BU SINAV SONUÇLARINA NASIL GÜVENECEĞİZ? Mehmet Y. YILMAZ

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 11.05.2011


Mehmet Y. YILMAZ, Hürriyet



ÜNİVERSİTE giriş sınavındaki rezillik “acemilikten kaynaklanan sehven şifrelemenin” ötesine taşmış bulunuyor.

Bu şifrelemenin birilerine sızdırılıp kopya olanağı verilip verilmediği bir yana.
Ortaya çıkıyor ki soru kâğıtlarının okunması işi de yüze göze bulaştırılmış.
20 bin öğrenci puanının yanlış hesaplandığı iddiasıyla ÖSYM’nin önünde kuyruk! Haberlere bakarsanız hiç yanıtlamadığı sorulardan tam puan alanlar bile var. Sayfasını açmadığı testte altı yanlış yaptığı tespit edilen de!
Bu durumda olan belki on binlerce öğrenci var, bilemiyoruz. Belki birçoğu aldıkları puanın tadını çıkarıyor, sesini çıkarmıyor.
Puanı düşük geldiği için hatayı fark edip itiraz edenler var ama puanı beklediğinden yüksek gelip de itiraz etmeyi aklından geçirmeyenlerin olmaması da normal.
Bu kadar öğrencinin kâğıdını aleyhlerinde yanlış okuyan sistem, görüyoruz ki bazılarının kâğıdını da lehlerinde yanlış okuyor.
Abbas Güçlü, Milliyet’te sınav ölçme değerlendirme uzmanlarının görüşlerine dayanarak sıralamadaki değişikliklerin yansıtılıp, yansıtılmadığını, bunun sıralamayı ciddi ölçüde etkileyeceğini yazdı.
1 milyon 700 bin çocuğun girdiği, velilerinin hazırlık için milyonlarca lira ödediği bir sınav var, çocukların geleceğini belirleyecek bir sınav ve beceriksizler kâğıtları doğru dürüst okumayı bile başaramamışlar!
Bir hatalı yanıtın bütün sıralamayı etkileyeceği, bir hatalı okumanın binlerce çocuğun geleceğini ilgilendirdiği durum ÖSYM’nin umurunda bile değil.
Bu sonuçlar ile ilgili şaibenin ve kuşkunun ortadan kalkmasının iki yolu var: Ya bütün kâğıtlar yeniden okunmalı ya da sınav yenilenmeli!
Ama bütün bunlardan önce beceriksizler istifa edip, yerlerini bu işi hakkıyla yapabilecek olanlara bırakmalı!


Deniz Feneri’nde 50 trilyon kayıp

ANKARA’daki Deniz Feneri soruşturmasının seçimden önce sonuçlanmayacağını yazmıştım.
Dün Taraf’ta yayımlanan bir haber tahminimi doğruluyor. Arzu Yıldız’ın haberine göre Deniz Feneri soruşturması ile ilgili iddianame, Adli Tatil başlangıcı olan 1 Ağustos’tan önce hazır olacakmış.
Deniz Feneri soruşturması için Almanya’ya giden savcıların getirdiği son belgelerin de büyük kısmının çevirisinin tamamlandığı belirtiliyor.
Habere göre 24 milyon Euro’nun nasıl ve nereye harcandığı belirlenememiş.
Yaklaşık 50 milyon liraya (eski parayla 50 trilyon lira ediyor) varan bir miktardan söz ediyoruz.
Paranın nereye harcanmış olabileceğini tahmin etmek zor değil. Bu parayla televizyon kanalları kuruldu, değişik şirketlerde yandaşlara olanaklar yaratıldı.
Uçlarının bazı siyasi kişiliklere ya da bugünkü iktidarın koruyup kolladığı, önemli görevlere atadığı kişilere dokunduğuna da hiç kuşku yok!
Zaten bu işin seçimden önce sonlandırılamayacak olmasının nedeni de bundan başka bir şey değildir.
Bu arada bir küçük not da İstanbul’daki “yoksul ülkeler konferansı” için. Meğerse Deniz Feneri de bu konferansa davet edilen sivil toplum kuruluşlarından biriymiş!
Ne diyeyim, konferans hayırlı ve uğurlu olur inşallah!

Tarih: 11.05.2011 Okunma: 800

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?