Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu satırlar siyasî bir maksat taşımak için kaleme alınmamıştır. Satırlarımda siyasî bir partinin adı geçecek fakat o kurum, artık şu an itibariyle siyasî kimliğinden soyunmuş, arınmış gibidir. Elbette o parti Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’dir. O parti liderinin kimliği, günah ve sevapları, o partide siyaset yapanlar, bugünkü milletvekili adayları… Vs… Bunları MHP’nin tüzel ve manevî varlığından tamamen ayrı tutuyorum. Nitekim onların hepsi gelip geçicidir. MHP ise ezelî ve ebedî bir davanın, bir mücadelenin adıdır. Simgesidir.
Şöyle bir duygu içindeyim: Türklük ve Müslümanlık dehşet verici bir taarruz altında… Saldırı küresel güçlerden geliyor… Bu güçler, Türklüğü ve Müslümanlığı bitirmek istiyorlar. Dünyaya tam olarak hâkim olmak, Türklüğü ve Müslümanlığı “köle” haline getirmek istiyorlar.
Bu dış kaynaklı saldırı Türklüğü ve Müslümanlığı bitiremez… Tâ ki içeride işbirlikçileri olmasın…
Ne yazık ki küresel güçler, “memleketin dâhilinde”, “gaflet ve dalalet” içinde bulunan işbirlikçilerini bulmuştur. Ruhları tahrip eden müthiş medya silahını kullanan işbirlikçiler… Türklük ve Müslümanlığın ayakta kalabilmesi, yaşayabilmesi için öncelikle “memleket dâhilindeki” işbirlikçilerle mücadele edilmesi şarttır. İşte, MHP, bu işbirlikçilerle mücadelenin simgesi olmuştur. Şu andan itibaren MHP siyasî bir parti değil, millî direnişin kalesidir.
Yıllardır süren kuşatmalarla, hücumlarla bu “millî kale” düşürülmek, çökertilmek isteniyor. “Organize çakallar”, akıl almaz iftiralarla bozkurtları yemek, bitirmek istiyor.
İşte bu karanlık “ahvâl ve şerait” içinde moraller bozulurken, ülkenin mübarek bir köşesinden bir huzme yayıldı…
Çerağı, İskenderpaşa cemaati lideri Nureddin Coşan yaktı. Ruhları ve gönülleri aydınlattı. Baştan sona, pırıl pırıl bir ışık olan kısa açıklamasında Coşan diyor ki; “Bozkurtlara fırsat ver, yol ver, OY ver.”
Bunu hangi şartlarda söylüyor?
İktidar sözcülerinin “bozkurt” kavramını aşağılamaya çalıştıkları, alaya aldıkları bir dönemde…
Şuur budur!
Eğer Nureddin Coşan kardeş kendini bir “bozkurt” olarak hissetmeseydi, bu kelimeyi kullanmazdı. İşte bu “Türklük gurur ve şuurudur.”
Coşan kardeş, nasıl bir dönemde MHP’ye oy istiyor?
İktidar partisi sözcülerinin kendilerinden başka hiçbir partinin övülmesine tahammül edemedikleri, kendilerine muhalif olan herkese gözdağı verdikleri bir dönemde…
Ahlâk budur!
Nureddin Coşan, kısa açıklamasıyla sadece şuurlu olduğunu değil, aynı zamanda temiz bir vicdana, adalet duygusuna ve üstün bir cesarete de sahip olduğunu gösteriyor. İşte “İslâm ahlâk ve fazileti budur.”
İskenderpaşa Cemaatinin, “millî direnişin kalesi MHP” ye bu desteğini; bazı cemaatlerin İstiklal Harbi’nde Mustafa Kemal Paşa’ya verdikleri destek gibi görüyorum. Düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
Bu desteğin sandıkla ilgili yansıması olacaktır. Fakat asıl önemli olan o değildir… Asıl önemli olan bu milletin derinliklerinde güçlü bir millî şuurun, kahramanlık ruhunun saklı olduğunu göstermesidir.
Bu milletin derinliklerinde bir “öz” var… Bir çekirdek… Çürümez, ölmez, bozulmaz, kaybolmaz…
Bu “öz”, bu “çekirdek” Türk milletin yaşama azmi…
Asla yenilmeyecek, yok edilemeyecek yaşama azmi…
Dünyaya meydan okuyan “Türklük ruhu”!
Türk’ün mezarını kazmak isteyenler bilsinler ki; bu ruh, milletin yok olma tehlikesi her belirdiğinde daima ayağa kalkacak, teyakkuza geçecek, milleti uyandıracak, ona öncülük edecektir.
Coşan Hocaefendinin açıklamasındaki şu son sözler, bu ruh ve şuurun ne kadar duygulu ve coşturucu kanıtı:
“Birleşsin güçler def etsin akbabaları, şanımız yürüsün cihanda.
Sefillere uşak olmayalım.
Çünkü kölesiyiz, Razı olsun âlemlerin Efendisi bizden.”
Hocam, var olun! Allah sizden razı olsun!
Önceki yazılar