Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“İstikrar sürüyor”, “Türkiye büyüyor”!
Gördüğünüz gibi, zafer çığlıkları yeri göğü inletiyor… Anketlere göre iktidar olan parti seçim zaferini ilân etti… Kabinede ve genel olarak yönetimde ne türlü değişiklikler yapacağını açıkladı…
Peki, Pazar günü neden sandığa gidiyoruz.
İşte, bu zaferi teyit etmek için!
Anketleri onaylamak için!
x x x
Mührü eline alan “millet” anketleri tasdik edecek mi?
Seçimler için, “milletin hakemliği” tabiri kullanılır!
Tarafsız bir hakemlik için bilgilerin doğru gelmesi, yalancı şahitlerle hakemin yanıltılmaması, en önemlisi hakemin vicdanının rahat olması gerekir…
Hakeme bütün bunlar sağlanmış mı?
Seçime giren 15 partiden 12’si “yok” sayılıyor… Hiçbir biçimde medyada yer bulamıyorlar.
Geriye kalan 3’ten 2’si ise gazete ve TV’lerde yasak savma kabilinden şöyle bir gösteriliyor…
Geriye “tek” parti kalıyor!
Her yer o tek partinin reklamlarıyla, sözcüleriyle ve bilhassa lideriyle dolu…
Dağlar-taşlar, yolar-caddeler, apartmanlar-binalar o “tek” partinin afişleri, ilânları, liderinin resimleriyle dolu…
Propaganda makinesi dehşetli bir şekilde işliyor…
Bu kadar aşırı görüntü referandum kampanyasında da yapılmıştı. Ters teper zannetmiştik ama olmadı… “Evet” çıkmasında etkili oldu.
Seçimler için de farklı olması için bir sebep yok!
Halk müthiş bir propaganda gücüyle yönlendiriliyor… Bu şartlarda hakemliğinin isabetli olması kolay mı?
x x x
Bununla beraber, halkın da kendi yaşadıkları var…
Gördükleri var, tenceresi var, sağlığı var, çocuklarının eğitimi, sınavı var, işi var, işsizliği var…
Bütün bir milletin sahip olduğuna inandığımız veya “vehmettiğimiz” bir vicdanı, bir aklıselimi var!
Bütün yalana, yönlendirmelere rağmen milletin “hakikatlere” de ulaştığını umuyoruz.
Ve şimdiden ilân ediyoruz: Sandıktan ne çıkarsa milletin kararıdır ve başımızın üstünde yeri vardır.
Millet yanlış yaptı diyemeyiz… Sonuçlar umduğumuz gibi çıkmazsa yanıldığımızı kabul edeceğiz.
“Demek ki, diyeceğiz, milletin durumu iyi, işleri tıkırında, 9 yıllık iktidardan memnun”
x x x
Pazar akşamı televizyonları bu gözle seyredeceğiz…
Halk, anket şirketlerinin noteri olduğunu mu gösterecek yoksa “mühür bende, benim de bir çift sözüm var” mı diyecek?
Öyle bir hissiyat içindeyim ki; her iki halde de hiç şaşırmayacağım.
Yalnız şunu eklemeliyim, yarım asırlık ömrümde öğrendiğim bir şey var: Hayat mutlak garantileri reddeder.
Önceki yazılar