HAYATÎ BAKAN’IN MEMATÎ YEĞENİ

İsmail Hakkı CENGİZ - 12.05.2011

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Bir “bakan” var… Ne Bakan’ı veya hangi işlerden sorumlu devlet bakanı olduğunu bendeniz bilmiyorum. Halkın da bildiğini zannetmiyorum. Hatta halkın böyle bir bakandan haberdar olduğundan bile şüpheliyim!

Bununla beraber, adı Hayatî… Belki de AKP iktidarı için hayatî bir bakan…

Bu zatı muhteremin adıyla, tam 7 ay önce, 25 Ekim 2010’da ÖSYM Başkanı Ali Demir’e bir elektronik posta gönderiliyor: “Yeğenimi uygun bir yere yerleştirin.” deniliyor.

Bu iletiye karşılık Prof. Ali Demir’in ne cevap verdiğini henüz öğrenemedik. Yakında öğreniriz herhalde…

x   x   x

Söz konusu e-posta, şifre rezaletini soruşturma esnasında ortaya çıkıyor ve Kılıçdaroğlu’na ulaştırılıyor. O da hadiseyi ahaliyle paylaşınca, Hayatî Bakan açıklama yapmak zorunda kalıyor.

Hayatî Bakan, benim öyle bir adresim yok, diyor. Savcılığa suç duyurusunda bulundum, diye de ekiyor.

Ne vakit suç duyurusunda bulunmuş?

10 Mayıs 2011’de… Yani Kemal Bey’in hadiseyi halkla paylaşmasından sonra… Sayın Hayatî Bakan neden 6.5 ay bekledi acaba? Neyse, onda değilim! Bendeniz Hayatî Bakan’ın açıklamasındaki başka bir ayrıntıya takıldım: Açıklamada, Hayatî Bakan, “benim yeğenim yok!” diyor!

Burası çok mühim!

Çünkü bu doğruysa Kılıçdaroğlu’nun iddiaları temelden çöküyor.

x   x   x

Demek ki, Hayatî Bakan’ın söylediğine göre, kendilerinin bir kız veya erkek kardeşleri yok… Varsa bile bunların çocukları yok… Buraya kadarının mutlaka doğru olduğunu değerlendiriyorum. Aksi takdirde gerçek hemen ortaya çıkar ve Hayatî Bakan’ın seçmene bakacak yüzü kalmaz.

Şimdi, soru şu: Hayatî Bakan’ın birinci dereceden yeğeni yoksa bile; emmioğlu, dayıoğlu, teyzekızı, amcakızı, hala çocuğu da mı yoktur? Onların oğlu-kızı da mı yoktur? Yani ikinci dereceden de olsa Hayatî Bakan’ın hiç mi yeğeni yoktur?

Sayın Bakan tamamen kimsesiz midir? Böyle bir şey mümkün müdür?

Hadi, diyelim ki yukarıdakilerin hepsine Hayatî Bakan olumsuz cevap verdi… İkinci, üçüncü dereceden de olsa bir yeğeni yoktur!

Pekâlâ… Bu siyasetçinin, seçmenleri arasında kendisine “akraba” samimiyetinde olan kimse de mi yoktur? Hiç “yeğenim” dediği kimsesi olmamış mıdır?

Misâl; siz, kendisine yardımcı olacağınız bir yakınınızın çocuğunu, yardım talebinde bulunacağınız birine tanıtırken “yeğenim” sıfatını kullanmaz mısınız?

Hatta Hayatî Bakan’ın bile, bırakın ÖYS’yi, herhangi bir kuruma bir seçmen çocuğunu işe sokmak için, “yeğenim” terimini kullanmadığına inanmak en hafif deyimiyle “saflık” değil midir?

Hayatî Bakan’ın, hayatında hiç kimse için “yeğen” nitelemesini kullanmadığına inanacak bir tek Türk vatandaşı var mıdır?

Eğer varsa durum aynen başlıkta yazdığımız gibi oluyor:

Hayatî Bakan’ın mematî yeğeni!

 

Önceki yazılar

Tarih: 12.05.2011 Okunma: 644

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?