Sevindiğiniz anlarda
sevincinizi, neşenizi, coşkunuzu nasıl belli edersiniz?
Gülerek, etrafınızdakilere
sarılarak, havaya zıplayarak, oynayarak, göbek atarak daha olmadı havai fişek
atarak…
Yurdum insanına bunlar
yetmiyor!
Sevincini nasıl belli ediyor?
Çıkarıyor belinden silahını,
sıkıyor sağa sola, havaya karaya, aşağıya yukarıya…
Tabii öncesinde de alkol almayı ihmal etmeden.
Sevindikçe biraz daha alkol,
coştukça biraz daha fazla alkol…
Böyle bir coşkuya, kurşunları
tek tek sıkılan tabanca yeterli olur mu, böyle bir neşeyi tabanca keser mi?
Gelsin makineli tüfeğim! Seri
halde takırdatmalı, gökleri delmeli, etrafı sarsmalı; coşku böyle belli edilir,
böyle yaşanır.
Bu arada havaya, sağa sola sıkılan kurşunlardan birkaç
zayiat meydana gelmiş, çocuklar ve yetişkinler korkmuş, hatta yaralanmış ne
gam!
Biz seviniyoruz ya, coşuyoruz
ya…
Mühim olan bu!
Türkiye, Türk insanı her açıdan, herkesi şaşırtıyor.
Pahalandıkça, akaryakıt
tüketimi artıyor...
Battık dedikçe, lüks tüketim artıyor…
Yiyecek ekmeği zor
bulduğumuzu zannederken, her taraftan, bulunması, alınması, muhafaza edilmesi
çok güç olan silahlar ortaya çıkıyor…
Yenildik, bu iş bitti dediğiniz zaman Millî Takım
galip geliyor.
Her futbol zaferimizde
ülkedeki silah sesleri çoğalıyor!
Endişemiz, daha büyük zaferlerde daha büyük silahların
ortaya çıkması!
El bombalarının, roket
atarların, hatta Allah korusun topların…
Öyle ya, çıkar bir aklı evvel; “topun zaferi topla kutlanır” derse, ne cevap veririz?
Arşiv