Hoca Ahmet Yesevi’yi özlüyorum, Ahmet GÜRSOY

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 16.05.2011

      
Ahmet GÜRSOY, YENİÇAĞ

Pir-i Türkistani Hoca Ahmet Yesevi’yi özlüyoruz. Türk yiğitliğinin, Alp tipinin mimarı, Hz. Peygamberin âşığı, O’na benzemek için 63 yaşından sonra ömrünün kalan kısmını yer altında yaptırdığı sığınakta çileyle geçiren samimi Müslüman Ahmet Yesevi’yi özlüyoruz.
Neden özlüyoruz? Çünkü o herkesin hocası idi. Tıpkı Ebu Hanife gibi. Ne kurulu iktidarların adamıydı ve ne belirli bir grubun. Herkesin hocası idi. Onun tv ve gazeteleri yoktu; müritleri vardı. Onlar da kapı kapı dolaşıp, ümmeti Muhammed’e iktidarları meth edeceğim diye kendini paralamazdı. Hele emin olmadığı suçlar karşısında tellal bağırtarak bunlar “falancılar!” diye hiç suçlamazdı.

Ahmet Yesevi gibi Türk önderleri, gönül erleri yok şimdi. Olduğunu sananlar da bizi yanıltıyorlar. O’nun sayesinde Divan-ı hikmet diliyle söyledik, Anadolu’da hikmet dilimiz Yunus Emre oldu. Gene kendi dilimizden söyledik. Türkçenin nezaketini, inceliğini tasavvuf güzelliğinde nakış nakış işledik.
O bize Türklüğümüzü unutturmadı, tam tersine Türk’ü cihan hâkimi yaptı. Müslüman Türk nasıl olur yer yüzüne gösterdi. Din, Yesi’den bir pınar olup aktıkça, Anadolu’da Haçlı karşısında etten duvar olduk.
İşte tarih bakın, Kayı boyundan koca bir devlet çıkaran da Hoca Ahmet Yesevidendir; aynı koldan, aynı damardan gelen Ahiler’dir.
İsterseniz Şeyh Ebebali’ye sorun.

Milli İstiklal Savaşın’da Kuva-yı Milliye hocalarının damarı da aynı Türk’tendir; Yesi’dendir. İngilizlerle bir olmayan mübarek din adamları “teslim ol” fetvasına karşı İstiklal-i vatan fetvasını yiğitçe yayınlarken hedeflerinde hür bir vatan vardır. Onlar herkesin, bütün Türklerin, bütün toplumun hocasıydı.

Şimdi herkesin hocası sandıklarımız bizi hayal kırıklığına uğrattı. Önce Türk’ü bizzat Türk’ün kendisine karaladılar. Kendilerine yaklaşan Türk, dinine olan sevgisi sebebiyle onlara kapıldıkça kendini reddetmeye başladı. Taraf oldular.
Herkesin hocasıymış gibi göründüler; ancak iktidarın hocası rolünü oynadılar. Ekonomik güç kendileriyle bütünleşince, yaban ellerden soğuk rüzgârlar getirdiler. Türk’ün Kuzey Irak’ta kırmızı çizgileri silinirken, başına yaban eller tarafından çuval geçirilirken, Kerkük kan ağlarken, Karabağ’da, Ermeni işgali Kıbrıs’ta “verelim kurtulalım” çabaları sürerken, onlar liberal politikalarla Türk’e “bunlar değişimin normal seyri” propagandası yaptılar. Eski karşı koymacı statükoyu silerek yerine “n’olmuş canım” statükosunu getirdiler. Ahmet Yesevi’yi özlüyorum.
Bana ne olduğumu, kim olduğumu hatırlatıyor tarihin derinliklerinden. Ey Türk! Silkin ve doğrul. Hakikat ırmağının sesini dinle. Gireceksin, bütün uyuşturuculardan kurtulup aslına döneceksin.

Yazının tamamı için: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=18249

Tarih: 16.05.2011 Okunma: 793

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?