Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
NTV’nin Avrupalı bir muhabiri var… Anadolu’yu köy köy gezip seçmenin nabzını tutuyor. Gerek Türkçesi, gerekse tipi ecnebi olduğunu hemen belli ediyor. Lâkin görevini iyi yapıyor… Çok değişik görüşlerdeki insanları ekrana getirmesini beceriyor.
Bize göre, NTV muhabiri seçmenin nabzını da isabetli tutuyor. Yaptığı iş, gerçekçi bir seçim araştırması şeklinde… Bu ecnebi muhabirin ekrana getirdiği Anadolu insanı sayesinde, ülkenin sosyo-kültürel fotoğrafını görmek mümkün.
Ekrana yansıyan cevaplardan vatandaşların halini, istikbale ait düşüncelerini ve oylarının rengini anlayabiliyorsunuz.
Misâl; “seçimlerde ne olacak?” sorusuna karşılık, bir gurup köylü, “Hakkımızda ve ülkenin hakkında hayırlısı neyse o olsun” diyor… Renklerini belli etmiyor… Ama sözlerinde muhalif bir imâ var…
En ilginç cevap yine bir köylüden geliyor: Orta yaşlardaki köylü kadın diyor ki; “Avrupa’ya hangi lider uyumluysa oyumuzu ona vereceğiz… Bizi ‘global’ yapacak olan partiye vereceğiz”. Bu sözlerden ne çıkıyor? Köylü kadın gündemi iyi takip ediyor. İktidardan ve Tayyip Erdoğan’dan ziyade memnun… Oyu AKP’ye…
Bu köylümüz, globalleşmenin iyi bir şey olduğunu düşünüyor…
Bu cevaptan bendeniz şunu çıkarıyorum: Evet, biz globalleşmenin bir sömürü düzeni olduğunu kabul ediyoruz. Buna direniyoruz… Fakat globalleşme için can atan köylü kadın bizi kimin globalleştirebileceğini biliyor. Oyunu ona göre kullanıyor. Burada bir bilgi eksikliği olduğunu kabul etsek de hiçbir şekilde bir bilinç eksiği söz konusu değil. Tam tersine, o köylü ve onun gibi düşünen milyonlarca vatandaş tam bir bilinçle sandığa gidiyor.
Netice olarak; bu “bilgi ve iletişim” çağında, sandıktan çıkan sonuçlara bakıp da “efendim, ahali cahilce oy kullandı” diyemeyiz.
Vatandaşın doğru-yanlış bir beklentisi var ve bu beklentisine uygun, şuurlu bir şekilde oyunu kullanıyor.
x x x
TÜKENİŞİN YENİ BİR GÖSTERGESİ
Erdoğan, CHP lideri hakkında söyleyecek bir şey bulamıyor, anlaşılan… Sıkıştırmak için bişeyler söylüyor, bakıyor ki tutmuyor; haydi yeni bişeyler… Son olarak, tâ 15-20 sene evvelki SSK müdürlüğü döneminde işe aldığı akrabalarını soruyor…
Sanırım, doğrudur… Kılıçdaroğlu birkaç akrabasını işe almış olabilir!
Peki, siz 9 senelik iktidarınız döneminde hiçbir akrabanızı işe almadınız mı? Bakanlarınız, belediye başkanlarınız hiç “torpil” yapmadılar mı?
Hemen aklımıza gelen bir tanesini söyleyelim: İstanbul Eyüp’te soyadı Erdoğan olan bir ilçe milli eğitim müdürü vardı. Sanırım, hala oradadır. Bu müdürün gezmediği, hem de görevli-harcırahlı olarak gezmediği ülke kalmamıştı… Çoğu ilçe milli eğitim müdürü tek bir yurtdışı geziye bile çıkamadığı halde, Başbakan’ın akrabası olan bu müdür nasıl oluyor da bütün ülkeleri devlet kesesinden gezebiliyor? Üstelik bu müdürün “torpil”i iktidarın yaptığı genel torpil yanında devede kulaktır.
Ayrıca, “akraba” iddialara karşı Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a meydan okuyor. “Gel canlı yayına çıkalım, orada bütün cevapları vereyim” diyor.
Başbakan ne diyor?
“Hayır, ben süper ligdeyim, sen amatör kümedesin, aynı masada buluşamayız!”
O vakit, “amatör küme”deki biriyle ne aşık atıyor, onu ne muhatap alıyorsun?
Ona sual soruyorsan cevabını da yüz yüze alma cesaretini, mütevazılığını göstermelisin!
Gösteremiyorsan, buna “kaçak güreşmek” derler!
x x x
KARPUZ
Batmanlı yaşlı amcanın Başbakan analizi
Tayyip Erdoğan karpuzu düşürdü…
(Taraf’ın 13 Mayıs 2011 tarihli manşetinden)
Önceki yazılar