Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Usama Bin Ladin’in ölümünden Amerikalılar sevinç duyarken, Türkiye’deki iktidar çevreleri de memnuniyet duyduklarını açıkladı.
Bir kimse ne kadar kötü olursa olsun onun ölümünden memnuniyet ve sevinç duymak nasıl bir ruh halinin göstergesidir?
Bir kişinin ölümünden memnuniyet veya sevinç duyabilmeniz için o kişiye karşı kin ve nefret duygularıyla dolu olmanız lâzım. Kin ve nefretin ise zararlı olduğu, kişinin sağlığını bozduğunu, daha işin başındaki psikolog ve psikiyatrisiler bile biliyor, yazıyor, söylüyorlar.
İnsanlar ruhen ve zihnen ne hale gelmişler!
Bir de hadisenin insanî, ahlâkî, siyasî ve sosyal boyutları var.
Olaya geniş ufuklu bir açıdan baktığımız vakit neler görüyoruz?
Her şeyden evvel şu soru akıllara takılıyor: “Terörist” Usame Bin Ladin kötüydü de onu öldürenler pek mi iyi insanlar?
Usame “terörist” de onu vuranlar sütten çıkmış ak kaşık mı?
Haberlere göre; Usame’yi öldürenler operasyona giderken onu yakalamak için değil, öldürmek için emir almışlar… Devlet bu mudur? Devlet ciddiyeti bu mudur? Ne demek yakalamak yerine, “öldürme emri” vermek? Sadece işin bu boyutu bile, ABD’nin de terörist olduğunu belgelemiyor mu?
Zaten dağlarda değil şehrin merkezinde yaşadığı anlaşılan bir kişiyi, istese ABD’nin sağ yakalama imkânı yok muydu? Bal gibi vardı. Nitekim Abdullah Öcalan’ın sağ yakalayan irade, isterse Bin Ladin’i de rahatlıkla sağ yakalayabilirdi.
Kaldı ki; gerek Amerika’daki, gerekse dünyanın her yerindeki, bu arada, Türkiye’deki El Kaide’ye atfedilen saldırıların ne kadarının gerçekten bu “terör” örgütünce gerçekleştirildiğini kimse bilmiyor! Bu şüpheyi bizzat bazı Amerikalılar dile getiriyor.
Her şey bir yana; Ladin’i öldüren devlet, yani ABD nasıl bir devlet?
Bu devlet değil mi, olmayan silahları bahane ederek Irak’a giren?
Bu devlet değil mi, Irak’ta bir buçuk milyon insanın ölümüne, çoluk-çocuk milyonlarca insanın yaralanmasına ve sakat kalmasına, kadınların ırzına geçilmesine sebep olan?
Daha dün, Kaddafi’nin askerine değil de sarayına saldırıp, oğlunu ve 8-10 yaşındaki torunlarını öldüren devlet hangi devlet?
Bin Ladin’in ölümüne sevinen ve memnun olanlar ABD’nin yaptığı vahşet karşısında ne düşünüyorlar?
Tık yok!
İşin daha acıklı tarafı; siyaseti din duygularına hitap ederek, kendilerinin dindar olduğunu daima öne çıkararak yapanların; nihayetinde bir İslâm-Hıristiyan çatışmasının tarafları olanlardan “Müslüman” Ladin’in, Hıristiyan Amerikalılarca öldürülmesinden memnuniyet duymalarıdır.
Bu yazdıklarımızdan bir “terörist”i savunduğumuz anlamı çıkarılamaz. Bir kişinin terörist ve suçlu olup olmadığı ancak tarafsız bir yargılama sonucu ortaya çıkarılabilir. Bir kişiyi yargılayabilmeniz için de onu sağ olarak hâkim karşısına getirmeniz gerekir.
Demek istediğimiz; kişi terörizmle de suçlansa, devletin görevi onu öldürmek değil, bağımsız yargı karşısına çıkarmaktır.
Hangi Müslümanlıktan, hangi insanlıktan bahsediyorsunuz siz?
x x x
TÜRKÇÜLER BAYRAMI
1944 yılından beri, her sene 3 Mayıs, “Türkçüler Bayramı” olarak kutlanıyor. Son yıllarda, ne yazık ki Türk ülkesinde Türk kavramı ve Türklük hakir görülüyor. Türklüğün sembolü “Bozkurt”, en yüksek mevkilerce aşağılanıyor. Bir gün kaderin tersine döneceğine, Türklüğün yıldızının parlayacağına tam bir inançla bayramınızı tebrik ediyorum.
3 Mayıs Türkçüler bayramı bütün Türklere kutlu olsun.
Tanrı Türk’ü korusun!
Önceki yazılar