mümkün değil. Fakat bu kadar
fazla orman yangını bir büyük ihmalin, görevi savsaklamanın, yeşile, doğaya,
doğal hayata değer ve önem vermemenin bir göstergesi değil mi?
İhmal, kasıt, kaza olabilir.
Sen devletsen, her halükarda ormanını,
ağacını korursun. Bir yangın halinde büyümeden söndürür ormanı ve doğal hayatı
kurtarırsın. Sadece insanlardan değil, bitki ve hayvanların hayatından da sen
sorumlusun. Tedbirlerini buna göre alır, kontrolünü, teftişini buna göre yaparsın.
Kışın, televizyonlara orman yangını
tatbikatları yansıyor. Sayın görevliler bu komik tatbikatlarda pek bir
başarılılar. Hakiki yangındaysa ortada hiçbir görevliyi göremiyoruz.
* * *
Ormanlarımız yanarken yerel yönetimler
ağaç ve yeşille ilgili olarak neler yapıyorlar, dersiniz?
Ben size Bornova Belediyesinin neler
yaptığını söyleyeyim, siz onu memleket çapındaki mahalli idarelere teşmil edin.
Daha yağmurlar tamamen kesilmeden,
toprak kurumadan, Haziran ayı başlarında, belediye dev gibi su tankerlerini
yollara çıkarmış, şehir merkezindeki 250 yıllık çınarlar dâhil, ağaçları
suluyordu. Evin önünde 100 m2’lik bir çocuk parkı var. Bir görevli, sabah ve
akşam hortumu musluğa takıyor, bu küçük bahçeyi sele veriyor.
Sanırım Menemen, Eceabat, Manavgat ve
Antalya Belediyeleri de benzer icraatlarda bulunuyorlardır.
* * *
Hükümet ne yapıyor?
Herhangi bir bakanın bir şey yaptığını
duymadık, görmedik.
Hükümetin başı ise çeyrek final maçında
Millî Futbol takımını desteklemeye gitti. İyi ki gitmiş, o orada bulunmasa maçı
kazanamazdık. Ormanlar yine geri gelir ama çeyrek final bir daha gelmez.
Her anlamda ve her açıdan…
Ciğerlerimiz
yanıyor.
* * *
Yeşilırmak Vadisinden
Kaçın kene geliyor!
Koleradan beter veremden kötü
Kaçın beyler kaçın kene
geliyor
Hepimizi yemek kesin niyeti
Vallahi billahi gene geliyor
İyice beslenip insan yemiyle
Semirmiş mübarek kanın demiyle
Yüzme bilmiyormuş bir çok
gemiyle
Afrika’dan döne döne geliyor
Birinci kalite çelik zırh
giyen
Vampir tarifine uyup harfiyen
Tek ısırışta bir adamı yiyen
Kene denilen bir çene geliyor
Haber göndererek Vekil Beylere
Savaş ilan edip bütün köylere
İnsanın giydiği her tür
şeylere
Orlona penyeye yüne geliyor
Aransa bulunmaz saklı ve izsiz
Edepsiz ahlaksız astarsız
bezsiz
Davetsiz misafir yüzsüz mü yüzsüz
Utanmadan süne süne geliyor
HİDDETÎ der lâin sararak yurdu
Ne kadar il varsa hepsini
vurdu
İnsan denen cinsin soyunu
kırdı
Kabire mezara Sin’e geliyor
Fikret Oğuztürk
Önceki yazılar